Gönderi

56 syf.
9/10 puan verdi
Aşk değil Saplantı..?!!
Kitabı bitirdikten sonra kütüphaneme kaldırırken, içindeki ayracın ne kadar gereksiz olduğunu düşündüm fakat bir yandan da ayraç koleksiyonuma bir yeni parçayı eklemenin mutluluğunu yaşıyorum. Gereksiz dedim çünkü ayracı kullanma ihtiyacı pek duymayacaksınız. Birkaç saatte bitebilecek derecede çerez, lâkin bitirmeden bırakmak istemeyeceğiniz kadar sürükleyici bir eser. ~ • ~ • ~ • ~ • ~ Spoiler ~ • ~ • ~ • ~ • ~ Âşık yerine saplantılı demeyi tercih ettiğim bir kadının tek taraflı duygularını ölümün eşiğindeyken, uzunca bir mektup aracılığıyla aşkının/saplantısının nesnesi olan adama açıklamasını anlatan, yer yer hüzünlendirip, yer yer ağlatmayı başarabilen bir kitap. Saplantı diyorum çünkü kadının hissettikleri bana tamamen babasızlığının ve dul kalmış (belki de depresyondaki) bir annenin ilgi göstermediği çocuğunun duyduğu sevgi açlığı sonucu ortaya çıkmış bir durum gibi geliyor. Hatta karakter daha çocuk yaşta o kadar ilgisiz kalmış ki birileri onu tanısın, bilsin, kâle alsın istiyor! Mektubunda sürekli adamın kendisini hatırlamasını, tanımasını arzulaması da bu yüzden diye düşünüyorum. Durumunuz iyiyken babanızı kaybediyorsunuz, anneniz ilgisiz ve siz karşı komşunuz olan yakışıklı, havalı(?!) ve durumu yerinde, yalnız yaşayan (bir uşakla) bir genci merak ederek ona karşı duyduğunuz hislerin adına ‘aşk’(?) diyorsunuz. Ki bu kişinin pek de hoşlanmadığınız tavırlarına rastladığınız ve sürekli farklı kadınlarla gördüğünüz hâlde! Bir insanı gördüğünüzde etkilenebilirsiniz elbette ama aşkın, sevginin karşınızdakini tanıdıkça oluştuğunu düşünen biri olarak kitaba ‘saf âşık bir kadının dramı’ şeklinde bakamıyorum. Fakat ‘çocuğunu kaybeden bir annenin dramı ve hezeyânları’ dersek daha doğru olur sanırım. Zirâ daha ikinci sayfada geçen “Çocuğum öldü dün - o narin, körpe canı kurtarmak için üç gün üç gece ölümle mücadele ettim…” ifadelerini okumak gözlerimi yaşartmaya yetti ve kitabın son sayfalarında yine evladının kaybını anlatışı beni ağlatmayı başardı. Tüm detaylı anlatıma rağmen mektubun muhatabı erkek karakterin kadını hatırlayamayışı ve kadının kendisinin olmasa bile oğlunun bir fotoğrafını göndermemiş olması fazlasıyla can sıkıcıydı. Yine de oturup bir film izlemek yerine, anca o kadar vaktinizi alacak, bu kitabı okumanızı tavsiye ederim.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022226bin okunma
·
35 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.