Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

120 syf.
·
Puan vermedi
·
35 günde okudu
Symposion ve Eros
Uzun bir inceleme yazmaya niyetim yoktu fakat sanırım yine uzatacağım. (Kendim için notlar) Önce şunu söylemem gerekir ki: Platon’un diyaloglar içinde hocası Sokrates’i böylesine bilge ve saygın biri olarak tasvir edip onurlandırması, bu diyaloglar içinde kendi adını hiç geçirmemesi beni etkiliyor. Kitabın Yunanca adı Symposion, dilimizdeki karşılığı içkili toplantı/tören. Şölen diye çevrilmiş dilimize ancak belki de Sempozyum da denilebilirdi. Bu iki aşamalı toplantılarda davetliler önce yemek yiyor (Deipnon aşaması) ardından sırayla söz alarak bir konu hakkında görüşlerini belirtiyorlar (Sympoison aşaması). Kitaptaki Sympoison’a davetli kişiler Sevgi üzerine konuşmaya karar veriyorlar. Bu sevgi konusu, “Eros” sevgisi bağlamında ele alınıyor. Eros’u Yunan aşk tanrısı veya arzulu, bedensel bir sevgi olarak biliyoruz ancak Şölen’de biraz daha farklı yollardan, bedenselliği içeren ama ninayetinde onu aşan bir kavram olarak açıklanıyor bize bu sevgi. İlgimi çeken birkaç konuyu ele alacağım: - İlk olarak Phaidros’un kurduğu şu cümle ve arkasındaki mitolojik çıkarımın güzelliğine değinelim: “Sevgiden gelen erdeme en çok değer veren Tanrıların asıl hoşlandıkları, hayran oldukları şey, sevenin sevgilisine gösterdiği sevgiden çok, sevileni sevene bağlayan sevgidir.” s.15 Bu noktada Alkestis ve Akhilleus kıyaslaması yapılıyor. Özetlersek, Alkestis çok sevdiği kocası yerine ölmeyi göze almış bir kadın. Sevgi için kendini feda etmiş. Akhilleus ise sevilen tarafta; onu seven Patroklos’un savaşta yardımına giderek ölümü göze alıyor. Topuğundan vurularak ölüyor. (Bilinir bilgi olsa da belirtelim, Akhilleus sadece topuğundan vurulunca ölebilir, topuğumuzdaki aşil tendonu da onun isminden geliyor.) Tanrılar Akhilleus’un davranışını daha çok beğeniyor. Neden? Çünkü seven kişi, içindeki sevgiyle zaten Tanrılara yakındır ve kendini kolayca feda edebilir ancak sevilen kişinin, kendisini seven için ölmesi ise erdemden doğan bir sevgidir ve bu yüzden Akhilleus’un davranışı erdemden kaynaklandığı için daha çok beğenilmiş ve ödüllendirilmiştir. Sevme ve sevilmeye hiç bu açıdan bakmamıştım doğrusu :) - Şölen boyunca sevgi üzerine sırasıyla konuşmalar yapılıyor ve son söz tabi ki Sokrates’e bırakılıyor. Peki bilgin Sokrates ne yapıyor? Ben Sevgi üzerine tüm bildiklerimi Diotima isimli bilgili bir kadından öğrendim, diyor ve bize o kadından öğrendiği Sevgi’yi aktarıyor. Diotima’da özetle şunları aktarıyor Sokrates’e, Sevgi dediğimiz ölümsüzlük sevgisidir. Bu nedenle ölümlü varlıklar (insanlar da hayvanlar da) doğurmak/üremek ister. Sevgi yüzünden, çiftleşmenin, doğurmanın, yavrusunu beslemenin sıkıntılarına düşer; çünkü ölümsüz olmaya çalışır. İnsan yaşamı boyunca sevginin aşamalarından geçer önce beden güzelliğine kapılır, çiftleşir ve bedensel doğurmayı gerçekleştirir. Ancak zamanla anlar ki psyke(can) güzelliği, beden güzelliğinden daha üstündür, böylece düşüncenin ürünlerini doğurmaya çalışır yani sanatı, şiiri, güzel eserler ve değerleri.. Ve bu çocuklar asıl ölmez çocuklardır. Sevginin dünyasında ilerleyen kişi nihayetinde asıl, yüce, Tanrısal güzelliğe, tüm güzellerin özüne varacaktır. Diotima bunu şöyle anlatıyor: #240766171 Neler diyorsun Diotima? Ne anlatıyorsun bize Platon? Leyla dediğimiz bedensel aşkın imgesinden başlayıp Tanrısal güzelliğe varan bir Mecnun halini mi? İlkçağda tam da tasavvuf fikrini ortaya mı atmış oldun? Kamil insan kavramını mı tanımladın? diye düşünürken bunu araştırma ihtiyacı duydum ve tam isabet bir makale çıktı karşıma. Okumam gereken başka binlerce makale yokmuş gibi bunu da okudum :) dergipark.org.tr/tr/download/art... “Aşk, gönlün en geniş hali, sonsuzluğun tınısına dokunuştur.” cümlesiyle başlıyor makale. Antik Yunanda Sevgi: eros, agape, philio, storge olarak 4 çeşit. Philio: içten sevgi, örnek: philio sofia, bilgelik sevgisi Storge: doğal olarak oluşan sevgi. örnek ebeveynin çocuğunu sevmesi Agape: saygı içerikli karşılıksız sevgi. örnek tanrı sevgisi Eros: tutkulu, sınırsız, bedenselliği de içeren bir sevgi. Hristiyanlıkta agape sevgisi vardır ve bedensellik terk edilir. İslamda ise Eros sevgisi vardır bedensellik olumsuzlansa da yok sayılmaz, çünkü tek tek bedenlerde bütünün, vahdetin sevgisine varılır, deniliyor makalede. Şölen’de de Eros sevgisi yorumlanıyor ve tam olarak bu şekilde. Makale Yunanca kelimelere ve aşk kavramına getirdiği tanımlamalarla okunmaya değer. Ufacık hacimli bir Şölen okuyacaktım, çağrışımlarla kendimi hangi deryaların dalgalarında buldum.. :) İş bankası yayınları, Şölen’e ek olarak Dostluk’u da eklemiş ikinci bölümde. Bu arada şunu da belirteyim, mükemmel bir dizin oluşturuyorlar, ek notlar almamıza bile gerek kalmıyor. İkinci bölümde, Sokrates’in iki genç ile diyalogları var dostluk üzerine. İlginç olan şu ki dostluğu yüceltmelerine rağmen, dostluk üzerine net bir açıklama getiremiyorlar. Nihayetinde bunun serzenişini yapıyor zaten Sokrates de. Son olarak, burada ilgimi çeken ve benim için yeni bir öğrenim, “pedagog” kelimesinin Yunanca kökeni. Çocuk bakan kölelere o dönemde pedagog deniliyormuş :)
Şölen - Dostluk
Şölen - DostlukPlaton (Eflatun) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20194,065 okunma
·
228 görüntüleme
Monsilya okurunun profil resmi
Çok doyurucu bir inceleme olmuş emeğinize sağlık👌🏼 Özetlediğiniz kadarıyla Diotima'nın fikirlerini kendiminkilere çok yakın buldum. Merak ettim bu güzel insanı😄
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.