Romantik, komedi......
Evet 2. kitap...
Kitabın konusuna gelince......Yekta ve Aksen baş kahramanlarımız....
Yekta Aksen Ondan ayrıldıktan sonra hayatında yapmadığı şeyleri yapmaya başladı. çalışmak .... Hem de ne çalışmak şirketin kapısının yolunu bilmeyen Yekta deli gibi çalışmaya başladı. Sebep ise basit. Unutmak...Aksen'i civcivini unutmak...Tabi o kadar kolay değil...
Aksen ise Yekta'yı terk ettikten sonra acılarla boğuşmaya çalışıyor. Tam On gün boyunca geceleri sabahlara kadar ağlıyor ve unutmaya çalışıyor.
Tam 10 gün sonra Elçin Teyze yani Yekta'nın annesi Aksen'i arar ve buluşmak ister.
Aksen'den özür diler ve artık hayatlarından çıkmasını oğullarını unutmasını ve Onu affetmesini ister. Ve akşam yemeğine çağırır Onu Aksen ilk başta gitmek istemez ama sonra fikrini değiştirir ve yemeğe gider. Elçin Teyze söz vermiştir. Yekta yemekte olmayacaktır. Ama öyle olmaz ve tekrardan karşılaşırlar...
Yekta ile Aksen birbirlerine delicesine aşık, birbirlerini çok ama çok seviyorlar ama bir türlü birleşemiyorlar... Kapı dinlemek gibi bir huyları var ve hep yanlış anlama problemleri var ve en önemlisi Gururları.... Tam biri gururundan vazgeçiyor diğeri daha çok gurur yapıyor işler hep kötüye gidiyor. Bir de hayatlarına yeni insanlar giriyor... Kıskançlık baş gösteriyor. Her ikisi içinde ama gururları yok mu...
Ve en sonunda gerçekleri öğreniyorlar. Ne mi? Yekta'nın annesi Elçin Hanım meğersem ikisine de oyun oynuyormuş. Barışmalarını istiyormuş onların ve birinci kitapta anlatıldığı gibi Yekta ile Aksen nasıl onlara oyun oynadıysa intikam almak istiyormuş... Ne kaynana ama....
Sonunda barışıyorlar ve düğün hazırlıkları başlıyor...
Evlenme teklifi, kız isteme , kına gecesi ve düğün......
Benim en çok beğendiğim yerlerden biri Yekta'nın evlenme teklifi.Bayıldım.....
Caner tabi ki bu kitap ta da bizi gülmekten kırıp geçiriyor...