İlkin şunu söylemeliyim; kesinlikle kendimi dünya üzerinde Marquis de Sade'ın düşüncelerine hem fikir olacak insanların yaşamadığını inandırma çabası içerisindeyim.
Zira onun düşünce yapısı bana fazlasıyla ağır geliyor ki burada kitabı okuyan birçok okuyucuya da ağır geleceğini düşünüyorum.
Kitabı okurken gerçekten midemin bulandığı kısımlar oldu. İnanın 83 sayfayı nasıl bitirdiğime dair en ufak bir fikrim yok. Sadece içimden "Lütfen böyle düşünen insanlar olmasın." diye geçti okurken.
İçeriğe gelecek olursam;
Eminim benim yaşadığım dönemde varlığı mümkün olmayacak -şükürler olsun ki!- bir dünyadan söz ediyor Sade.
Cumhuriyetçi Fransa!
Ensest ilişkilerin, sodominin serbest olduğu, keyfinizin istediği zaman çıkıp her köşe başında bulunan genelevlerden birine gidip sizi arzulamayan bir insana zorla sahip olabileceğiniz, cinayeti serbest kılan yasalardan söz ediyor.
Kitabı eleştirmem gerek biliyorum fakat ben ne zaman Sade'ı okusam sanki ufak bir çocuk gibi geliyor bana, ciddiye alınmayan bir çocuk. Sürekli bağırıp sizden mantıksız şeyler isteyen. İsteklerinin içeriğini göz önünde bulundurmuyorum bunu söylerken. Sade dini reformdan, Fransa'daki özgürlük devrimine kadar birçok siyasi olaydan yararlanıp her seferinde hapishaneden ve idam cezasından bir şekilde kurtulmayı başarmış biri ve bu yaşadıkları "yüzünden" sürekli olarak ağlıyor, ilgi istiyor. Kendi dünyasını yaratıyor.
Kitapta yaşamak istediği dünyayı "cumhuriyetçilik" ilkesi altında bir şekilde tasvir etmiş.
Demem o ki Sade'ı sadece onun hakkında bilgi edinmek amaçlı okuyorum. Yaptığım alıntılar onlara katıldığımı kesinlikle göstermiyor.
Eğer Sade okuyacaksanız size bir şey katacak ümidiyle okumayın zira bir katkısı olacağını düşünmüyorum. Sadece 18-19. yüzyılda yaşamış saplantı bir adamın düşüncelerini okumuş ve hakkında bilgi edinmiş olursunuz.