Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

184 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 saatte okudu
SPOİLER; Kitabı okuduğum süre boyunca,içim umut doldu.Okuduklarım beni çok mutlu etti.Bittiğinde ise ''Vay be nereden ,nereye gelmişiz'' dedim. Anlatayım nereden nereye geldiğimizi ve kitabın ne anlattığını. Kütüphane'de devlet memuru olarak çalışan Mustafa Güzelgöz, ''Saatimi doldurayım,maaşımı alayım'' mantığında olmadığı için özveri ile çalışır.Biner eşeğine köyde ki çocuklara kitap taşır. Çocuklara kitap sevgisini aşılar,okuma,yazma oranını arttırır.Eşek kadar olamayanlar tarafından görevden el çektirilir.Fakat sonunda bir kitapta benim karşıma çıkar.Üstelik müzesi de varmış,utandım kendi adıma bu hikayeyi yeni öğrendiğim için. Ve kızdım çok bilip eğitim sistemini sürekli değiştirenlere,Milli Savunma Bakanını,Milli Eğitim Bakanı yapanlara,tüm bunları yaparken lütfedip de Mustafa Güzelgöz'e müfredatta 2 cümle yer vermeyenlere. Emniyet müdürümüz, Akif Aktuğ Antalya'nın Güneydoğu'dan en çok göç alan bölgesinde İstiklal Marşı söylenemez halde iken ''Polikart'' diye bir kart çıkartır.Kurallara uyan,çocuklara birer adet verir.Çocuklar bu işi çok sever.Karakola gelip polislere çizdikleri Türk Bayrağı resimlerini verir.Bazen oturup beraber çay içerler. Oturduğu yerde ''TOMA 1 müdahale et'' anonsu geçmez Devletini,ülkesini,milletini sevdirmenin yollarını arar. Aşık Veysel gözleri görmese de gözlerin görebileceği en güzel işlerden birini yapar. 1960'larda daha önce hiç ağaç dikilmemiş köyüne,gider bir ağaç diker. Doktor olan Üstün Üzer devlet hastanesinde çalıştığı süre boyunca kanser olan çocukların parasızlıktan tedavi olamadığını görür.Gider şuan da binlerce çocuğun tedavisini sağlayan ''LÖSEV''i kurar. Bu kitaba ne kadar da yakışmış Necip Fazıl'ın ''Tomurcuk derdinde olmayan ağaç odundur.'' sözü. Böyle güzel şeyler var işte kitapta. Bulunduğu durumun zorluklarına rağmen, güzel işler yapmaya çalışanlar,katkı sağlamaya çalışanlar var. Şimdi de Nereye geldiğimizi anlatayım. Kitabı okurken Yılmaz Özdil'in İsim,Şehir,Hayvan kitabı geldi aklıma. Kitapta şöyle bir kısım var; ''Ümmühan.7 yaşında. Balıkesir Burhaniye'nin Cumhuriyet İlköğretim Okulu'nda öğrenci. Bir konferans düzenlendi bu okulda... Sivil Savunma Konferansı... Konusu, "deprem olursa, neler yapmalıyız" falan... Kellifelli yöneticiler gelmiş, çocuklar soracak, onlar da cevaplayacak, doğruları öğretecek. Amaç bu... Ümmühancık parmağını kaldırıyor. Soruyor: "Deprem olursa, fakirleri de kurtarırlar mı?" İşte geldiğimiz nokta bu. 7 yaşında ki çocuğun bile hissettiği Eşitsizlik,Adaletsizlik. Elimde olsa bazı kitapları okumayı zorunlu hale getirirdim. Onlardan biri de bu kitap olurdu kesinlikle.Daha önce bahsetmiştim,Türkçe Öğretmenim sayesinde tanıdım Ahmet Şerif İzgöreni. Bize zorla okutturduğu adam sayesinde bugün yine çok şey öğrendim.Böyle olabilmiş güzel öğretmenlerimizi anlatır. Doktor,imam,polis her meslek grubunun,her insanın,her vatandaşın yaptığı güzellikleri anlatıyor kitap ve yine aynı grupların yapmadıklarını!
Süpermen Türk Olsaydı Pelerinini Annesi Bağlardı
Süpermen Türk Olsaydı Pelerinini Annesi BağlardıAhmet Şerif İzgören · Elma Yayınevi · 20195,2bin okunma
··
61 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.