GOG, Garip Olaylar Güncesi adeta. Kitap, Gog isimli kahramanın ki kendisi delidir, limitsiz parası ve merakı sayesinde dünya tarihine etki etmiş birçok yazar, filozof, bilim adamı vs ile görüşmelerinden tuttuğu notlardan oluşur. Notlar baştan sona eleştiri içerir. İnsanı eleştirmek için oluşturduğu kurmacalar okuyanı eğlendirirken düşündürüyor. Gog eğlenceli, zeki, sıra dışı bir kahraman bana göre. Özgürce ‘’saçmalamasına’’ bayıldım. İnsan belki de sadece saçmalarken bu kadar dürüst olur ve doğruları söyleyebilir. Ülkelerin, çocukların satılması, mahkemeleri makinelerin idare etmesi ne kadar saçma değil mi…? Kitapta bunun gibi o kadar çok örnek var ki… Örneğin hukukta yaşanan çarpıklıkları anlatmak için hakimlerin yerine makineleri koymak... Kurmacayı aratmayan saçmalıkların yaşandığı dünyamızda çoğu zaman Gog’a hak verdim. Günümüzdeki hukuk düzenini düşününce belki de artık adaletin sağlanmasını makinelerden beklemeli...
‘’Tanrı hayatı yarattı. Hayat düşüp sönerek değişti, büyük ölçüde madde, cisim haline geldi. Şimdi aksi yolu tutmalıyız, maddeye, bütün maddeye hayatı geri vermek…’’ (s. 173) derken insanın hayran olduğu zekayla nasıl kendini(ruhunu) yok ettiğini, uygarlaşmak adına yaptığı yeniliklerle aslında nasıl bir vahşiye dönüştüğünü anlatır. Modern insana yönelttiği eleştiriler çok yerindedir. Makinelerin insanın yerini alacağını ya da insanların makineleşeceğini; fert olmaktan çıkıp karınca yuvası gibi topluluk oluşturup düşünmeyen, hissetmeyen bir çark olarak sistemde yerini alacağını yazmış. Parçalanan sadece atom değil insanın ruhudur da Papini’ye göre. İnsanı, insanın elinden, yapabileceklerinden kurtarmak için; sevgiye, doğaya, maneviyata dönülmelidir, der.
Distopik denemeler ya da hikayeler de denebilir bu kitabı oluşturan yazılara. Yazarın kullandığı üslup biraz farklı. Papini bana öfkeli, hırçın, yaramazlık yaparak dikkati çekmeye çalışan bir çocuk gibi geldi. Bazen o kadar ileri gitti ki, bu kadar da olmaz deyip kızarken, kızdığım konuda beni düşündürmeyi başardı. Aslında bir de buradan bakın, düşünün diyordu yazılarında. Bu düşündüren güzel kitabı sevdim...