Dinin insanlığın esenliği için inkar edilemez bir hakikat olduğuna inanıyor Tolstoy. Fakat insanların kurnaz bir varlık olması tespitine dayanarak, çeşitli saptırmalar ve çıkarlar sebebi ile hakiki dinin çarpıtıldığını düşünüyor. Buradan yola çıkarak Allah ile insanın arasına araçlar sokulmasının meşru sayılmasını eleştiriyor. Dünyanın altı bin yıl önce yaratılması, tüm hayvanların gemiye sığması gibi konuları akla muhalif buluyor. Bütün dinlerin ( ki tamamını eleştiriyor ) temel ilkesinin, yani tüm insanların eşitliğinin unutulduğunu, bile bile ihmal edildiğini ifade ediyor.
Sonra diğer tarafa dönüyor ve dinsizleri de eleştiriyor. İç dünyalarındaki çelişkileri saklamak için karmaşık deliller toplayarak, insanların dikkatini önemli ve asli olandan uzaklaştıran, ona göre yalanlar içinde kalmasını mümkün kılan bir sürü faydasız saçmalığın zihinleri doldurduğunu / dolduracağını iddia ediyor.
Eleştirilerden bilim de nasibini alıyor tabi. Zamanın tüm bilimsel tetkiklerinin cevap bekleyen asli sorudan kaçtığını, hiçbir yere götürmeyen fakat süreç ilerledikçe karmaşıklaşan ikincil meseleleri incelediğini düşünüyor.
Yani aslında din konusu ile ilgili her yönü / bölümü sorguluyor. İnsanların şuursuz imansızlığına ve sözde eğitimli diye tabir ettiklerinin de imanı şuurlu biçimde inkar etmesine karşı çıkıyor. İnsan hayatının en yüce kanununun sevgi kanunu olduğunu söyleyerek hakiki dinde sabit kalınması gerektiğini söylüyor. Ve yaptığı tüm sert eleştiriler sebebi ile de kilise tarafından aforoz ediliyor.
Kitapta yazara katıldığım fikirleri de oldu, kesin bir şekilde itiraz ettiklerim de. Ama sonuç olarak her düşüncede insanın okuyabileceği, inananların da inanmayanların da kendisine artı değer katabileceği bir kitap olduğu gerçeği inkar edilemez.
Keyifli okumalar ...