İslamın altın çağında yaşamış altın bir insan yıldızların efendisi deli yürek Ömer Hayyam.
İsminden dolayı kendisinin Fars olamayacağı belki de Türk kökenli olduğu tartışmaları yapılmakta. Ama bunun pek önemi yok. Bizler gibi doğulu olduğuna şüphe yok en azından. O yüzden bizden biri.
Bilim adamı kimliğiyle ilgili üç beş kelam etmek isterdim ama konumuz edebiyat deyip mevzuya geçelim.
Ömer Hayyam yaşadığı pozitif çağdan dolayı felsefeyi günah saymayan bir toplum yapısında özgürce felsefe ile ilgilenebilmiş. Bu özgürlüğün verdiği cesaretle mi yoksa doğuştan gelen bir cesaretle mi bilinmez birçoğumuzun söylemeye çekindiği sözleri korkmadan dile getirebilmiş.
Öyle sözleri var ki bu adam tam bir "Tanrıtanımaz" dedirtirken arkasından ekledikleri evliyaları bile kıskandıracak cinsten.
Kendisine dinsiz imansız diyen "softa"lara da lafını esirgememiş, tek tek geçirmiş :)
Hile hurda peşinde koşan, hak gözetmeyen ve dahi yiyen yöneticiler de Hayyam'ın dilinden nasibini almış.
Kitabı okurken yaptığım alıntılarda daha çok şarap içeren dörtlüklere rastladınız. Ne yapıyım sanatla süslenmiş şarap gördüğümde dayanamıyorum :) Yukarıda bahsettiğim konulardaki dörtlükleri kitapta bulabilirsiniz.
Ömer Hayyam okuduğum ilk günden bu yana beni en fazla etkileyen şairlerden oldu. Hayata, çevreye, olaylara daha eleştirel bakabilmemi sağladı. Bir sanattan beklenilen etki de bu değil mi?
Beni etkileyen bu adam için bir ahtım var: Ölmeden önce mezarını ziyaret etmek. Peki sadece ziyaret mi? Mezarı başında bu parça eşliğinde youtu.be/PHo5U9Rios0 gül rengi şarap içmek :)
Haa bu arada vinç kiralayıp gideceğim mezarına. Şarabı yudumladıktan sonra kendimi çekerim tepeye, boynuma ilmiği bağlar atlarım. Maksat devrim muhafızları yorulmasın.
DörtlüklerÖmer Hayyam · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202122,5bin okunma