Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

708 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
59 günde okudu
Sayın Yargıç, Postmodern Faşizmin tek bir ilkesi vardı: Hiç kimsenin, hiçbir baskı grubunun geleceğinin güvende olmaması ilkesi. Bu nedenledir ki, her grup ve her birey, bütün eski Türkiye, hepimiz, günübirlik yaşıyorduk. Hiç bir şeyin izini sürmüyor, hiçbir şeyin sonrasını düşünmüyorduk. Dün yaptıklarımızı, bize yapılanları anında unutuyor, o günkü çıkarımız neyi icap ettiriyorsa öyle hareket ediyorduk. Hangimiz Anne/Devlet üzerinde daha iyi baskı kurarsak, hangimiz daha iyi dalavere yapar, daha iyi yalvarır, rüşvet, ödün verir, ihanet, tehdit eder, kazık atar, işbirliği yaparsak, o kazanıyordu.  Bir ahlâksız içsavaştı, kamufle etmek, alçaklıkta uzlaşmayı 'istikrardır' diye alalamak görevini medya üstlendi.  Medya, düşünce özgürlüğü, Ramazan'ın mübarekliği, Silâhlı Kuvvetlerin vazgeçilmezliği gibi asgari müşterekleri içeren 'ılımlı siyaset'e revaç verir, toplumsal asabiyeti yatıştırırken, ödün vermeyenlerin üzerine hışım gibi indi. Uzlaşmanın herkesin leyhine olduğunu savunurken, ilkelerinden ödün vermeyenleri 'aşırı uçlar' olarak mahkûm etti. Uzlaşmanın sonu olmadığını, asgarinin asgarisinin olamayacağını savunanları fanatizmle, vatana ihanetle suçladı. Adına 'ılımlılık' dediği her koşulda uzlaşma ilkesizlik ilkesini 'erdem' ilân etti. Sayılan hakların, istatistikleri doğruların, oylan ilkelerin, popülariteyi ahlâkın kanıtlan olarak kullandı. Oligarşinin SALİKUN'u kıskandıran yaşam biçimini -o yıllarda Büyük Britanya Prensesi Margaret'i bile ağırlayabilecek kıvama gelmişlerdi- Ülkedeki iyileşmenin, KOALİSYON YOLU'na kabulünün göstergesi olarak sundu.  En popüler meslek, 'Halkla ilişkiler,' en popüler haslet, 'hoşgörü' oldu. Toplumcular bireycileri, milliyetçiler ümmetçileri, liberaller cumhuriyetçileri, legaller illegalleri hoş gördüler. Kendi aralarında Mağdurlan doğrudan tehdit etmemesine özen gösterdikleri protokollar yaptılar. Anne/Devlet'in sömürülebilirlik potansiyelinin azalmaması için güçlü kılınması şarttı, iştahlarım kâh PKK, kâh dış düşmanlar perdesi altında sakladılar, ideolojilerini Anne/Devlet'i zenginleştirmek doğrultusunda yonttular, birbirlerine uyum sağlayacak şekilde yeniden tertiplediler. Uzlaşma hükümetleri kuruldu. Baskı gruplan, art arda kurulan bu uzlaşma hükümetlerini vargüçleriyle desteklediler. Desteklerini politikacılara devlet işlerinde fiilen yardım etmek boyutlarına vardırdılar.  2000'li yılların başlarında Anne/Devlet'e para bulan, borç veren, borç verilmesini sağlayan Oligarşiydi. Oligarşi, ekonomi, maliye, dışişleri gibi temel alanlarda yetiştirdiği uzmanlarını hükümetlerin emrine vererek çıkarlarını sağlama almaya çalıştı. Bu insanlar, medya aracılığı ile ya da dolaysız olarak hükümetleri yönlendirmeye koyuldular. Hiçbir baskı grubu yoktu ki, ekonomiyi hükümetin bakanlarından daha iyi bilmesin, hiçbir baskı grubu yoktu ki, bürokrasiyle, polisle iç içe çalışıyor olmasın. Oligarşi, hükümet büyüklerinin tüm iaşe-ibade masraflarını da cömertçe karşılıyor, cumhurbaşkanlarını SALİKUN'a lâyık yatlarında gezmelere bile çıkarıyordu. Zaman içinde, başarılı bir işadamı devletin herhangi bir bakanından daha güvenilir, daha saygın görüldü.
Kabus
KabusAlev Alatlı · Everest Yayınları · 2019525 okunma
··
85 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.