Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

96 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Ferit Edgü'nün 2002 yılında basılan bu kitabı yazarın yazarlık tarihinden bağımsız düşünülebilir mi, bilmiyorum. Yazarın minimalist denilen bu öykülerde anlattıkları, gösterdikleri, düşündürdüklerini başka bir isimle okumuş olsak acaba ne kadar olumlu şeyler söyleyebilirdik? Kendi adıma hem olumlu, hem olumsuz şeyler düşündüm: Kitap dört bölümden oluşuyor: Ölüm Öyküleri, Yaşam Öyküleri, Saçma Öyküler ve son olarak da bir uzun öykü olan (kitaba kıyasla elbette) Geçişler bölümü. Tahmin edebileceğimiz gibi; ilk bölümde yazarın minimalist tarzda, artık söylemeyi bırakmaya çalışan ya da en az söyleyerek anlatmaya çalıştığı şey ölümün kaçınılmazlığı ve bunun hepimizin hayatının bir parçası olduğu;ancak bir do sesi sanatın ölüm karşısında ne olduğunu da söylüyor . İkinci bölümdeki ilk öykü -anlatı Dil, tek başına çok şey söylüyor, belki diğer kısa öyküleri gibi yazarın, ama sanki burada daha net, daha acıtıcı, daha politik.Çok beğendim. Bu ikinci bölümün anlatıları veya öyküleri bu sefer mücadeleye de bağlıyor olayı, ölmek kaçınılmaz ama sanki mücadele etmek de öyle gibi, ya da mücadele olmazsa zaten ölüsün gibi bir şey de söylüyor . Bazen Edgü'nün söylediklerini kavrayabiliyoruz, bazen elimizden sıyrılıveriyor. Bazı anlarda çok basit gelen bir anlatısı, bir sayfa veya anlatı sonrasında suçunu affettiriyor , çok daha güzel bir kısa öyküyle yola devam ediyoruz. Kitabın üçüncü bölümü Saçma öykülerde artık tahmin edilebileceği gibi, daha rahat, imalar veya düşündürülenler daha uçuk veya daha geniş bir alana serpilmiş gibiler ve buralara sanki yazarın gerçek takipçileri adım atabilirmiş gibi. Dördüncü bölüm olan Geçişler'de 1960 baharındayız; artık gerçek mi hayal mi benim bilmediğim bir edebiyat cennetinde gibiyiz: Beckett, Tanpınar ve daha nice sanatçı bu beş altı sayfalık öykünün içinde dolanıyorlar. Belki de Ferit Edgü onlara kendisinin de ait olduğu bir hayâl mekândan sesleniyor ve onları hayâl ediyor. Kitabın son cümlesi, eserin çeşitli yerlerine muğlak ya da belirgin yerleştirilmiş politik görüşün ve emelin de bir ilânı oluyor. Yoksa bu yazarların hepsi kitabın basıldığında ölmüş müydü? Ve böyle yaparak kitabı yine ölüm temasına, ama sanatla ölümsüzlüğün var olduğu tesellisine mi götürüyor bizi yazar? Söylediğim gibi; bence bu eser gerçek bir Ferit Edgü okuruna hitap ediyor. Ben eseri yazarın Leş adlı toplu öyküler kitabından okudum. en başa en son yazdığı öyküler koyulmuş kitapta. Görünen o ki; Edgü zamanla daha az söylemeye başlamış, bunlar belki kolay bir biçimciliğin ötesine geçen ya da geçebilen çalışmalar olmuş olmalı. Yazarın edebi niteliğinin değerini de onu uzun zamandır okuyan ve bu konuda okuma deneyimi olan insanlar söylemeli. Herkese iyi okumalar.
Do Sesi
Do SesiFerit Edgü · Sel Yayıncılık · 2017575 okunma
··
46 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.