Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

131 syf.
10/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
İnceleme accık spoiler içerebilir. Zaman ayırıp okursanız ne mutlu bana :)) Sandrine ve Gabriel yirmi beş yıldır birlikte yaşayan bir çifttir. İlişkileri yokuşa doğru yol alır. Ve bu çift ilişkilerini kurtarmak için bir oyun kurarlar. Bu oyunda ikisi de metroda buluşup sanki birbirlerini hiç görmeyen iki kişi veya yıllardır birbirine hasret iki sevgili gibi davranıp ilişkilerine baştan başlayıp yeni bir sayfa açacaklardır. Ama işler yolunda gitmeyecektir. Kitap 3 bölümden oluşuyor: Zeus Styks (styx) Hades Yaptığım araştırmalara göre Zeus gökyüzü, yıldırım, şimşek, gök gürültüsü, hukuk, düzen ve adelet tanrısıdır. Tanrıların babası olarak Zeus, her tanrının bireysel görevini gerçekleştirmesini sağlar, kötülükleri cezalandırır, uzlaşmayı sağlar ve adeta tanrıların danıştıkları, her şeyi bilen, güçlü, arkadaşları gibidir. Styks ise bir nehirdir. Nefret ve cehennem nehri. Styks nehrinin sonunda Hades'in krallığı bulunur, ölümsüz iskelet kayıkçı ölülerin ruhlarını kayığı ile Hades'e götürür. Son bölümün Hades olması da ruhların son durağı olması sanırım. İlk bölüm kendi içinde 19 ayrı bölüme ayrılıyor. Yani 19 ayrı saniyeye. Ve her saniyede farklı birinin gözünden anlatılıyor olaylar. Şöyle ki; Gabriel, Nation Durağı'nda metroya biniyor. Sevdiği kadını bekliyor. Kapıların kapanmasına 19 saniye var.  Geri sayım başlıyor. İlk saniyede kendi aklından sevdiğinin gelip gelmeyeceğini geçiriyor. 18. saniyede başka bir kişi başka şeyler geçiriyor içinden. Sonra 17, 16, 15..... derken 4 farklı kişi tanıyoruz. Sophie, Gilbert, Emmanuel ve Christelle. 4 3 2 derken son saniyede olanlar oluyor. Bir bombanın patlamasıyla her şey alt üst oluyor. Her yer toz duman içinde. Patlamada 5 ölü 23 yaralı var. Bu 5 ölüden 4'ü yeni tanıdığımız 4 kişi. Diğeri ise Sandrine. Meğer çift aynı metrobüste lakin birbirlerini göremiyorlar. Sevdiği kadınla aynı metroda olduğunun farkında olamayan Gabriel patlamadan sağ çıktığı için şanslı hissediyor kendini, eve gideyim de karımı göreyim diyerek. Eve gider yalnız evde kimse yoktur. Bekler ama kimse gelmez. Uyuyakalır bir ara. Sabah ani bir kapı gürültüsüyle uyanır. Polisler kapıdadır. Sandrine'in öldüğünü söylerler ama Gabriel inanmaz. Çünkü onu görmemiştir. Ta ki polisin elindeki not kağıdını görene kadar. Kağıtta "Olası kaza anında ulaşılması gereken kişi, Gabriel" yazar ve onun kimlik bilgileri vardır kağıtta. O zaman anlar ki sevdiği insan göçmüştür bu dünyadan. O günden sonra işleri yolunda gitmemiş, kendini öldürme teşebbüsüne bile girmiştir. Ölmüş müdür peki, orasını biz de bilmiyoruz. Bakmayın öyle daldan dala atlayıp olayları baştansavma anlattığıma. Gerçekten çok sağlam bir roman ki 2003 FNAC Roman Ödüllü. Bazı yanlış yerler olsa da çeviriyi sağlam buldum. Çevirmenin adını ilk defa duymam beni telaşlandırdı başta ve bu kitabın çevirmenin yüksek lisans tezi olması da bu telaşa dahildi tabi. Ama çevirmen bu telaşımı boşa çıkardı. Keyifle, zevkle okudum. Zaman ayırıp okuyanlara teşekkür ederim. Kitapla kalın. :))
On Dokuz Saniye
On Dokuz SaniyePierre Charras · Can Yayınları · 200961 okunma
·
190 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.