Öncelikle benim S.H'i tanımama vesile olan ve S.H okuma etkinliğini başlatan sevgili Nigra'ya ve aslında Hacı Ağa eserine niyetlendiğim halde o güzel incelemesini okuduktan sonra bana mutlaka bu kitabı ilk okumalisin dedirten Necip Gerboğa' ya teşekkür ederim. Sayenizde beynim yandı. Sanayide parça bekliyorum:)) S.H Kör Baykuş'da ciddi anlamda psikolojik travmalar yaşamış, bunu yaşarken de sevgisizliği, yapılan üç kağıdı, insanın gözünün içine baka baka insanın nasıl kandırıldığını insan beyninde şimşekler caktirarak anlatıyor. Eserde yoğun bir acı var demek hafif kalır. Adam acının sarnıcı olmuş, eseri okuduğunuzda siz de bu acıyı net bir şekilde hissedeceksiniz. Aslında yazar acı çekerek bir nevi kendi suçsuzluğunu dile getirmeye çalışıyor. Şu cümle de bunu açıkça belli etmiyor mu "Hani yaş odun ocağın kenarında kalır da, diğer odunların ateşiyle kavrulur kömürleşir ne yanmıştır ne de yaş sayılır. Ötekilerin dumanıyla nefesiyle boğulur" yani yazar ne gidebiliyor ne de kaldığı halde nefes alabiliyor. Yani ötekilerin davranışlarıyla, söyledikleriyle nefes alamıyor gördükleri ve yaşadıkları ona acı veriyor ve boğuluyor. Yazar eserde sürekli ölümden bahsediyor. Şarap şişesinde ki kobra zehri kurtuluşu sanki. Ama bir türlü cesaret edip de içemiyor. Bunca acıya rağmen nedir onu yaşama bağlayan bilinmez bir çelişki doğrusu... Eseri okurken kurgular arasındaki geçişler size fare, labirent, peynir üçlemesi deneyini yasatabilir. Peyniri bulmaya çalışırken labirentlere çarpabilirsiniz ama okudukça labirentlere caprmak sizi artık etkilemiyecektir. Yazar yaşadıklarını anlattıkça labirentin yolları önünüzde açılacaktır. Üsluba gelince ; ben ykyden almak istemiştim ama ykyi bulamayınca ayrıntı yayınlarından aldım çevirisi güzel, akıcı bir uslubu var okuyucu yormadan kavramlar arasındaki anlam o kadar net verilmiş ki okurken sanki otobanda Ford minibüsle lüks otomobillere makas atiyormussunuz gibi hissedeceksiniz:)) eser kafamızda oturdukca kavramlar daha da netlestikce eser size abartı eksozlu kirmizi renkli Doğan SLX'le Ferrariyi sollama keyfi veriyor sanki:)) Son olarak yazarın esrara müthiş bir bağımlılığı var. Esrarlı bir kafayla böyle bir eser yazması neyin kafasını yaşıyor kardeş sorusuna net bir cevap oluyor ve aklıma şu dörtlük geliyor Dışardan bakıldığında mahsum bir ottur Ottur ama harbiden de günahı yoktur Tek günahı hafızaya formatı çakar Dördüncü şifalı içeceğimiz esrar. S.H bu dörtlüğü duysa sanırım bunu söyler söyler dumanlı esrar partilerini daha da sıklaştırırdı. Keyifli okumalar...

Kör BaykuşSadık Hidayet · Ayrıntı Yayınları · 201628,4bin okunma

··

57 görüntüleme

Necip G.

@NeGe ·

17 Mart 2018 02:39

Ümit Hocam kaleminize sağlık... Geç de olsa gördüm incelemenizi. Zaten okuduğunuzu biliyordum ama incelemeleri bazen böyle atlayabiliyoruz. Ancak bu kitabın sayfasına ara sıra giriyorum. Birbirinden değerli incelemeler düşüyor bu sayfaya... Siz de bu birikime değerli bir katkıda bulunmuşsunuz. Bu eserle tanışmanızda payım olduğu için gerçekten mutlu oldum. Kör Baykuş, her okur için okuma serüveninde önemli kilometre taşlarından biri bence... İncelemenizde şu bölüm özellikle dikkatimi çekti; "Yazar eserde sürekli ölümden bahsediyor. Şarap şişesinde ki kobra zehri kurtuluşu sanki. Ama bir türlü cesaret edip de içemiyor. Bunca acıya rağmen nedir onu yaşama bağlayan bilinmez bir çelişki doğrusu..." Çok güzel yakalamışsınız bu detayı. Aslında tam detayda denilemez ama şimdi siz yazınca ben de sorguladım bu durumu ister istemez. Her yeni inceleme kitabın sınırsız dünyasında yeni bir yer daha keşfetmemizi sağlıyor. Emekleriniz için ayrıca teşekkür ederim. Sevgilerimle...

Saint Simon

@isterlerkisusalim44 ·

17 Mart 2018 18:19

Ben teşekkür ederim Necip Hocam. Rica ederim. Gerçekten Kör Baykuş'un bütün incelemeleri emek kokuyor . Her okur ayrı bir ayrıntı yakalıyor bu eserde. Sizin de dediğiniz gibi her yeni inceleme kitabın sınırsız dünyasında yeni bir yer keşfetmemizi sağlıyor gerçekten de... Bazen düşünüyorum da sanki yer altında olan dostoyevski değil de sadık hidayet mi acaba. Adam anlatislarinda esrarı nefesle alırken acıyı damardan veriyor. Okuru da böyle düşündürüyor ve sorgulatiyor.

1 sonraki yanıtı göster

Semih Doğan

@muaddib ·

14 Mart 2018 15:31

Sadık Hidayet gibi bir yazarın tanınmaması site için bir eksiklikti bana göre ve bu eksikliğimizi de gideriyoruz. Ümit Bey çok keyifli bir inceleme olmuş, elinize sağlık.

Saint Simon

@isterlerkisusalim44 ·

14 Mart 2018 15:41

Ben teşekkür ederim Semih Bey. Bu site sayesinde o kadar değerli yazarlarla tanıştım ki. Bunlardan biri de Sadık Hidayet oldu. Daha kimleri taniyacagim kim bilir.

NigRa

@nigra ·

14 Mart 2018 14:55

"Ford minibüsle lüks otomobillere makas atmak..." :))) Bir kitabın daha defterini dürdük hep birlikte. :)

Saint Simon

@isterlerkisusalim44 ·

14 Mart 2018 14:59

Vallahi dürdük. Ama bana yaşattığı tat bu gerçekten. Makas atmak güzel bir keyif guzel bir heyecan tasnif etmesem de. Okudukça ben bu heyecanı yaşadım doğrusu...

Bu yorum görüntülenemiyor

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Saint Simon