Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

170 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Toplumsallığı, ülke gelişimini, dünya düzenini çok iyi tanımış olan Zweig 'ın kaleminden çıkan bu eser; insanda ülkesini yüceltme, toplumu ve toplum haklarını koruma gibi güdüler uyandırarak bilinçli birey oluşmasına katkı sağlıyor. Kitapta geçen bazı paragraflar üzerinden bunu ayrıntılı olarak dilim döndüğünce açıklamak isterim. Avusturyalı yazarın 2.Dünya Savaşı dönemlerinde Almanya hakkındaki fikirleri dikkatimi çekti. Bunlardan bazıları : "Barış içinde geçen son 40 yılda rahatlayıp gevşeyeceğine daha da güçlenmiş, düşmanın yakınlığı ile sürekli bilinçlenmiş ve barış yıllarında, yaratılışının özelliği olan temkini hiç elden bırakmamış, her an savaşa hazır olmuş bir Almanya şimdi bizim yanımızda, bizim silah arkadaşımız." " Yüzlerce yıllık fakirliğin ardından son 40 yılda dürüst ve azimle çalışmanın sonucu insanları bolluğa kavuştu, sanat ve bilim doruğuna ulaştı, ülke güçlendi. Insanlarının azmi ve ısrarlı çabalarıyla bu ulus dünyada artık en ön sıralarda yer alırken diğer ülkeler ona hayranlıkla bakıyor." Geçmişte yazılmış bu satırlardan günümüz hakkında o kadar çok ipucu çıkıyor ki adeta eski zamanlarda gelecekte bulunsun diye gömülmüş bir hazine. Bu hazine bize o dönemdeki Almanya adı altında bugüne öğütler veriyor. Gelelim bunun yorumlanmasına. Günümüzde bir barış ortamı var değil mi? (!) Peki biz bu ortamı nasıl değerlendiriyoruz? Siz değerleri okurlar müstesna, ne kadar insan otobüste, metroda var olan kısacık boş zamanını birkaç satır okuyarak değerlendiriyor? Bunu bizim ülkemizin insanı yapmıyorsa da bir X ülkesinin vatandaşı emin olun yapıyordur. Ve olası bir tehlike durumunda o insanlardan çıkan üretken fikirler bu tehlikeyi baskılayarak soruna engel olabileceği gibi ülkenin refah seviyesinin korunmasına da yardımcı olacaktır.Sonuçta bilim adamlarının silahı bilimdir,teknisyenlerin buluşları, şair ve yazarların kelimeleri, din adamlarının da inançlarıdır,diyor kitap. Biz bundan mesleğimize göre üzerimize düşeni seçmeliyiz. Yine kitaptan bir söz ile paragrafı bitirelim. "Dostoyevski'ye göre, dünyada etkili olmak ve geleceğini garanti etmek isteyen her ulus, evrenin en başarılı ve herkes için zorunlu olan tek ülkesi olduğuna inanmak zorundadır." "Her insan ulusuna sadık olduğu sürece vardır." "Birey toplumun çıkarı uğruna bencilliğini bırakıp onun emrine girmelidir." "Bizler için kurtuluşun tek yolu vardır. O da birlik beraberliktir." "Toprağın altında tohumlar değil, şehitlerin cesetleri, süvari atlarının kadavraları var." Güzel ülkemiz, az savaş görmedi. Kimilerinden başarıyla, kimilerinden yenilgiyle çıktık. Tüm savaşların ortak paydası halkımızın birlik beraberlik duygusunu hiç yitirmemesi ve canı pahasına vatanını savunması. Bunun sebebinin köklü bir etnik yapımız olduğu kanısındayım. Eğer yeni kurulmuş, sağlam geçmişe sahip olmayan bir ülke olsaydık bazı değerlerde noksan olucaktık ve bu bizim birleşmemiz önünde bir engel olacaktı. Fakat biz ilk çağlardan beri tarih sahasında olan bir milletiz. O dönemler ekilmiş birlik beraberlik tohumlarının meyvelerini yıllar geçtikçe daha çok yiyoruz. "Bugün sonsuz ıstıraplar yaşanıyor. Artık merhametler de sonsuz olmalı." "İnsanları kurban etmek sizler için kutsal, bizler için acınacak bir şey. Bireyin özgürlüğünü istemek bizler için kutsal, sizler için nerdeyse bir suç!" "Tek bir insanın kanı, bütün insanlığın özgürlüğünden daha değerlidir." Bu da günümüzdeki vahşete karşı sessiz kalınmasının açıklanamayan sebebi.Bunu bir suçlama olarak söylemiyorum. Bizden kilometrelerce uzakta yaşanan olaylara kayıtsız kalmamız pek de anormal değil. Sonuçta ateş düştüğü yeri yakar ve o yer bizden çok çok uzaktaysa dumanını bile göremeyebilir, görsek de kokusunu alamadığımız için bir şey yapmaya çalışmayız. Aynısı başımıza geldiğinde ise yardım bekleriz. Peki biz zor durumdakine yardım etmezsek biz zor durumda olduğumuzda bize kim yardım edecek? Kaldı ki zor durumdaki birine yardım etmek insanlık için yapımalı, çıkar kaygısıyla değil. Günümüz dünyasında bunun sağlanabileceği inancında değilim. Ama Zweig'ın ricasını yerine getirirsek belki bir hayal olan artık hayal olmaktan çıkar. Sonuçta "Gerçekleşen her düşünce bir zamanlar düş olarak başlamıştır." "BÜTÜN ULUSLARIN İNSANLARI , GELİN BİRLEŞELİM . TOPLUMDAKİ YERİMİZ , POLİTİK GÖRÜŞÜMÜZ NE OLURSA OLSUN GELELİM BİR ARAYA ! HAYKIRALIM BÜTÜN DÜNYAYA SAVAŞLARDAN NEFRET ETTİĞİMİZİ !" Tırnak içindeki ifadeler kitaptan alıntıdır.
Geleceğe Güven
Geleceğe GüvenStefan Zweig · Everest Yayınları · 2011160 okunma
·
227 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.