Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

174 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Benim adım bugün KÖLE. 1690 yılındayım, Amerika’dayım, siyahiyim ve kendi türüm tarafından eşya muamelesi görüyorum. Adım Florens, diğer kölelerin aksine yalınayak gezmeyi sevmiyorum, bu yüzden sahiplerimin eskimiş ayakkabılarını giyiyorum sürekli. “…bu yüzden ayaklarım işe yaramaz, daima fazlasıyla narin olacak, asla kösele gibi sağlam derili tabanlarım olmayacak, oysa hayat böylesini gerektirir. “ Sekiz yaşlarında o zamanki sahibim ve annem (Minha mae) tarafından başka bir sahibe borç karşılığı veriliyorum. Benim adım KADIN. Ben bugün Efendi’nin iş yaptığı, benim ırkımdan olduğu gözüken, özgür bir Afrikalıya aşık oldum. Gittiğinden beri onu yeniden görebileceğim günün özlemini çekerken, HANIM beni onu bulup evimize getirmekle görevlendirdi. Çünkü Hanım çok hasta ve onu bir tek o kurtarabilir. Onun benim koruyucum olduğuna inanıyorum. Onu bulduğumda artık tüm ürkütücü, incitici, acıyan bakışlardan kaçıp ona sığınabilirim. Beni ve dünyamı şekillendiren sadece o. Benim adım EMEK. Yıllar önce kabilemin yok olmasına sebep olan çiçek hastalığından kurtulabildiğim için Presbiteryenlerin himayesine verildim. Bana bir isim, yeni bir elbise ve kendi alışkanlıklarını verdiler. Kolumdaki boncukları kesip, saçlarımı kırptılar. Yine de uyum sağlayamadım ve sonunda dayaklar, kırbaçlar ve kesikler kazandım ve ödül olarak EFENDİ’nin himayesine girdim. Efendi ile birlikte yaşadığımız çiftliği yarattım, ona tavukların ne zaman yumurtladığını, mahsul ve zararlı otları ayırt etmesini, hangi gübreyi kullanması gerektiğini ve diğer pek çok şeyi öğrettim. Hanım geldiğinde de birlikte üstesinden geldik sorunların. Ben kendi kendisini yeniden yaratmış Lina. Benim adım KADIN. Beyaz olmama rağmen babam tarafından para karşılığı bir damat adayına satıldım. Hiç tanımadığım bir erkekle evlenmek üzere tek başıma yabancı topraklara seyahat ettim. Korktuğum yerlilerle önce dost oldum, sonra çiçek hastalığına yakalanıp ölümün kıyısından döndüm ve değiştim. DOST artık acımasız, kötü kalpli bir SAHİP. Çünkü kilisede Tanrı'nın buyruğunun bu şekilde olduğu öğretildi. Zorlu koşullarda evimde yaşayan siyahi kadınlarla kurulan bağlar bugün yandı. Benim adım KADIN! Sırf şaşı doğduğum için iblis olduğuma inanıyorlar, iblis olmadığımı kanıtlamak için her gece bacaklarımda kanayan yaralar açıyorum. Benim adım KADIN! Sırf siyahi olduğum için şeytan olduğuma inanılıyor ve emin olmak için çırılçıplak soyundurulup inceleniyorum bir grup insan tarafından. İçimde bir şeyler kırılıyor. Ben ÇOCUĞUM. Kiralandığım rahipler meclisindeki rahip yardımcısı tarafından taciz edilen, şehvetle sevişirken basıldığımızda köle olarak satılan bir oğlan çocuğu... Benim adım KÖLE. Koruyucum tarafından kabul görmeyip, kovuluşumla hüsrana uğrayan, hayal kırıklığıyla sevdiğim adama saldırıp onu yaralayınca korkup koşarak kaçan. “ Ayakkabım yok çarpan bir kalbim yok evim yok. Yarınım yok. Gündüz yürüyorum, gece yürüyorum.” Hayal kırıklığımı, acılarımı, öfkemi evin duvarlarına kusuyorum şimdi. Köle sonunda ÖZGÜR. Annem keşke duyabilseydi söyleyeceklerimi, “ Mae, sevinsene; ayaklarımın tabanları serviler kadar sert artık. “ Ve ben ANNE! İnsan değil zenci olarak satılan, tecavüzden doğan kızının memeleri büyüdükçe erkeklerin ağzının sulandığını görüp; onu farklı bir hayata sahip olabilme ihtimaliyle başkasının merhametine terk eden KÖLE KADIN! #29004189 “Burada kadın olmak sürekli kanayan bir yara olmak demektir.” . Benim kanayan yaralarım ise benim kaderimden farklı bir hayat sahibi olup, zaaf duyduğun ayakkabılarla yaşıyor olduğun düşüncesiyle iyileşmeye çalışıyor.
Merhamet
MerhametToni Morrison · Sel Yayıncılık · 2015443 okunma
··1 alıntı·
418 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Murat Ç okurunun profil resmi
"Benim adım Kadın. Beyaz olmama rağmen babam tarafından para karşılığı bir damat adayına satıldım." Dün Barbarians'ı izlerken dizinin ilk girişi bu şekilde bir sahneyle açılıyordu. Kadın sadece cins olarak var ve bir amaç, belki barış, belki bir anlaşma, belki de kabilelerin birleşmesi için duygularından ya da özgür düşüncesi sorulmadan bir mal gibi satılyordu, bu elbette bir nevi kölelik. Toni Morrison merak ettiğim bir yazardı, aldım notumu. Eline sağlık. Güzel bir inevelem olmuş ve Tomi
NigRa okurunun profil resmi
Morrison'u hayranlıkla okumuştum devamını getiremedim.
NigRa okurunun profil resmi
Böyle güzel bir kitabın sitede 29 kişilik okuma oranı olması üzücü.
Ayrıkotu okurunun profil resmi
Kitabı okumam için yazılmış güzel bir inceleme olmuş. İçim burkuldu okurken :/
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.