Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

342 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Son bölümünü nasıl okuduğumu bilmediğim bir kitaptı. Ne olursa olsun sonuçta insan olduğumuzu, nefis taşıdığımızı ve imtihana tâbî olduğumuzu etkileyici bir biçimde hatırladım. "Saadet güneşinin uzaklaştığı zaman boyunca beşerî zaaflar ortaya çıkmaya başlamış ve Cahiliyet Çığırına ait aile ve oba gayretleri filizlenmeye koyulmuştur." Hüzün ağırlıklı çeşitli duygu ve düşünce içerisinde okuduğum kitabın son bölümünde, akıbetini bildiğim kimi olayların gelişimini okurken "inşallah öyle olmaz" gibi iyimser safiyane beklenti içinde olduğumu fark ettim. Bu kitabın müellifinin belagati ve hikâye etme ustalığıyla da yakından alakalı. Üstad, olayları etkileyici bir biçimde anlatmış. Kitapta, İslam dünyası için çok şey ifade eden, dört büyük halifeden birisi olan ve defaatle Hz. Peygamber (S.A.V.) tarafından övülen, ilim beldesinin kapısı, hikmet sahibi olarak gösterilen Hz. Ali'nin ibretlerle dolu hayatı anlatılıyor. Ancak bu hayat, doğal olarak Hz. Peygambere birçok koldan yakınlığı nedeniyle Nebi'nin hayatıyla birlikte ele alınıyor. Çünkü peygambere çocukluğundan ölümüne kadar yoldaşlık, arkadaşlık, yakın akraba ve damatlık yapan Hz. Ali, o kutlu davanın da ilk omuzlayıcılarından. Kitap üç bölümden meydana geliyor; Hicrete Kadar, Hicret ve Ötesi ve O'ndan Sonra. Hicrete Kadar olan kısım bildiğimiz İslam'ın ilk kıvılcımlanışı ve Mekke dönemi tebliğini anlatıyor ve çoğunlukla Hz. Peygamber üzerinden gidiliyor. İkinci bölümde Hicret ve sonrasındaki cihat mücadeleleri ve küfre karşı yapılan direniş ele alınıyor. Üçüncü bölümde ise Hz. Peygamber sonrası İslam alemi ve Hz. Ali'nin bu mücadeledeki konumlanışı anlatılıyor. O'ndan Sonraya kadar yaşanan Saadet asrı ve imandaki kararlılık, o kavî duruş, son bölüme gelindiğinde, O'ndan Sonrasında yani, her şey hüzün ve karanlığa dönüşüyor. Bu son bölüm; ilk hizipleşmenin, fitne fücurun, nefislere karşı ciddi imtihanın ve İslam'ın yaşadığı ciddi sarsıntının incelendiği yer. Çok ciddi derslerin alınması gereken bölüm aynı zamanda. O günlerde tohumu atılan fitne, çeşitli hizipleriyle bugüne kadar gelmiştir. O günlerde yaşananlar, bugünün hala tartışılan, bir türlü çözümlenemeyen ve İslam dünyasını paramparça eden konuları olmuştur. Hz. Peygamber, her şey bittiğinde, küfre karşı nice azlarla çoklara karşı yapılan ve çoğunluğunda da muzaffer olunan savaşlar sonrası ashabına dönüp "asıl büyük cihat şimdi başlıyor" demiş. "Nedir o?" diye sorulduğunda da nefislere karşı verilen insanın kendi iç harbini işaret etmiştir. Gerçekten de küfre karşı verilen çetin savaşlar sonrası İslam âbâd olmuş, devletleşme yolunda hızla ilerlenmiştir. Ancak Hz. Peygamber sonrası ilkin yaşanan sarsıntı ilk iki halife döneminde savuşturulsa da, İslam dünyası üçüncü halifeden itibaren ciddi bir türbülansa tutulmuştur. Bunda Ebu Zer'in isyan ettiği rahat ve refah seviyesinin artmasının da etkisi olsa da en etkili mefhum adalet temelinin köklerinden sarsılması olmuştur. Özelikle haya ve edep timsali Hz. Osman'ın hilm ve merhameti ile akrabalarına karşı haddinden fazla merhamet göstererek onları kollaması ve liyakatsizliğin yetkilendirilmesi hükümlerinde de etkili olmuş ve bu diğer halk içerisindeki adalet duygusunu zedelediği gibi her geçen gün seslerin yükselmesine neden olmuştur. Daha sonra işler ne kadar toparlanmaya çalışılsa da halk içerisinde hiziplerin oluşması ve o büyük İslam birliğinin parçalanmış olması, arada diğer fırsat bekleyen münafık ve şer odaklarının fitnesi ile "Bedir ashabı" denilen kutlu zümreden birçok insan şehit edilmiş. "Sahabilerin en azizlerinden ölen ölene... İslam âlemi, Kâinat Nuru'nun 40. Hicret yılında boşluğa gömülmüş gibi... Karanlık, karanlık..." "Fitne kopunca insanı hayret ve şüpheye düşürür, hakikati bilinmez hâle getirir. Fitne bir ruh illetidir. Rüzgârlar estirir ve akıllıyı çocuk gibi şaşırtır." Tüm bu üzücü hadiselerden sonra, fitne ve fesatlar neticesinde gelinen noktada en son Hz. Ali de şehit edilir. Necip Fazıl ise O'nunla mücadele içindeki Muaviye ile Hz. Ali arasındaki hüküm kısmında daha geniş bir çerçeve de olayı ele alarak âdeta ahkâmsız bir hüküm verir ve der ki: "Hz. Ali mutlak sûrette haklı buna mukabil Hz. Muaviye haksız değil." Meselenin de, içtihad konusunda ayrım meselesi olduğu ve üzerine düşünülmesi gereken ince bir mesele olduğunu belirtiyor. Şu muhakkak ki hakikaten zor bir mesele... Kitap, İslam'ın doğuşundan Hz. Ali'nin şehadetine kadar ki süreci anlatıyor. Hem de bunu beklediğimden daha akıcı ve anlaşılır bir üslupla yapıyor. Kendi adıma çok faydalı oldu. Çünkü tam olarak vakıf olmadığım dönemler, bilmediğim olaylar vardı. Bunları öğrenmiş oldum ve kitabı da severek okudum. Her seviyedeki okuyucunun rahatlıkla okuyup anlayacağı güzel ve faydalı bir eser olmuş gerçekten.
Hazreti Ali
Hazreti AliNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 20001,068 okunma
··
1 artı 1'leme
·
185 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.