Gönderi

200 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
54 günde okudu
•İnsan yorgunluktan ibarettir. Gelir, yorulur ve gider.• Taşköprü'lü İbrahim Tenekeci'nin, iki dostuna ithaf ettiği, içinde on beş yıllık gezi yazılarını içerdiği bir kitaptır kendileri. Hatta kitaptan da öte bir yol rehberi, yoldaştır. Gezmek ve görmek ayrımını gösterir. Ormanda, yolda, gökte, toprakta, bitkide kısacası tabiattaki işaretleri sunar okuyucuya. Eline bir avuç toprak aldığında, bir kültür dile gelir. Sanki gecenin bir yarısında, dağ başında ateş yakmışsınız da, Tenekeci ile sohbet ediyormuşsunuz hissine kaptırır sizi. Etrafınızda Mustafa Kutlu, Yahya Kemal, Ahmet Hamdi Tanpınar, İsmet Özel, Cesare Pavese gibi dostlar olur. Tenekeci hoş sohbetlerinin arasına, onların düşüncelerini de alır. Cümlelerin derinliğine bırakmışken, farklı fikirlerle birlikte kendinize gelirsiniz zaman zaman. Ben kitabı uzun bir süreye yayarak okumayı tercih ettim. İsteyerek veya istemeyerek şehir hayatına kaptırırken kendimi, bundan uzaklaşmak ve farkına varabilmek adına sayfa sayfa, cümle cümle de olsa rehber edinmek istedim. Bazen bir hayal kurarsınız, o hayali yaşayan birini dinlemek çok hoşunuza gider. Biraz yol alabilmek ümidiyle bile, gittiği izlerden gitmek istersiniz. İşte bunun içinde adımları iyice sindirmeniz ve kendi yaşamınıza uyarlamanız gerekir. Belki üzerinde defalarca düşünmek ve yorumlamak... Biraz kitabın içeriğine değinmek gerekirse; Tenekeci'nin içinde kendini kaybettiği ağaçlar, gökyüzü sakini kuşlar, Mustafa Kutlu'nun gönül bağı kurduğu çiçekleri. Küpeli çiçek ve saka kuşu. Kışa duyulan özlem, baharı gönül hoşluğu ile karşılayış. Su ve iyi insalara karşı verilmiş aziz tabiri. Berrak derelere tüm içtenlikle sarılmak. Oturup bir ağaç gövdesiyle tokalaşıp sohbet etmek, başka bir seferinde selam vermeyi ihmal etmemek... :) Eski toprak insanları ile yaşanmışlıklar ve yörelere ait manidar, atasözü sayılabilecek akıl karmaşığı sözler.. Yaşanılan hayat çok eksikmiş. Öğrendim, yaşadım dediğim her şey fazla başlarda bırakmış beni dediğim bir kitap oldu. Sesi olmayıp, soluğu olan canlılara derin anlamlar yüklemek bir Tenekeci yüreği olsa gerek. Sesi olmayan dediğime bakmayın, duyan bir Tenekeci var. Sokaklarda sıkışıp kalan biz, duymayı bilmiyoruz, öğrenmemişiz... İki bölümden oluşan kitabın ikinci bölümünde, kendi hayatından, ailesinin hatıralarına değinmiş. Söyleyeceği her cümleyi, sakınmadan gizlemeden söyleyen bir Tenekeci.. :) bu haliyle düşüncelerine karşı dik duruşunu ve samimiyetini yansıtmış. Pul sevgisi, mektup özlemi, trenle yapılan yolculuklarda hissedilen, yazdırılan cümleler. Bir dolmakalemle kurulan ince bağ. Derdin söyleyip, kalemin yazdırması... Bir kelime olmak isteseydim, herhalde hevesi seçerdim diyor Tenekeci. Bu gördüğünü yazabilme hevesi, elinden tutmuş ve on beş sene sonra buralara getirmiş. Bize de okumak, gereğince hissedebilmek düşmüş. Bir kelime olmak isteseydik neyi seçerdik? Sona doğru... Tenekeci ile tevafuki şekilde karşılaştığım bir gün, kitabın yanımda bulunuşu ve hevesle imzalattığım bir anım var, hiç unutamam. Kitapta geçen bir yeri okuyunca, bu anıyı anımsadım tekrar. *... C.Ç. ile karşılaşıyoruz. Böylece, iki buçuk milyonda bir ihtimal gerçekleşmiş oluyor. Sarılmalar, hayret ve sevinç ifade eden sözler. Kalp kalbi çekermiş. Aramadan da bulurmuş.* (sf.123) --Kalp kalbi çekti. Aramadan da buldu.-- Kitabı okumaya karar verirseniz, şayet kalp kalbi çekerse, benden Tenekeci'ye selamlar iletin. Sağlıcakla kalın. Gönül gözüyle görebilmeyi öğrenmek ümidiyle...:)
Geldik Sayılır
Geldik Sayılırİbrahim Tenekeci · Profil Kitap · 20201,011 okunma
··
53 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.