Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

143 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
YENİ ROMAN MANİFESTOSU
Dünyanın meydana gelen gelişmelerle ilk başladığı yerde olmaması gibi edebiyatta başladığı yerde kalmamıştır. Edebiyatçıların bakış açıları, yazım şekilleri çağlara göre farklılaşmıştır. İngiliz Edebiyatı’yla birlikte dünya edebiyatının en zengin edebiyatlarından olan Fransız Edebiyatı da bu değişimden nasibini almıştır. Her gelenin üstüne koyarak ilerlediği edebiyatta Yeni Roman “araştırması” değişimin neresindedir, ben bunu kavramaya çalıştım yaptığım okumalar ve araştırmalar neticesinde. Ama Yeni Roman’ı anlamak için öncesinde geleneksel romanın kabaca ne olduğunu bilmek gerekir. Geleneksel roman, karakterlerin ve duyguların derinlemesine analiz edildiği, kalabalık bir roman kadrosuyla kronolojik bir zamanda sürükleyici, ilgi çekici bir olayı anlatır. Geleneksel romanda tasvir bir dekorun ana çizgilerini belirtir ve ardından onun önemli ayrıntılarını aydınlatmaya çalışır. Önemli olan hikâye anlatmadır. Biçim geri plandadır. Vermek istenilen mesajlar, duygular öne çıkar. Geleneksel klasik romanlar arasında yapısal ve içerik bakımından benzerlik bulunurlar. “Bu romanlardan birkaçı okunduğu zaman göze çarpan aralarındaki benzerliktir; sanki hepsi aynı kalıptan çıkmış izlenimi vermektedir; aynı durumları, aynı basmakalıplaşmış kahramanları, aynı saymaca bölümleri sunmaktadırlar”. Evet, içerik ve yapı arasında büyük benzerlikler vardır ama bu benzerlik okuyucuya aynı duyguları da yaşatmaz, hissedilen hep farklıdır. İki büyük dünya savaşı gören insanlık artık yeni bir değişimin çehresinde ilerlemektedir. Savaş dayanılması zor şartlar altında yaşamaktan bıkmış yorulmuş olan insanlarda endişe, bunalım ve gelecek kaygısına yol açmıştır. Bu gibi şeyler de edebiyatta yeni ilerlemelerin yolunu açmaya meydan hazırlamıştır. Baktığımızda, toplumdan çok bireyin bilinçaltına yönelimin ilk adımlarını bu dönemde görmemiz rastlantı da değildir. Doğal olarak da geleneksel ve Balzac romanın saltanatı sallanmaya başladı. Bu değişim o yıllardan sonra anti-roman ya da karşı-roman gibi isimlerle anılmaya başlanmıştır. Fransız edebiyatı için bakacak olursak bu değişimin öncüleri, aynı zaman da Yeni Romancıların öncüleri, Marcel Proust, Andre Gide ve J. P. Sartre gibi isimlerdir. Proust’un Kayıp Zamanın İzinde’si ve Gide’nin Kalpazanlar’ı o dönemin anti-romanlarıdır. Sartre anti-romanlar için şunları söyler: “Anti-romanlar, bilinen klasik romanların yapısal görünümünü ve çerçevesini korurlar; bunlar, bize kurgusal roman kahramanları sunan ve onların hikâyelerini anlatan hayal ürünü yapıtlardır. Fakat onlar bunu yaparken amaçları, daha çok hayal kırıklığına uğratmaktır: bizzat romana yine romanla itiraz etmek karşı çıkmak ve çürütmek, onu gözlerimizin önünde belirlenen zaman içinde tanımlamak, yazılmayan veya yazılamayan bir romanın romanını yazmak söz konusudur.” Peki, nedir bu Yeni Roman? 19. yüzyıl roman tipinin bileşimini, yüzyıl önceki yaşayışın bir yankısı olarak gören, ancak bugün bunun, can sıkıcı yansımalara yarayan boş bir formül iddiasıyla yola çıkan, geleneksel romana karşı çıkan bir araştırmadır. 1950’lilerde Fransa’da ortaya atılmıştır. Hazırlayıcıları Yeni Roman kitabıyla Alain Robbe-Grillet ve Kuşku Çağı kitabıyla Nathalie Sarraute’dur. Temsilcileri Alain Robbe-Grillet, Michel Butor, Nathalie Sarraute, Claude Simon, Robert Pinget gibi isimlerdir. “Okuyucu kitlesinin zihnini kurcalayarak, alıştığı hazırlop basmakalıplaşmış romanın geleneksel alışkanlıklarını ve sunularını sorgulamak amacıyla yeni anlatım biçimleri aramaya ve bulmaya çalışırlar”. Ama hepsinin vardıkları sonuç farklıdır. Tek ortak noktaları “yeninin” etrafında toplanmalarıdır. Geleneksel romandaki her öğe değiştirilmeye çalışılmıştır. Genel Özellikleri: *Her şeyi bilen gören bir bakış açısı kullanmazlar. Anlatıcı kişi-anlatıcı şeklindedir. *Tasvir romanda önemli yer tutar. *“Roman, yalnız olay ve kişiler üstüne kurulmamalıdır” yargısı vardır. Bu yüzden olay ve kişiler siliktir. Roman öğelerinin en gerisindedir. * Biçim olayın önündedir. *Yeni Romancıların en çok eleştiri aldığı nokta nesne anlayışlarıdır. Nesne her şeyin önündedir. Tüm özellikleri ayrıntısına kadar tasvir edilir ve tüm romanı kaplar. İnsanın kendine verdiği anlamdan sıyrılır, kendi başına var olur ve bir ruha sahiptir. Nesnenin romanı… *Yeni Romancılar var olanı insanın ona yüklediği anlamdan sıyırarak kendi anlamıyla kavramak ve anlatmak uğraşındalar. Şu cümle onların amaçlarını çok iyi özetliyor: “Dünya ne anlamlıdır, ne de anlamsız. Vardır o kadar”. *Yeni Roman örneklerinde şimdi ile geçmiş iç içedir. Kişi geçmiş ile şimdiyi birlikte görür ve yaşar. Eserlerinde genellikle şimdiki zamanı kullanırlar. Kısaca bu şekilde. Tabii amacım sadece yeni roman nedir anlamaya çalışıp geçmek değil. Bir okur olarak bu araştırmanın başarılı olup olmadığı hakkında eleştirel bir bakış geliştirmeye çalışacağım. Bunun için eserlerini mini bir etkinlik şeklinde okumayı düşünüyorum. Böylece aklıma takılan, sizin de aklınıza takılan, soruları cevaplamaya çalışacağım. NOT: Yeni romanı uzun süredir araştırıyorum. Çoğu kişinin ilgisini çekecek bir konu değil. İncelemem normalde çok uzundu. Bende kısaltmak zorunda kaldım. 1k standartlarına göre yine uzun bir inceleme ama bu kadar kısaltabildim. İncelemenin tamamıyla ilgilenenler için link ekliyorum(güvenlidir): drive.google.com/open?id=1KlcLXq... Linke ulaşamazsanız iletişime geçin lütfen. Esen kalın, iyi bayramlar.
Yeni Roman
Yeni RomanAlain Robbe-Grillet · Kafe Kültür Yayıncılık · 201519 okunma
··
246 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.