Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

156 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
"Sana bir zenginlik, unvan ya da şeref bırakmıyorum. Ama seni tüm dünyadan daha zengin yapacak hazinenin nerede gömülü olduğunu biliyorum. Bu hazine sana ait ve bunun için bana teşekkür etmen bile gerekmiyor. Bu hazine senin iç benliğinde gizli: o hazine insanı meleklerden daha yüce kılan ya/yada'dır." Kierkegaard felsefesinin en önemli bölümü "ya/yada" bu bölümde açıklanıyor. Öncelikle kitapta nasıl bir yazın olduğuna bakalım. Bu bölüm, 'Yargıç Wilhelm' karakterinin, A isimli 'genç estet'e  yazdığı uzun mektuptan oluşuyor. Wilhelm, evli ve mutlu bir adamdır. Bir anlamda, Kierkegaard'ın olmadığı ve asla olamayacağı, idealindeki kişiyi temsil eder. Üstadın her kitabında olduğu gibi, burada da Regine'e yaptığı göndermeler açıktır. Wilhelm, evlendikten sonra yaşamla ve kendisiyle ilgili daha derin bir kavrayışa sahip olmuştur ve 'etik' sınıfına geçmiştir. Genç Søren'i temsil eden A ise hâlâ estetik kaygılarla yaşamını sürdürmektedir ve bu durumda bir 'inanç sıçrama'sına ihtiyacı vardır. Kierkegaard felsefesinde üç yaşam küresi vardır; estetik, etik ve dinsel. Dinî boyut, ya/yada'ya dahil değildir. Esas seçimin etik ile estetik arasında olduğunu görüyoruz, en azından ilk etapta.          "Şimdi bir kez daha söyleyeceğim, hatta haykıracağım: ya/ya da. Önlem olarak sunulan tek bir 'ya' konuları açıklığa kavuşturmak için yeterli olmayacaktır. Zira buradaki soru, kişinin tek bir parçayla tatmin olamayacağı kadar önemli ve bütün olarak kavranamayacak kadar da içsel tutarlılıktan uzaktır." Üstad, ısrarla bu noktayı vurguluyor. 'Estetik'ten etiğe tam olarak bir geçiş gerekmiyor kişinin gelişmesi için. Gereken şey, 'ya'nın bir tarafını tutarken, diğer tarafa da eğilmek ona göre. Bu açıdan, estetik yaşam görüşü gibi, etik yaşam görüşü de tek başına yetersiz olur. İlk olarak şöyle açıklıyor farkı:       "Bir kimsedeki estetik faktör kişinin gündelik olarak ne olduğudur; etik faktör ise kişinin ne olacaksa o olmasıdır." Etik yaşamın evrensel ve sonsuz, estetik yaşamın ise bireysel ve sonlu olduğunu söyleriz. Kişi, ikisine de ihtiyaç duyar ama kendisinin ne olduğunu etik bakış açısıyla anlar. "Her bir estetik görüşünün umutsuzluk olduğunu söyledik. Bunun nedeni neyin olup, neyin olmayacağı üzerine kurulmuş olması... Etik ise kişinin olması gerektiği gereken şekle dönüştüğü yerdir ve kişi yaşamı kendisinin temel malı olan şey üzerine inşa eder." Burada daha çok vurgulanan, estetik görüşün, dış etkilere bağlı olduğu için sonunda umutsuzluklara açık olduğudur. Kişi, umutsuz olduğu için kendini bilemez. O nedenle, ilerlemeye ihtiyacı vardır. Eser, dümdüz bir metin halinde yazılmıştır, ara başlıkların olmaması metni takibi zorlaştırabilir. Diğer taraftan, Kierkegaard felsefesini özümsemek için çok özel bir yere sahiptir diyebiliriz. "Korku ve Titreme" ve "Kaygı Kavramı" ile birlikte bütünü oluşturur.
Etik-Estetik Dengesi
Etik-Estetik DengesiSoren Kierkegaard · Araf Yayınları · 2013116 okunma
··
67 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.