Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

83 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Halil Cibran tam bir filozof, Ermiş, Gezgin, mezcup... Merakla okumayı istediğim yazarla Ermiş kitabıyla tanışmış ve yazara hayran olmuştum. Ardından Kum Ve Köpük kitabıyla da ikinci stefan Zweig imi bulmuş oldum. Kısacık bir kitap bu kadar mı dolu olur, bu kadar mı düşündürür. Aforizma ve söylemleriyle kişisel gelişim kitaplarını rafa kaldırtacak bir kitap. O derece kitapta altını çizdiğim cümleler fazla ki bunları birer birer alıntılayarak parçalamak yerine tek seferde incelememe eklemeyi daha uygun buldum. Kitapta din, giyim, aşk, dostluk, sevgi ne ararsan en derin anlamlarıyla bulabiliyorsun. Her cümlesi o kadar derin ve anlamlı ki kesinlikle bir çırpıda değil de sindire sindire okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyor ve Okunmasını tavsiye ediyorum. _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ ALINTILAR. *Bugüne kadar yalnızca, “Sen kimsin?” diye sorana ne cevap vereceğimi bilemedim. *Yalnızca bir kez konuştu Sfenks, “Bir kum tanesi çöldür, çöl de bir kum tanesi.” Bunu söyledi ve tekrar sustu. Bir daha da hiç konuşmadı. *Unutkanlık bir tür özgürlüktür. *Kuş tüyünde uyuyanların gördükleri düşlerin toprak üstünde uyuyanların düşlerinden daha güzel olmadığını bildiğim halde, hayatın adaletine olan inancım nasıl azalır? *Başkasın gerçekliği; size açıkladığı şeyde değil, açıklayamadığı şeyde gizlidir. Bu yüzden eğer onu anlamak istiyorsanız, sözlerini dinlemektense, söylemediği ama yaptığı şeylere bakın. *Hayat; kalbinden geçen şarkıyı söyletecek bir şarkıcı bulamadığında, aklından geçeni dillendirecek bir filozof çıkarır sizden. *Yalnızca dilsizler kıskanır geveze olanı. *Şayet kış; “Bahar kalbimdedir benim, ” deseydi, kim inanırdı kışa? *Pek çok öğreti pencere camı gibidir. Camdan bakarak gerçeği görebiliriz ama gerçekle aramızdaki engel de yine odur. *Kim bir kadını anlar ya da dehayı kavrar veya sessizliğin gizemini çözerse o kişi adam olmuş, güzel bir rüyadan uyanmış, kahvaltı masasına oturmuş demektir. *'Üstüngörmecilik, ayrımcılık yapmayalım.' *Ağaçlar, toprağın göğe yazdığı şiirlerdir. Bizler onları yere devirir, kendi boşluğumuzu kaydetmek için kâğıda dönüştürürüz. *Şiir bir fikrin ifade ediş biçimi değildir. Kanayan bir yaradan ya da gülen bir dudaktan yükselen bir şarkıdır. *Deli bir adam ne senden, ne de benden daha az müzisyen değildir; sadece onun enstrümanının akordu sizinkinden biraz farklıdır. *Bizler sadece güzelliği keşfetmek için yaşarız. Geri kalan bir bekleme biçimidir sadece. *Kendini her gün yenilemeyen bir aşk, alışkanlığa ve köleliğe dönüşür. *Sadece büyük bir acı ya da büyük bir mutluluk şendeki gerçek olanı açığa çıkarabilir. Eğer gerçek olanı açığa çıkarmak istiyorsanız, ya güneşin altında çıplak dans edeceksiniz ya da çarmıhınızı sırtlayacaksınız. *Güneşe arkanızı dönerseniz, görüp göreceğiniz tek şey gölgeniz olur. *Kibar ve nazik bir kurt, kendi halinde bir koyuna, “Evime buyurmaz mıydınız?” diye sormuş. Ve koyun cevap vermiş: “Evinize buyurup, sizi şereflendirmek isterdik şayet eviniz karnınızda olmasaydı." *Eğer kalbiniz bir yanardağ ise, elinizdeki tomurcukların çiçek açacağını nasıl umut edebilirsiniz? *Bir başkasını ancak kendi bilgi ölçünüzle yargılayabilirsiniz. Şimdi söyleyin bana, aranızda kim suçlu, kim suçsuz? *Samimi olan kişi, sizin suçlarınız karşısında kendini yarı yarıya suçlu hissedendir. *Sadece kovalandığınızda en yüksek hızınıza ulaşırsınız. *Hapishaneye götürülen birini görünce içinizden şöyle deyin, “Belki de kurtuluyordur daha dar bir hapishaneden." Ve sarhoş bir adam görünce içinizden şöyle deyin, “Belki de kurtulmak istiyordur daha çirkin bir şeyden." *Yavaş yürüyene, yavaş düşünenden daha çok acımanız ne zavallıca bir durum. Ve gözü kapalı olana, kalbi kapalı olandan daha çok acımanız da. *Gerçekte iyi olan kişi, adı kötüye çıktığı halde iyi kalabilendir. *Hepimiz tutsağız ama bazılarımızın hücresinde pencereler var, bazılarımızın yok. *İnsanlar arasında en acınası durumda olanlar, hayallerini gümüş ve altına çevirenlerdir. *Bir keresinde bir dereye denizden bahsettim. Dere benim abartmayı seven bir hayalperest olduğumu düşündü. Ve bir keresinde denize dereden bahsettim. Ve deniz benim her şeyi küçük gören bir iftiracı olduğumu düşündü. *Karıncanın çalışmasını, çekirgenin şarkı söylemesinin üstünde gören bir görüş, ne kadar da dardır. *İnsanlar arasında yapılan cenaze töreni, melekler arasındaki düğün şenliğidir belki de. *Hayata, “Ölümün sesini duymak istiyorum, " dedim. Ve Hayat sesini her zamankinden daha fazla yükselterek bana, “Şimdi onu duyuyorsun, " dedi. *Belki de melekler gökte gezinen iyi düşüncelerimizdir. *Sadece kalplerinde sırları olanlar, kalbimizdeki sırları hissedebilirler. *Sırlarınızı rüzgâra salarsanız, onları ağaçlara fısıldıyorlar diye dönüp rüzgârı suçlayamazsınız. *Sanat doğadan sonsuzluğa doğru atılmış bir adımdır. *Yahuda’nın annesinin ona duyduğu sevgi, Meryem Ana’nın İsa’ya olan sevgisinden daha mı azdı? _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ **Zaman ayırdığınız için teşekkürler.
Kum ve Köpük
Kum ve KöpükHalil Cibran · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202012,9bin okunma
··
62 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.