Huzursuz Kitap.. Nasıl olur böylesi, her sayfadan huzursuzluk taşar. Bazı kitaplar yastığa sırtını dayayıp sükunet içinde rahatça okunur, bazıları masa başında yanında kağıt, kalem ve ciddiyet ister. Bazıları da sırtını oturduğun rahatsız sandalyeye bile dayayamadan, rahatsız bir pozisyonda okunur (daha şimdi yazarken fark ettim, her halde anlatılanlara karşı elden gelen sadece bu olduğu için)
Hakikaten merak ediyorum; Füruzan Türk edebiyatında neden bu kadar az tanınıyor? Sitedeki okumaları bile çok az. Bu benim okuduğum ikinci Füruzan kitabı, onunsa ilk kitabı. Ve sadece iki kitap ile beni öykücülüğüne öyle çok hayran bıraktı ki.. İlk okuduğumu -Kuşatma- daha çok beğenmiştim, belki de gittikçe ustalaştığı için.. Elimizdeki kitapta bile görüyoruz bunu zaten, ilk öykü ve son öykü arasında epey büyük bir fark var. Yine de genel olarak bakınca çok ama çok kaliteli bir öykü kitabı Parasız Yatılı.
Şu girişte huzursuz kitap demiştim ya. Mübalağa yapmadım. Lisede edebiyat öğretmenimiz durum öykülerini anlatırken "Olay öyküleri gibi değildir durum öyküleri, kısa bir zaman sonra aklınızdan uçar gider onca okuduklarınız" demişti. Şimdi o geldi aklıma, daha yeni okumayı bitirmeme rağmen bu kitaptaki 12 öyküden aklımda kalan o kadar az ki.. Ama okurken hissettiklerimi yıllar sonra bile sorsanız, sanki somut bir şeymiş gibi tasvir ederim o huzursuzluğu, öylesine garip izler bıraktı. Füruzan da gençliğinde yoksulluk çekmiş hayat öyküsünde yazana göre ama yine de anlatılan bunca korkunç hayat hikayesi nasıl böyle ustaca betimlenir, ben bunu çok sorguladım. İşte hayran kalmak kaçınılmaz.
Sözü daha fazla uzatmak yersiz. Dilerim öyküleri hak ettiği değeri Füruzan henüz hayatta iken bulur.