Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

688 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Duma Adası, beni kendine çekti. Bunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim. Eminim herkeste kitap seçme krizi oluyordur. Olmamasını bekleyemem. Önünüzde hepsi birbirinden enteresan farklı dünyalara açılan yüzlerce kapı arasından birini kısa bir sürede seçebilir miydiniz? Kitap seçmenin de bundan pek farkı yok. Seçenek çok olunca güzelce düşünmek gerekiyor. Fazla düşününce de hepsini istiyorsunuz! Duma Adası'na başlarken bu durumu yaşamadım. Kitap elime ulaştığından beri beni kendine yavaş yavaş çekiyordu zaten. Sanırım ben adım atmaya korkuyordum. Sonra ne olduğunu anlamadan kendimi sayfaların dörtte birini yalayıp yutmuş bir halde buldum. Çünkü Duma Adası'na adım atmak demek, dehşet verici ve bir o kadar büyüleyici bir dünyaya girmek demek. Stephen King'in belli bir atmosferi vardır. King tarafından kaleme alınmış bir kitabı anında tanımanız mümkün. Karakterlerin derinliği ve tüyler ürpertici hava sizi anında King evrenine sürüklüyor. Her türde ve her konuda hikayesi olmasına rağmen hepsinin derinliklerine belirgin bir şekilde kazınan King imzasını fark etmemek mümkün değil. Duma'nın atmosferi bana daha çok "Kemik Torbası" havasını anımsattı. Konuların benzerliğinden veya belli unsurların aynı şekilde kullanılmasından değil, tamamen tüylerimi diken diken eden atmosferden. Yazım tekniği o kadar başarılı ki, bir yanınız Duma'nın güzelliklerinde kaybolmayı arzularken, bir diğer yanınız Duma'dan deli gibi korkacak. Duma'nın çekiciliği de buradan kaynaklanıyor. Derinlerine indikçe aklınızla oynuyor ve sizi büyülüyor. Yan karakterlerin her birinin güçlü bir arka plana sahip olması ve bu arka planın nimetleri kullanılarak yaratılan bu karakterlerin ana karaktere ve dolayısıyla ana hikayeye sağladığı katkılar dudak uçuklatacak kadar iyi. Her biri ile bambaşka bağlar kurabiliyorsunuz. Zaten şu ana kadar bunu yaşamadığım bir King romanı olmadı. En az karaktere sahip olandan (bkz. Sadist), en fazlasına (bkz. Kubbenin Altında) kadar, King karakterleri hep aynı ölçüde etkileyici ve derindir. Kara Kule'nin bizlere kattığı karakterlerden bahsetmiyorum bile. Kule'nin tek sayfasına konuk olmuş bir karakterin bile hikayeyi ne kadar zenginleştirdiğini okuyan bilir. Kitap daha kısa olabilir miydi diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Fakat, sürükleyicilik konusunda herhangi bir sorun da yaşamadım. Hatta bu konuda o kadar ikileme düşüyorum ki daha uzun olsa yine okurdum. Bu yüzden bu kafa karışıklıklarını Duma'nın atmosferine ve büyüsüne yıkıyorum; yazdığı hikayeyle okurlarına mazeret kaynağı bile sağlıyor usta. Tüyler ürpertici, büyüleyici, zorlu, duygusal... Duma bunların çoğunu içinde barındırıyor. İlkokulda resim dersinden hep nefret ettim. Yeteneğim olmayan bir konu, üstelemenin bir anlamı yok diye düşündüm hep. Seçmeli olduğu zaman da tabi ki hep müziği seçtim. Kendimi Duma'da bulduğum her an ise karşımda bir tuval olsun istedim. Resim yapamayan birine bile resim konusunda ilham verebilen bir yazar Stephen King. Duma okumadan önce Stephen King'in birkaç romanını okuyun mutlaka. Elbette okumazsanız kitap size zevk vermez diye bir durum söz konusu değil. Yalnızca içinde bulacağınız yoğun King atmosferinden tam anlamıyla zevk almanız için birkaç tanıdık unsurun yardımı olacaktır.
Duma Adası
Duma AdasıStephen King · Altın Kitaplar · 2008616 okunma
··
163 görüntüleme
barış okurunun profil resmi
Hiçbir s.king kitabında yaşlı teyze karakterini sevmedim, mahşer'de de bunda da, bu ve bir iki mantık hatası dışında bence harkulade bir kitap. Betimlemeler insanı oturduğu yerde marmaris te hissettiriyor, neredeyse bir papağan eksik. İnceleme çok guzel, yapılan teşhis de doğru, ilk defa king okuyacaklarsa karışık gelebilir. Kalemine sağlık :)
Berkecan okurunun profil resmi
Beğenmene sevindim dostum teşekkür ederim :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.