Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

268 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
29 günde okudu
Kitabın Yorumu 1930’lu yılların kabiliyetli yazar ve yayımcısı Sabahattin ALİ (1907-1948)’nin “İçimizdeki Şeytan” romanı; henüz çocuksu duygulardan kurtulamamış bir gencin, verdiği yanlış kararlar sonucu düştüğü üzücü durumları, psikolojik tahliller eşliğinde anlatan ve dramatik hikâyesiyle öne çıkan bir eserdir. Bizce, romanın üç kelimeyle özeti; “Bayağılaşma, Özeleştiri, Çaresizlik”, üç kelimeyle yorumu ise; “Dramatik, Psikolojik, Akıcı.” Kısacası roman; iyi niyetli bir genç olan Ömer’in, bayağılıklarla dolu arkadaş çevresini, onların etkisindeki çalkantılı yaşantısını ve gerekli özeni göstermediği için sona eren yeni kurduğu aile hayatı konu ediyor. İyi niyetine rağmen, bir aileyi idare edecek psikolojik güce sahip olmayan Ömer; sık sık yanlış yollara sapıyor, durumu düzeltecek doğru kararlara ulaşamıyor ve sonunda sadece kendini değil, eşi Macide’yi de üzüntülü bir serüvene terk ediyor. Roman; uzun felsefi konuşmalarla durumunu düzeltmeye çalışan bir genç adam ile eşinin zayıf yönlerini tanıyarak onu himayeye çalışan genç bir kadının açmazlarını anlatıyor. Romanda, Ömer’in arkadaş çevresi anlatılırken; 1940’lı yılların fikir ortamına, basın camiasındaki ilişkilere ve farklı insan tiplerinin tahliline de yer veriliyor. Romanı okurken; insan denen varlığın zaaflarına şahitlik ediyor, kitabın tabiriyle “İçimizdeki Şeytan”ı hissediyoruz. Kılı kırk yaran bir dürüstlükle, hatta aşırı iyi niyetlerle yola çıkan bir insanın bile, yaptığı hataların onu yoldan çıkarabileceğini okuyoruz. İyi ile kötünün, doğru ile yanlışın yan yana, iç içe olduğu enteresan bir dünyada yaşadığımızı da fark ediyoruz. Küçük hataların sonunda büyük belalara bulaşan Ömer’in, yanında duran, yönlendiren hiç gerçek dostu olmadığına şaşırıyoruz. Kitabı bitirince, kendimize şu dersi çıkarabiliriz; “Doğru ve erdemli davranışlar, uzun felsefi açıklamalardan daha değerlidir. Gerçek dostlar ise, az bulunurlar ama gerçekten değerlidirler.” Kitabın dili anlaşılır, anlatımı ise güçlüdür. Bu açıdan; “Kuyucaklı Yusuf”tan daha akıcı bir romandır ve neredeyse “Kürk Mantolu Madonna” kadar etkili bir anlatıma sahiptir. Kitapta romancı Selim İLERİ’nin yazdığı güzel bir önsöz de yer alıyor. Önsöz, okura; romanla, yazarıyla, yazılan dönemle ilgili ilginç bilgiler veriyor ve “İçimizdeki Şeytan”ı, sadece önsözünü okumak için bile alınabilecek bir kitap haline getiriyor. Önsözdeki bilgilerden hareketle; romanda, dönemin şair ve yazarlarına olumsuz göndermeler olduğu, kitabın o dönemde bir nevi mücadele aracı da olduğu anlaşılıyor. Ancak, biz kitabın bu yönüne bakmamak için, bu göndermeleri “magazin olarak kabul ederek” romanın kurgusuna odaklanıyoruz. Okurun romana merakını artıran İLERİ’nin altı sayfalık değerli yorumundan sadece Tahir ALANGU’dan yapılan bir alıntıyı aktaralım. “Kuyucaklı Yusuf’daki Yusuf karakteri, Kürk Mantolu Madonna’nın Raif’i, İçimizdeki Şeytanda’ki Ömer, hepsi bir tek insandır, ‘atını sürüp dağlara doğru gider.’ Yarattığı kişilikleri, sonları ile sanatçının akıbeti arasında ne derin ve düşündürücü bir benzerlik var.” Bu etkili yoruma biz de katılıyoruz. Sonuç olarak, “İçimizdeki Şeytan”ı; Sabahattin Ali kitabı okumamışlara veya psikolojik roman sevenlere tavsiye edebiliriz.
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019171,9bin okunma
·
13 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.