Çile pişmanlık ve acı... Dillere kalıp yüreğe inmeyen Sevdalar... Baba hasretine yanan bir gönül... Hayatın en alt basamaklarından tırmana tırmana çıkmak ve acının zerresine göğüs germeye hayat diyorlar. Çıktığın her basamakda karşılaşacağın her durum ve onu yenme azmin seni bir basamak daha yükseğe taşıyacaktır. Tam bitti derken aslında bitmeyen durumlar. Çok seviyorum kelimesinin ardında yüreğe inmeyen aşklar ve bir bakışın bir sevdanın nasıl tam ortasında durduğunun hikayesi. Yenilecek her kurşun bedene isabet edeceği gibi söylenecek her söz de ruha sirayet eder. Aşk bir kaç cümlenin arasında sıkışmış duygu yoğunluğu değildir hiç bir zaman. Bir bedene giren ruha el ayak baş olabilmektir. Sevmek çaresiz anlarda bile çare olabilmektir. Bir sevdanın adını taşıması için içinde süslü kelimeleri taşımasına gerek yoktur çoğu kez. Onun için herşeyi göze alıp varlığını varlığa göre şekil aldırabiliyorsan işte bu gerçek aşktır. Kitabın teması hasret acı ve kavuşmaya yönelik harika bir hikaye bulmak aslında aramanın ayak islerinde gizli olduğunu kavuşmanın aslında kavuşmak istemekte saklandığını ve bulmak yanı başında olanı çok uzaklarda aradığında yanı başına bakmayı akıl ettiğinde gerçekleştiğini bilmekten geçermiş. Ve seçimler... ince bir ipin üzerinde yürürken aşağıda bekleyenlerin içinde tanıdık bir yüz aramaya benzer. Biraz düşmekten korkmak birazda tanıdık bir yüz bulma umudu. En doğru seçimler ip üzerinde kendini yanında hissettirenlerdir... Öncelikle yazara bu harika romanı okumamıza fırsat verdiği için sonrada merakımı katlayarak gecelerimi heba edene teşekkürlerimi borç bilirim :) Hayatlarınızdan merak ve heyecan hiç eksik olmasın...