Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kitapla olan serüvenimizi anlatır...
Neden böyle olmuştur, neden ülkemiz yeterince gelişmemiştir de, 21. Yüzyıl'a girilirken hâlâ 'az gelişmiş ülkeler' veya kibarca söylenişi ile 'gelişmekte olan ülkeler' arasında kalmıştır. Bunun nedenlerini yukarıdan beri anlatmaya çalışmakla beraber, eksik bıraktığımız hususlar da var. Bunlardan biri de kitapla olan serüvenimizdir. Johannes Gutenberg adlı Alman mucidin baskı tekniğini Frankfurt'ta başlattığında tarih 1448'dir... O tarihte bizim kitap olarak bildiğimiz tek şey Allah'ın kitabı olup, tüm nüshaları el yazmasıdır. Ve tarihten kolayca anlaşılacağı gibi biz o sırada Fatih Sultan Mehmet'in komutasında Peygamberimizin arzusunu yerine getirmek için İstanbul'u almaya çalışmaktayız. Kitap işine kafamızın basması için aradan 300 yıla yakın zaman geçmesi ve İbrahim Müteferrika'nın doğup (1670) büyümesi gerekiyor. Kendisi Macar asıllı bir hıristiyandı. Köle iken müslümanlığı kabul ederek devlet hizmetine girdi ve müteferrikalığa (padişahın yazılı buyruklarını yerlerine ulaştıran kimse) yükseldi. 1729'da Osmanlıları basılı kitapla tanıştırdı. işte o aradaki 300 yıla yakın süreyi bir türlü kapatamadık. Kitap deyinece, nedense okumaktan çok, okumamak için bahaneler buluruz. Örneğin okul çağında 'ders çalışmak için' kitap okumayız. Okul bitince ekmek parası peşinde koştuğumuz için okuyamayız. Evlenip çoluk-çocuğa karışınca 'o gürültü patırtıda kitap okumak zor olduğu için' okumayız. Orta yaşlılıkta 'emekliliğe az zaman kaldığı için' kitap okunmaz. Nasıl olsa emekli olunca bu işlere bol bol zaman kalacaktır çünkü. Emeklilik geldiğinde ise düşünceler epey değişiktir: 'Bu yaştan sonra okuyup da ne olacaktır birader...'
Sayfa 185Kitabı okudu
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.