Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

347 syf.
2/10 puan verdi
·
20 saatte okudu
Kitap sohbetleri ile yüzümü güldüren bir arkadaşımın önerisi üzerine okudum Sevgim Sana Ait'i. Yıllar önce adını bile hatırlamadığım bir kitabını okumuştum yazarın, pek sevmemiştim ama sebebini gerçekten hatırlamıyorum. Tek bildiğim bitirdiğim gibi elden çıkardığım ki eskiden okuduğum neredeyse her kitabı sevdiğimi düşünürsek durumun acınasılığı ortadadır. Sevgim Sana Ait ön yargısız başladığım bir kitap. Başlangıç itibarı ile daha önce okuduğum, nefret ettiğim Sessiz İntikam kitabını anımsattı bana. Bir kadın, çıkar evliliği yapmak için bir lordun kapısını çalıyor. Ama kesinlikle ondan farklıydı, ondan bin kat daha güzeldi. Şimdi size çelişkili duygular silsilemden bahsetmek istiyorum. Kitaptan nefret etmedim. Tarihi kurgu adıyla basılan ve içinde tarihi hiçbir öge bulunmayan bir kitap için bu kesinlikle bir artıdır benim için. Kitaba kızmadım, karakterlere sinirlenmedim, mantık hataları yüzünden saçımı başımı yolmadım. Bundan bahsediyorum çünkü nefret etseydim yapacaklarımın bunlar olduğunu biliyoruz. Lakin şu var ki kitabı sevemedim de. Okudum, iyiydi ve geçti gitti. Bende iz bırakmadı anlayacağınız. Evie, utangaç ve kekeme bir kadın karakter olarak anlatılıyor kitapta. Bu açıdan kitabı komik buldum çünkü gördüğümüz kadın güçlü, aklını kullanabilen, acı çekecekse bile başkalarının değil kendi yaptığı eylemlerin sonuçlarıyla yüzleşmek isteyen biriydi. Konuşurken birkaç kez titriyor olması konuşurkenki kararlılığını kesinlikle zedelemiyordu. Belki yazar bu noktada ön yargılara birkaç taş göndermek istemiş olabilir, bunu çok hissetmedim ama yazdığı karakteri sevdim diyebilirim. Vincent ise... Hım... Çok farklı bir karakter değildi. Çok sıradan da değildi. Geçmişi, kararları, eylemleri ve yakışıklılığı ile toplumda bir hayli adı çıkmış; yine de elbette bunlardan fazlası olan bir adamdı. Gereksiz yere gurur yapmayan, aldığı kararların arkasında durabilen, çapkınlığının hakkını verecek şekilde kadın ruhundan anlayan bir karakterdi. Bu fikrime katılır mısınız bilmiyorum ama kitaplarda genel olarak tüm kadınların peşinden koştuğu erkek tiplemesi şey olarak veriliyor: kibirli, küstah, alaycı, kadını ezen, yalnızca bir kadın için bu huylarını kaybeden, uslanmış bir çapkın vs. Bu beni hep irite etmiştir. Bu yüzden Vincent karakterini çok mantıklı buldum. Adam çapkın, kadınlar peşinde pervane oluyor çünkü kadın ruhundan anlıyor. Kitabın en başından beri biraz aşırı bulsam da çok nazik bir şekilde yaklaşıyor Evie'ye. Yalnızca bir yerde, sinirlendiği bir sahne var. Söyledikleri? Kesinlikle karakterine uyuyor. Sorun değil. Ama kızı kenara fırlatması? Bilemiyorum. Yolculuk esnasında üşümesin diye hiç tanımadığı eşinin ayağına tuğla ısıtıp koyan bir adamdan bu kadarını beklemiyordum. Bunu telafi etmek için yazarın eklediği korkunç klişe niyeyse benim gözümde hatasını kurtaramadı. Özür dileseydi daha hoş olabilirdi. Gelelim kitabımızın geneline... Kitabın aşk hariç bir kurgusu olmaması, çiftin karşı karşıya geldikleri sahne dışında özellikle Vincent'ın hiçbir fikri, davranışı ve duygusu üzerinde durulmaması beni rahatsız etti. Yani bir kurgu varmış da aman canım kim uğraşacak detaylarla diyerek yüzeysel bırakılmış gibi hissettim. Kim şimdi Vincet ve fikirlerinden, içsel çatışmasından bahsedecek. Onun yerine yan karakterden bahsedeyim, onun yaptığı şeyleri anlatayım. İşte böyle hissettim. Toparlamam gerekirse kitabı sevmedim, pek beğenmedim ama nefret de etmedim. Bazı detaylar hoştu. Kadını aşağılamayan, küçümsemeyen, güzelliği ile öne çıkarmayan bir erkek karakter okumak benim hoşuma gider derseniz tavsiye edebilirim. Sevgiler...
Sevgim Sana Ait
Sevgim Sana AitLisa Kleypas · Epsilon Yayınevi · 2011358 okunma
·
120 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.