Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

575 syf.
8/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Gökkuşağı,İnsan Doğasının Çeşitliliği mi?
Gökkuşağı, Lady Chatterley'in Sevgilisi ve Oğullar ve Sevgililerden sonra okuduğum üçüncü D.H.Lawrence kitabi oldu. Şunu anladim ki Lawrence, bir gerilim yazarı. Anne-oğul, baba-kız, kadin-erkek, iki kardeş arasındaki gerilimleri başarılıyla aktarabiliyor. Hani bazen karşınızdaki insanla aranızda uzun susmalar olur, konuşmak isteyip de konuşamazsınız, söylemek istediğiniz ya da söylemek istemediğiniz sözler vardır. İste yazar bunları doğru kelimler ile ustaca anlatabiliyor. Öyle ki kahramanların yerine siz huzursuz oluyorsunuz. Bu kitap uzunca, kurgusu da akıcı değil.Baş kahraman 250'nci sayfada doğuyor. O yüzden geniş bir zamanda okunsa bana göre daha iyi olur. 1915'te basılmış.O yılların kırsal kesim İngilteresi'nde eğitim durumunu ve insanların hayata bakışını görebiliyoruz arka planda. Zaman zaman da sömürgelerdeki durumlara ve savaşlara değiniliyor. Biraz da kitabın içeriğinden bahsetmek istiyorum o yüzden spolier vardır, bunu önemseyenleri uyarayım. Kitapta üç nesil var ancak ilk iki nesil Ursula isimli baş kahramanın genetik ve psikolojik mirasini yansıtabilmek için anlatılmış gibiydi. Bütün bu kahramanlar beni çok şaşırttı. Hepsi çocukluğundan bambaska bir seyir izledi. Ursula'nın üvey dedesi Tom kendinden buyuk dul ve cocuklu Polonyalı parasız bir kadınla evlendi.O dönem şartlarında bu dogru bir evlilik değildi.İlk görüşte evlenmeye karar vermisti.Bu bir aşk mıydı yoksa sadece cinsel bir çekicilik mi, belli olmadi hiç. Kadın sessizlikten güç alan hani derler ya çelik gibi sert bir kişiydi ve Tom'a kendini asla tam olarak vermedi. Kapalı bir tarafı oldu hep.Aralarındaki cinsel gerilim onları düşman yaptı.Aksamları,uzun saatlerde birbirini öldürmek bile istiyorlardi.Ama asla vazgeçemiyorlardı da birbirlerinden. Tom kadının kızı Anna'ya da tuhaf bir sevgi geliştirdi ve kendi öz çocuklarından bile daha çok babalık yaptı. İyi bir eğitim almasını sağladı. Anna annesi gibi sakin degildi. Sorgulayan ve isyan eden bir tarafi vardı. Canlı bir kızdı. Üyev babasının yegeni olan Will'e aşık oldu. Will yakisikli ve sessizdi. Anna'nın ışığına uygun degildi.Evlendiler. Anna da kendini kocasına kapatti. Bu annesinden aldığı genetik bir miras mıydı,yoksa çocukluğundaki gözlemlerinin bir sonucu mu? Bilemedim. Başlangıçta gayet kibar olan Will de değisti. Anna'yı görmezden geliyor kendince ondan böyle intikam aliyordu. Bedensel doyum yaşıyorlar hemen arkasından düşman olurlardı. Yazar,belki de bu çift ile evliliklerin benzerliğini sorguluyordu. Sonunda Anna teslim oldu evliliğe, dokuz tane çocuğu oldu. Nihayet baş karakter olarak düşündüğüm Ursula doğdu: Ursula en buyuk coçuk olarak gereğinden çabuk büyüdü.Babasının gözdesiydi ama annesiyle arası hiç iyi olmadı. Annesini zayıf ve anlamsız buluyordu. Bu onu güçlü biri olmaya itiyordu. Ursula, o dönem için parasal ve bedensel olarak özgürlüğünü kazanmaya çalışan örnek bir kadın olarak karşımıza çıkmıştı sanırım. Ama asla ne istediğini bilmedi. Ögretmenlik yaptı, sevmedi. Toplumsal faydayı önemsemiyordu. Cinsel tutkularıni dinleyen bir kadin oldu. Eşcinsel iliskiyi bile denedi. Her şeyden pisman oldu. İlk sevgilisiyle uzun yillar süren bir iliskisi oldu. Evlilik oncesi terk etti. Birçok kadın gibi yaşlandıkça annesine benzedi.Onun teslim oluşunu haklı buldu. Cinsel içerigi yüzünden kitap bir dönem yasaklanmış .Bence cinsellik burada asıl konu olarak değil insanı bir doğası olarak onu yönlendiren güçlü ve karmaşık bir duygu olarak karşımıza çıkıyor. Kitabın ismi de bana göre insan doğasının cok yönlü ve karmaşık olmasından geliyor olabilir. Çünkü karakterlerin hiçbiri tekdüze yaşamadı. Sanki gökkuşağı renklerinin birbirine karışması gibi yaşamları da karıştı.
Gökkuşağı
GökkuşağıD. H. Lawrence · Can Yayınları · 1990121 okunma
··
274 görüntüleme
Adem okurunun profil resmi
Uzun bir zamana yayın okumayı derken bilmeden Korona günlerine atıfta bulunmuş olabilirsiniz :)) lakin başkahramanın kitabın yarısında çıkması şaşırttı beni bu kadar uzun süren bir doğum evresi neden olay zincirini oluşturmak için bu kadar zaman gerekli mi merak ettim?
Gönül. okurunun profil resmi
Aslında bu incelemeyi bir bucuk sene evvel yazmıştım Zamanımizın bol olduğu bu günlerde tekrar aklıma geldi:) Durağanlığa yakışır diye düşündüm. Yazarın amacı nedir tam bilemiyorum.Başkahramanı iyi anlamak için genetik ve sosyal mirası uzun uzun aktarmak istedi belki.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.