Öteki Rüzgar, Yerdeniz serisinin son kitabı olarak yazarın seneler boyu süren hikayelerini bir sona bağlıyor. Son sayfada ağlamadan edemedim, çünkü Çevik Atmaca Ged, Tenar, Tehanu ve diğerleri, Roke ve Kalessin'i bundan böyle sadece zihnimde, hatıralarımda düşünüp hatırlayacağım.
Son kitapta benim gördüğüm şey, Yerdeniz serisi boyunca yazarın anlatmayı sevdiği, sürdürdüğü şeyin kendisi ve aynısıydı: çemberler çizerek dönen hayat döngüleri, anlamak için yaşamak, yaşamı ve ölümü kabullenerek kendini hayat rüzgarına bırakmak...Bunu yapınca büyücülerin büyücü, yaşayanların yaşayan, ejderhaların ejderha ve ölülerin ölü olabildiğini görüp bir zamanlar Lebannen ve Çevik Atmaca Ged'in yaptığı gibi, Ufkabakan'la Roke'a giden deniz yollarında o rüzgarı hissederek "en yaşlı" ejderha Kalessin'in ufka doğru kayıp gidişini izlemek mümkün olabilir. Yerdeniz serisindeki diğer kitaplarda olduğu gibi Öteki Rüzgar da sakin, acelesiz, heyecanlı olaylardan çok bu rüzgarı bulmak, koklamak için acı çeken, ter döken, ümit eden karakterlerinin iyilik ve kötülük dolu hikayelerini anlatarak nihayete eriyor. Bu kitabı rize'de herşeyden sıkılarak, asla sevemediğim denize bir adım uzakta, yağmur bulutları geri dönsün ve güneşin üstünü örtsün diye ümit ederek okudum ama istediğim hiç birşey olmadı. Küçük odamda sıkılmadan okudum. Fındıklı 'nın ana caddesinde, ara sokaklarında bunalarak dolaşırken aklıma kitabın bitmek üzere olduğu geldi sık sık. Şimdi de oturmuş, buz gibi bir rüzgarın estiği balkonda veda ediyorum Ged'e, Tenar'a, Lebannen' e, Roke'a, Kalessin'e. Belki yağmur yağar ve ben de bir iki gün sonra nasipse yuvama dönerim diye ümit ediyorum...