Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

183 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Metis Ötekini Dinlemek serisinin 11. kitabı olan bu çalışmanın(ki 20. yy. ın çığır açan çalışmaları arasındadır) savı şudur; insan yaşamı, birincil kaygısının kökenini "doğmuş olmak" tan alır. Bizim "anne karnı huzuru" olarak da andığımız o sıcak, rahat, denge halinden, cennetten, dış dünyanın vahşetine, denge arayışına sürülen insanın yani kitabın başında Rank'ın, Nietzsche'den alıntılamış olduğu gibi "tesadüfün ve zahmetin çocukları" olan insanın, hikayesinin başına yerleştirir doğum travmasındaki "ayrılık kaygısını" Rank. Rank'ın bu argümanı Freud'un "fizyolojik doğum kaygısı" üzerine olan görüşünden temel alsa da o, Freud'dan farklı olarak yoğun, derin bir analize tabi tutar bu olguyu. Freud'daki ödipal kompleks Rank'da önceliğini doğum travmasına bırakmıştır. Öyle ki insanın bireysel gelişim sürecinde anksiyete için şu sıralamayı oluşturabiliriz; Doğum >> Memeden kesilme >> Hadım edilme Ona göre "Ruhsal yapının ortaya çıkması doğum travmasıyla başetme girişiminin bir sonucuydu..." (s. 12). Ve bu nedenle sağlıklı insan derken aslında "sağlıklı nevrotik" i kastederiz. Rank'a göre kişi mutluluk ve özgürlük eğilimlerinin çatışmasıyla dünyada bulur kendini. Mahler'in
İnsan Yavrusunun Psikolojik Doğumu
İnsan Yavrusunun Psikolojik Doğumu
adlı çalışmasında, insan yavrusunun ilk 36 ayındaki gelişiminin psikolojik seyri göz önüne alındığında, bu 36 aylık evreye "ayrılma-bireyleşme süreci" denilivermiştir. Buradaki haklılık gibi insan yaşamı da ölüme tekabül eden ayrılık ve keza yaşama tekabül eden birleşme ile tarif edilir Rank'da. Elbette durum, Engin Gençtan'nın girişte belirttiği üzere her halükarda suçluluktur; "Her iki durumda da eşlik eden duygu suçluluktur. Kendimize ya da çevremize ihanet etmenin suçluluğu." (s. 9). Varoluşçu psikoterapistleri etkilemiş olan Rank'ın bu suçluluğu da "varoluşsal suçluluk" adına tekabül eder bu ekolde; kişinin varolmasından öte gelen suçluluğu. "Sonuç itibariyle analiz, tam olarak baş edilmemiş doğum travmasını sonradan alt etme faaliyeti olarak karşımıza çıkmaktadır." (s. 27-28) diyor Rank, başarılı analizlerin ortak görüngüsü olan "doğum sembollerine" dikkat çekerek. "Yeniden doğmuş gibi olmak" deyimiyle tanımlanabilecek olan nekahet döneminde olduğu üzere. Peki öyleyse analitik açıdan durumu ele aldığımızda terapistin(analizanın) konumu nereye düşmektedir? Rank'a göre "direnç olgusu" zamanında, anneden, babaya ya da babanın ikâmesine doğru gerçekleştirilen terkin yansımasıdır ve böylece baba "ilk ve ebedi düşman" tahtına oturtulmuş olur. Analiz süresince hem anneyi hem babayı temsil eden terapistin görevi "anneye yönelik ilksel saplantıdan kendi başına kurtulamamış hastanın bunu başarmasını sağlamak ve bu saplantıyı - hastanın cinsiyetine göre anne ya da baba resmine- aktarılabilir kılmaktır." (s. 30). Öyleyse denilebilir mi ki, yaşam/tarih/uygarlık /kültür, enikonu umutsuz bir telafi girişimidir. Dövüşler, sövüşler, sevişler,... tüm o solumalar, anne karnı fantezisinin geçiş noktaları, durakları, başarısızlıkları mıdır tüm bu keşmekeş? "... şüphe götürmez bir olguya işaret edelim: Her kaygı ya da korkunun temelinde doğum kaygısının yatması gibi, her haz da son kertede rahim içindeki ilksel hazzı yeniden oluşturmaya yöneliktir." (s. 36) İÇİNDEKİLER Türkçe'de Otto Rank, Engin Geçtan Sunuş, Peter Orban DOĞUM TRAVMASI Önsöz  Analitik Açıdan Durum Çocuksu Kaygı Cinsel Tatmin Nevrotik Yeniden Üretim Sembolik Uyum Kahramanca Telafi Dinsel Yüceltme Sanatsal İdealleştirme Felsefi Spekülasyon Psikanalitik Bilgi Tedavi Etkisi Kaynakça
Doğum Travması
Doğum TravmasıOtto Rank · Metis Yayınları · 2014188 okunma
·
106 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.