Emile Zola'nın yazdığı Rougon-Macquart adlı serinin beş no'lu kitabı. Serinin okuduğum ilk dört kitabından çok farklı bir şekilde yazılmış bir eser.
Kitapta, dört no'lu kitabın (Plassans Papazı) ana karakterlerini oluşturan Mouret çiftinin çocuklarından biri olan Serge'nin hayatının bir dönemi anlatılıyor.
Serge, bir köy kilisesinde , kız kardeşi Desiree ile birlikte kendini tanrıya adamış bir rahip olarak hayatını sürdürmektedir. Ne var ki her şeyin aşırısının insana zarar verdiği gibi, Serge'nin aşırı derecedeki dindarlığı da kendi sağlığının bozulmasına sebep olacaktır. Bu olaydan sonra gelişen duygusal ve dramatik olaylar kitabın ana konusunu oluşturmaktadır. Kitapta olayların gelişimine etkili olan diğer önemli karakterler ise amca Doktor Pascal ile Albine isimli bir genç kızdır.
Kitap sade ve akıcı olarak yazılmasına rağmen çok aşırı yapılan tasvirler ve betimlemeler okuyucunun sıkılmasına sebep olmaktadır. Neredeyse kitabın üçte ikisinden fazlası tasvir ve betimlemelerden oluşmaktadır. Bitkilerin, çiçeklerin, ağaçların, hayvanların dünyasının kısaca doğanın bu kadar ayrıntılı ve basit şekilde anlatıldığı başka bir kitap olacağını sanmıyorum. Burada Zola adeta bize botanik, zooloji ve insan psikolojisi dersleri vermektedir ama bunu da sadece kendine has bir şekilde basit ve sade bir anlatımla yapmaktadır.
Felsefi olarak ise doğa ile din, özgür duygular ile dini yasaklar arasındaki çatışmayı dramatize edip, bunu da geniş bir şekilde bizlere aktarmaktadır.
Uzun ama muhteşem denecek düzeydeki tasvir ve betimlemeler dolayısıyla okurken biraz sıkılsam da yine de beğenerek okuduğum bir kitap oldu. Ben, serinin diğer kitaplarını okumaya devam edeceğim.