Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

76 syf.
9/10 puan verdi
SPOİLER DIŞINDA HİÇBİR ŞEY İÇERMEZ
Amacım inceleme yazmak olmayacak, ki buna yeltenmem bile hata biliyorum ancak Tezer Özlü'yü , tabiri caizse 'İki gözümün çiçeği' hakkında hislerimi, fikirlerimi yazma ihtiyacı duydum, buna ikna olmak aylar sürdü ancak Frida Kahlo'nun "İfade etmek kurtulmanın başlangıcıdır." sözü yankılandı kulağımda... Bundan yaklaşık bir yıl önce bir yazı okudum ve hayatıma bu kadar şeyi katacağı (bir o kadar da alacağı) aklımın ucundan geçmezdi. Kendi ruh halime bu kadar yakın bir tasviri gördüğümde hüzne konuk olmadan da edemedim. Sonra da bu denli yakınlık hissettiğim cümleleri yazan bu insanı buldum. Tezer Özlü... Lirik Prenses deyip duruyorlardı ona. Müthiş cümlelerinin ardı kesilmedi ben baktıkça. Sonra da bu cümleleri yazdıran şeyi merak ettim, biraz daha Prenseslik kısmını bırakıp Lirik kısmına göz gezdirme ihtiyacı duydum. Daha küçücük yaşlarında başlayan sorunları, gencecik yaşlarında bunalıma ve intihar fikrine dönüşüp, antidepresanlara sığınan bir yaşamda boğulmasına sebep olmuş bu kadına git gide gönülden bağlanmaya başlamıştım bile. Ve o ilk tanışmama vesile olan cümleleri her geçen gün daha çok anlam kazanmaya başlamıştı. "Ben yeterince iyi değilim, tamamen kötü de değilim. Güven vermiyorum ama umursamaz da değilim. Kaçmıyorum, durmuyorum da. Sarhoş gezmiyorum, ama her an ayık da değilim. Bağımlı değilim, kaçabilecek kadar da özgür değilim. Politik değilim ama tarafsız da değilim. Umutsuz da değilim, sonsuz da değilim. Camus gibi yaşamın bir adım uzağında, ölümün bir koşu yakınındayım." Bunu yazmak ne kadar doğru bilmiyorum ama o yazı hayatıma girmeden çok önce başlayan bir ruh halinin üstüne bu kadar iyi gelen başka cümleler okumadım şimdiye dek. Ve başladım o cümleleri kitaplarında aramaya. Ferit Edgü ve Tezer Özlü konuştu, ben dinledim. '
Her Şeyin Sonundayım
Her Şeyin Sonundayım
' dediler ve: "Belki köpekler kadar mutlu değildik, ama gene de bir değişiklik işte." "KOPUKLUK. YAŞAMDAN, İNSANLARDAN, GEÇMİŞTEN KOPUKLUK. Gelecekle de hiçbir ilgisizlik." Sonra bulamadım o satırları. Ve '
Yaşamın Ucuna Yolculuk
Yaşamın Ucuna Yolculuk
' kitabına eklenen alıntılarda aynı cümleler yazıyordu, hemen kitabın peşine düşüp okumaya başladım. Bulamadım. Ama daha da değerli cümleler buldum. "Sizin düzeninizle, akıl anlayışınızla, namus anlayışınızla, başarı anlayışınızla hiç bağdaşan yönüm yok. Aranızda dolaşmak için giyiniyorum. Hem de iyi giyiniyorum. İyi giyinene iyi yer verdiğiniz için. Aranızda dolaşmak için çalışıyorum. İstediğimi çalışmama izin vermediğiniz için. İçgüdülerimi hiçbir işte uygulamama izin vermediğiniz için. Hiçbir çaba harcamadan bunları yapabiliyorum, birşey yapıldı sanıyorsunuz. Yaşamım boyunca içimi kemirttiniz. Evlerinizle. Okullarınızla. İş yerlerinizle. Özel ya da resmi kuruluşlarınızla içimi kemirttiniz. Ölmek istedim, dirilttiniz. Yazı yazmak istedim, aç kalırsın, dediniz. Aç kalmayı denedim, serum verdiniz. Delirdim, kafama elektrik verdiniz. Hiç aile olmayacak insanla bir araya geldim, gene aile olduk. Ben bütün bunların dışındayım." (Sayfa 57-58) Hayran olmuş, beynimden vurulmuştum bu satırlarla konuk olduğum hüzün değil konuk ettiğim hüzündü artık. Hâlâ ilk cümleleri kitap kitap dolaşıp aramaya devam etmek için can atıyordum ancak cesaret edemedim bir süre Tezer okumaya. Sonra sevgili  https://1000kitap.com/beydervis yaptığı etkinlikle bas bas bağırarak  beni de çağırıyordu. 'https://1000kitap.com/kitap/eski-bahce-eski-sevgi--126001 ' dedik sonra ve söze girdi: "Ağırlığımı yitirdim. Uçarken." (Sayfa 10) Ve ekledi: "Ölüme giden yol çok uzun Yoruyor beni Hastalık hiçbir şeyi değiştirmedi İntihar etmek istedim iyi ettiler Delirdim gene iyi ettiler Artık yapılacak bir şey kalmadı ..." (sayfa 31) Sonra biz tatlı tatlı otururken yerimizde seslendi: "Tatlı hayat kurbanları, gene nereye?" (Sayfa 62) Ve yine yürek coşkusuyla bu defa kendine seslenişini duyduk: "Her şeye hazırım. Hastalığa. Yalnızlığa. Aşka. Gitmeye. Kalmaya." (Sayfa 103) Ve sonra yine vazgeçiş mi umutsuzluk mu kavrayamadan devam etti: "Ben geçmişimi unutmuş, ne geri dönmek ne de ileriye gitmek isteyen bir insan olarak oturuyordum. Sessizdi her şey." (Sayfa 116) Bir kitap daha bitmiş, ancak hâlâ aradığım satırları bulamamıştım. '
Zaman Dışı Yaşam
Zaman Dışı Yaşam
' dedim bu defa, bu defa lütfen bulayım da gideyim. Gidemedim. "Her insana yabancıdır. Her nesneye yabancıdır. Kendisine bile." (Sayfa 13) Sonra Pavese'le huzur dolu bir konuşmadalarmış gibi ekledi: "Tüm ince duyguların, tüm bağlılıkları, kendini verme isteğini bir tutukevinde gibi ağır bir yük gibi yüreğinde hapsetmek zorunda bırakılmıştı."(Sayfa 14/Pavese)   Hangimiz bırakmadık ki seni okurken, sizi dinlerken... Ve o cümleleri yine bulamadım. Derkeen hüzün dolu yolculuğum '
Çocukluğun Soğuk Geceleri
Çocukluğun Soğuk Geceleri
' kitabında nefrete öfkeye ve gözyaşına döndü. "Birkaç gün sonra, kentin öteki üniversite kliniğine getiriliyorum. Ağustos başı. Buraya getirilip bırakıldığım an, ardımda kilitlenen kapının camlarını kırmakla ne denli azgın bir deli olduğumu kanıtlıyorum. Burası, yıllar önce, ölüm deneyinden sonra gözlerimi açtığım klinik. Artık kapı açılmayacak. Gene hiç tanımadığım doktorların elindeyim. Onlara ne anlatabilirim. Nasıl baştan başlayacağız? Hem deliliğe? Hem akıllanmaya? Kapı yanındaki ilk odanın, birinci karyolasında yatıyorum. Odada iki yatak, iki genç kız var.  Ertesi gün, yıllar önce, lise öğrencisiyken, beni odasına kilitleyen, üzerime saldıran doktoru görüyorum. Proseför olmuş. -Benimki herkese kalkmaz, ama sen çok ilginç bir kızsın sana kalktı, demişti. Uzun süre odasında koşturmaca oynamıştık. Bitişikte banyo da vardı. Onunla yatmayacaktım. Çünkü henüz hiçbir erkekle yatmamıştım. Onunla da yatmak istemiyordum. Beni neden odasına kitleyip bunu istiyordu? Bağırsam, belki buraya kapattırırdı. Sonra muayenehanesine gelip, onunla yatacağıma söz verdim, beni bırakmasını sağlamıştım. İşte yıllar sonra, onlar akıllılığımıza açılacak kapıların kilitlerini ellerinde tutuyorlar.(Sayfa 54) ... ... Sonra bitmesi istenmeyen sigaralar içiliyor. Hademe koridoru paspaslıyor. Ardından gece bekçileri gelecek. Kentin yoksul kesimlerinden gelen bu insanlar bekliyor geceleri koğuşu. Sigara tablası bulamıyorum. Sigaramı yerde söndürüyorum. Hademe üzerime saldırıp, suratıma bir yumruk atıyor. Şaka yapıyorsa, ne biçim şaka bu? Yumruklarına devam ediyor. İnanılır gibi değil. Ağzım burnum kanamaya başlıyor. Direndikçe, beni dövüyor. "Adam ciddi", diye düşünüyorum "bir üniversite kliniğinde, hastanın ağzını burnunu kanatacak biçimde dövme yetkisini kimden almış?" Onu tutacak kimse yok ki! İlkelliği içinde, o an tüm yetkiler elinde. Öldürmediğine şükür. Hızını alamıyor. Gidip deli gömleği getiriyor. Beni önce gömleğe bağlıyor. Sonra kollarımı gerçek uzunluğundan daha da çekerek, demir karyolanın baş kısmına bağlıyor. Ayaklarımı da iyice çekip, ayakucuna bağlıyor. Bu durumda, bu işkence altında bir an bile yatmaya, dayanmaya gücüm yok. İnliyorum. Kapı kilitli. Camlardaki demir parmaklıklar gerisinde yıldızlar gözükmüyor. Demir parmaklıklar gerisinde, gecenin siyahlığındaki yaşamı düşünemiyorum bile. Uzun süre inleyerek, yalvararak yatıyorum. İlkel adamdan özür bile diliyorum. Arkadaşlarıma yalvarıyorum. -Beni dayanabileceğim bir duruma getir, diyorum Ne kadar süre sonra başka bir sigarayı yaktığımı bilmiyorum.  Taburcu edileceğim gün, camını kırdığım kapı açılıyor. ... Direnmeliyim. Beni iyileştiren ne şok. Ne de ilaçlar. Beni iyileştiren, bu kliniklere bir kez daha kilitlenme olasılığının verdiği büyük ve derin korku."(sayfa 55-56) Bir insana bunları yaşatmak ne denli canice, pis ve nefret dolu olabilir düşünemiyorum. çok kızgınım, kırgınım. Tezer Özlü okuyunca istemsiz bir bağ oluşuyor aranızda ve onun acılarına, duygularına tanık oldukça okumak istemiyorsunuz çünkü ben bu denli rahat yaşarken bunca şeyi atlatan bir insanın yaşadıklarına kendi ağzından şahit olmak zor geliyor. Ve bunları düşünürken, sanki seslenir gibi umuda depar atmayı yine başarıyor: "-Hiçbir şey değişmedi, diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Bulutları dağıtmak, güneşi avuçlamak, çocuklarla tepelerde koşmak, ağaçları, rüzgârı, güneşi, yağmuru, insanları onlarla birlikte yaşamak istiyorum."(sayfa 22) Yaşanan onca şeye rağmen böyle yaşamayı hâlâ düşünebilen birine bunları neden yaparlar? Neden yaptınız?... Ve yine o cümleleri bulamadım... Son olarak "
Kalanlar
Kalanlar
" bana o cümleleri getirsin istedim ve başladım: "Düzen ve güven kadar ürkütücü bir şey yoktur. Hiçbir şey. Hiçbir korku... Aklını en acı olana, en derine, en sonsuza atmışsan korkma. Ne sessizlikten, ne dolunaydan, ne ölümlülükten, ne ölümsüzlükten, ne seslerden, ne gün doğuşundan, ne gün batışından. Gülüşlerden geç. Anlamsız konuşmaları dinle, galerileri gez, kahvelere otur -artık hiçbir yerdesin." (sayfa 47) Bunları okudukça ben de yerimden oldum, belirsiz bir boşluğa koşar adımlarla yürüdüm... "Yalnız yaşı olmayan ve dünyalarını kendi içlerinde taşıyan insanlara dayanabildiğimi görüyorum." (Sayfa 52) Ama böyle söylese de kendini ne kadar kandırabildiğini yine aynı sayfada Beckett'in alıntısını iliklerine kadar hissetmesinden anlıyoruz: "Sen kendi sesinle yapayalnız kalacaksın. Dünyada kendi sesinden başka bir ses olmayacak." Ve o aradığım cümleleri yine bulamadım üstelik, Tezer Özlü beni kendi sesiyle yalnız bıraktı. Iyi ki bulamamışım diyorum şimdi, iyi ki onu ararken daha fazla şey bulmuşum...  O an hissettiklerimi Sadık Hidayet gibi güzel ifade eden kimse yok: "Ve bir ölünün ağırlığı, eziyordu göğsümü..." (Kör Baykuş/sayfa 79/YKY) Gözleri gülen cağnım Prensesimiz sen hiç renklerini kaybetmedin, kaybetme, kaybettirmem! i.hizliresim.com/2aLvLE.png Son olarak: "İçine sıçayım edebi türlerin. Romanın. Öykünün. Şiirin. İçine sıçayım. Bana yaşamın ucuna yapılan yolculuklar gerek. Bu yolculuğun türü olur mu?" (Her Şeyin Sonundayım/ sayfa 40) O cümlelerin yer edindiği köşeyi de paylaşmak isterim: i.hizliresim.com/k64Yry.png
Kalanlar
KalanlarTezer Özlü · Yapı Kredi Yayınları · 20196,1bin okunma
··
142 görüntüleme
Ömer Gezen okurunun profil resmi
Çok mu çok güzel olmuş ellerinize sağlık 😊😊
Kader Yıldız okurunun profil resmi
Büyük payınız var, sevgiler :)
kyrios maldoror okurunun profil resmi
Senin de belirttiğin gibi çok fazla spoiler vermiş olsan da, sen bunu inceleme olarak kabul etmesen de, kendi adıma şunu söyleyebilirim; burda inceleme adı altında okuduklarımdan çok daha fazla tat ve yazar hakkında fikir aldım. O güzel emeğine sağlık, bu incelemeden de Tezer okumaya karar vermeden ayrılırsam herhalde taşlanırım. Teşekkür ederim, aldım listeye. :)
Kader Yıldız okurunun profil resmi
Ben teşekkür ederim. Melankoli olmadan yaşamak çok zor olurdu eminim. Ve yaşanan şeylerin buna dönüşmesi ne kadar kötüyse, bizim önümüze sunulması o denli iyi ve büyük bir şans bence... Tekrar teşekkür ederim.. :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.