Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 saatte okudu
Eyvah kitap! Kitabımız kısa kısa hikâyelerden oluşuyor. Hikâye diyorum ama aslında hayatımızda hemen hemen her gün başımıza gelip bizlere önemsizmiş gibi görünen ve bir o kadar da insanı kitaptan, kitap okumaktan soğutan meselelere değiniyor yani güzel bir farkındalık oluşturuyor diyebiliriz. Bilirsiniz insanlar ne okursa, ne izlerse o konuda uzmanlaşırlar, onun içindir ki hemen hemen tüm vatandaşlarımız ya siyasetçidir, ya bilim adamı ya da din hukukçusudur. Hani 2 – 3 tane felsefi romanı okuyup aşk romanları okuyanları küçük görür, popüler kültür vs. diye laflar söyleriz ya işte kitap genel olarak bu ve benzeri konulara dikkat çekiyor. Tabii ki belli başlı yazarlar ve eserlerin okunması şarttır ama her bu tarz kitap okuyanı eleştirmek, yermek veya küçük düşürmek kesinlikle doğru olarak görünmemesi lazım ve yine eminim ki okunulan o klasiklerde, felsefi ve bilim kitaplarında da bunları öğrenmiyorlardır. Kimi klasik okumayı sever, kimi çizgi roman okumayı, kimi polisiyeyi kimi ise manga okumayı. Bir insan klasik vs. okuyorum diye karşısındaki kişiyi okuduğu kitaplara göre yargılayıp, bir tanım yapıyorsa ve kendi aklınca kısıtlı görüyor ise ya okunulan kitaplar işe yaramıyor demektir ya da yazarımızın da kitapta dediği gibi “Ben bilgili olmak, bir şey öğrenmek için kitap okumuyorum” sözü hem dolaylı yoldan doğrulanıyor hem de okuma amacı bu olmasa da bir şeyler öğrenmek için de okununca öğrenemediklerini göstermiş oluyorlar. Yeri geldiğinde zevkler ve renkler tartışılmaz deriz ama okunulan kitap türlerinde söylediğimiz bu sözü unutur, kendimizle de çelişiriz. Bana da bu tarz sorular geliyor maalesef, bu kadar roman okuyacağına bilimsel kitaplar okusana diye ama maalesef ki en son hangi bilimsel kitabı okudun diye sorduğumda da cevap alamıyor oluyorum. Ben öğrencilerimle aşk romanı da okuyorum, manga da okuyorum, klasik de okuyorum ve bunun sonucunda okuduğum her farklı türden de farklı farklı tatlar alıyorum. Keşke ama keşke sözde iyi bir şey yapıyormuş gibi görünüp etrafımızdakileri kitaplardan soğutmaktan vazgeçebilsek. Heyecan dolu güzel bir kitap okurken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum, seviyorum sonuçta. Kimi gerçekten bilgi sahibi olmak için okur, kiminin ise gerçekten de sığındığı bir liman olur kitaplar. Kaçış edebiyatı deriz ya hani, o da çok eleştiri alır bazı kesimlerden ama Tolkien’in de dediği gibi kaçıştan sadece gardiyanlar rahatsız olur. Kitaplar ve bazı türler, evet sığındığı bir liman olabiliyor çoğu kişilere, işte bu limanı veya limanları insanların elinden almak, almaya çalışmak niye? Bunu anlayamıyorum. Bu sorunun cevabını alabilsem, kibir değil de başka bir şey olduğunu öğrenebilsem belki bu kadar da büyük bir konu olmayacak. Edebiyat öğretmenleri mesela güzel bir edebi eseri ödev olarak okuturlar ve bu eserin de öğrenci üzerinde büyük bir etki oluşturmasını beklerler. Peki sizce de her öğrencinin o hep okutulduğunu bildiğimiz eseri beğenmesini beklemek, onu çok sevip elinden bırakamayacağını düşünmek yanlış değil mi? Bazı ebeveynlerimiz tarafından da “Çabuk ders çalış” mantığında kitap okuması istenilir, bunu da çok merak ediyorum gerçekten çocuğu kitap okumaya teşvik ediyor mu yoksa soğutuyor mu diye… Kitap hakkında son diyeceklerim ise ilk bakışta çocuk kitabı gözükebiliyor ama kesinlikle yetişkinlere ve eğitimcilere yönelik ve muhakkak da okunması gereken bir kitap. Tavsiye edilir.
Eyvah Kitap
Eyvah KitapMine Soysal · Günışığı Kitaplığı · 20061,164 okunma
··
62 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.