Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

336 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Cinayet Söylenceleri
"Her insan, büyük gaddarlıklar içeren eylemler gerçekleştirme yetisine sahiptir." İncelemeye başlarken kitabı bitirdiğimde kafamda canlanan şu soruyu yazmak istiyorum. Aslında kitabın genelini incelediğinizde Foucault'da beliren şu soru ile ortak bir karşılaşma yaşıyoruz. Riviere gerçekten kurtarılabilir miydi? ya da hafifletici sebeplerden faydalanabilir miydi? Kitap tam anlamıyla bu soru etrafında dönüp duran psikolojik ve sosyolojik bir analiz taşıyor. Bu analizler de psikiyatrik bir bakışla yorumlanıyor. Riviere cinayetleri işledikten sonra bir çok doktor ve profesör tarafından inceleniyor, dinleniyor ve araştırılıyor. Ancak hem o dönemin bilim yetersizliği hem de Riviere'in eşsiz bir sapkınlığı olması nedeni ile bütün çalışmalar yetersiz kalıyor. Bir yerde bu yetersizlik Riviere'nin ölümü ile sonuçlanan olaylar dizisi haline dönüşüyor. Şunu da belirtmek gerekir ki bu sırf bir cinayet hikayesi değildir. Dönemin sosyolojik ve kültürel yapısı özellikle Foucault'un taşrada yaşayan emekçi sınıfın yapısına dair fikirleri ve bu taşrada ki toplumsal yapının aslında bir şekilde Pierre Riviere'yi nasıl dışlanmış, yalnızlaştırılmış bir canavara dönüştürdüğünü de gözler önüne seriyor. Kitabın bir bölümünde şu durumdan bahsediyor. "Riviere 4 yaşından itibaren değişmeye başladı onu iyileştirmesi gereken ise toplumdu ancak bunda başarılı olamadılar." Bu doğrultuda Riviere'nin adli portresine baktığımızda Foucault ve arkadaşlarının gizli kalmış bir çok bölgeyi aydınlatarak işlenmiş olan suçun bütün sorumluluğunu Pierre Riviere'den almış olduklarını görürüz. Üzerine daha çok şey yazılabilir olmasına rağmen Foucault'un şu sözleri Riviere'nin cinayetleri işlemesini net bir şekilde ifade ediyor. Diyor ki "Cinayet, iktidar ve halk arasında mutlak sadelikte bir ilişki kurmaktadır: öldürme emri ve öldürme yasağı; öldürülmek, idam edilmek: gönüllü kurbanlık, dayatılan ceza; bellek, unutuş." Ve ekliyor; "Riviere'nin anlatı cinayetini hazırlaması işte bu karanlık savaş üzerinde temellendi ve bu savaş aracılığıyla anlatı cinayeti ile kurbansal ve şanlı cinayetler tarihi arasındaki ilişkiyi sağlamıştı, ya da daha doğrusu, kendi elleriyle tarihi bir cinayet gerçekleştirmişti." Şimdi sormamız gereken son bir soru kalıyor. O da kitabın sonunda karşımıza çıkıyor. "Sömürgeci, yayılmacı siyaset nezdinde "vatan uğruna" cinayetlerin normal, meşru sayıldığı toplumda, ailesinin fertlerini katleden bir köylü nereye oturtulmalıdır?"
Bir Aile Cinayeti
Bir Aile CinayetiErdoğan Yıldırım · Ayrıntı Yayınları · 2012317 okunma
·
224 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.