Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

512 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Morel Afrika henüz bağımsız değilken (Şimdi de değil) Nazi kamplarında yaşadığı bir olayla fillere sempati duymaya başlar. Asıl etkileyici olanı Mayıs böcekleri hikâyesidir (çok fazla içerik paylaşmamak adına okuyacak olanlara kalsın) Bir insan içinde doğaya, hayvanlara ne kadar yer verebilir bu tartışılır elbet. Tartışılmayacak tek şey ise Morel'in, özgürlüğün simgesi olarak gördüğü filleri korumak için harcadığı çabalardır. Spor olsun diye, dişleri için, derileri için öldürülen filler ve diğerleri. Aslanlar zebralar gergedanlar. Doğa için kendi canından vazgeçmiştir. Romain Gary' nin, Goncourt ödülünü aldığı ilk kitap. Kitap içinde, insanın çöküşü, kötü oluşları, ideolojilerden yoksun oluşları, Gary' nin hem gülümseten hem de düşündürüp hüzünlendiren tasvirleriyle aktarılmış. Filleri korumak için harcadığı çaba, bütün dünyada en çok konuşulan haberlerden biri olmuştur. Kimileri Morel'in batının ajanı, kimileri parayla çalışan biri olduğunu söyler durur her yerde. Yılmalı mı Morel? Morel düşünülenin aksine umuda ve iyimserliğe körü körüne bağlı olan bir adamdır. İnsanlara bakış açısı Oğuz Atay' ı çağrıştırsa da fillere duyduğu sevgi, insanı sevmek için çaba harcamasına gerek bırakmayacaktır. Filler umuttur. " Umutsuzluk bize yasak" demiştir Gary ya da Ajar. Neredeyse tüm kitaplarında Almanlara değindirmelerde bulunur. Bu kitabının önemli karakterlerinden bazıları da Nazi mağdurudur. Nitekim kendisi de Fransa'nın en büyük nişanını almış bir savaş pilotudur. Nazilere değindirmeden duramaması bundan. " Sadece kendim olmaktan sıkılmıştım" diyerek ikinci bir isimle de de kitaplar yazan ve aynı ödülü jüriye hiç çaktırmadan alan Gary, hak ettiği değeri alamayan güzel kalemlerden biridir. Kitaba dönecek olursak, Morel'i kendi fikirleri için kullanmak isteyen Afrikalılarda oldukça fazladır, ona katılırlar ama filler umurlarında değildir. Morel' e ne oldu bilinmez ya da söylenmez( sonu ayrı bir düşündürücüdür o yüzden sòylemem iyi olmaz(:) Ancak onun için canını verebilecek Alman Minna kızı da unutmamak gerek. Kitap bittikten sonra hemen bir fil belgeseli açıp izleyeceğinizi düşünüyorum ve fillerin artık gözünüzde o eski filler olmadıklarını göreceksiniz. Filler güzeldir, özgürlüğün simgesidir, bütün hayvanlar özgür olmalı ve onların da doğanın bir parçası olduğu unutulmamalıdır. Ayrıca buraya Morel deki inanılmaz fil sevgisinin temellerinin oluştuğu küçük bir hikaye eklenmiştir. (216. Sayfa) UNUTULMAYACAK HANESİ Morel'in Nazi kampında tanıdığı Robert, beraber zulme uğradığı kampdaşlarının moralini düzeltmek için hayali bir kadın yaratır. Onun ellerini öper, kulağına bir şeyler fısıldar ve arkadaşlarına bu saatten sonra odalarında bir kadının olduğunu, bundan sonra herkesin ona göre hareket etmesini, etrafını temiz tutmasını öğütler. Kampdaş ve zulümdaşları o kadar benimserler ki bu fikri, kimi çiçek toplar, kimi temizlik yapar kimi hayali matmazele saygısızlık yaptı diye adam dövmeye, kimin Matmazel giyinene kadar, onu sapık gözlerden korusun diye battaniye tutmaya başlar. Herkesin morali oldukça yükselmiştir, Zulmün altında olsalar bile hayali kadın hepsi için bir umut olmuştur. Bunu fark eden bir SS subayı Robert' a kadını teslim etmesini söyler, aksi kurşuna dizilmesine neden olacaktır. Kamp komutanı kadını almaya geldiğinde Robert kadını teslim etmeyeceğini söyler... Gerisi hücre cezası ve işkencedir ama Matmazel teslim edilmemiştir :). Bir metreye bir buçuk metre bir hücre. Hücrede dayanamayacak hale geldiğinde Afrika'daki, özgürlüğün sembolü fil sürülerini düşünür ve bu şekilde dayanıp tekrar kampdaşlarının yanına zulüm ocağına getirilir. Döner... bitik ve ölgündür ama mutludur... bundan sonra onları ayakta tutacak olan Özgür fil sürüleridir. İşte Morel' ın de o dönemde bulunduğu kampta fil sevgisinin nereden geldiğini merak edenler için 216. Sayfadan bir hikaye ve hikaye şahsımca özetlenmiştir, kitaptaki orjinal hikaye çok daha etkileyici anlatılmıştır.... Oldukça uzadı affola, Hayvanların da bizler gibi bir canlı olduğunu, ağaçların, kısacası doğanın hepimizin olduğunu fark edebilmemiz ve o yònlü davranabilmemiz umuduyla, Bizim dışımızdaki canlılar da en az bizim kadar yaşama hakkına sahiptir.. Sevgilerle.... Kesinlikle okunmalı!
Cennetin Kökleri
Cennetin KökleriRomain Gary (Emile Ajar) · Agora Kitaplığı · 2012101 okunma
··
52 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Eylül Türk okurunun profil resmi
Metin Hocam, nefis bir tahlil olmuş, bazı eserlerin samimiyeti okurun cümlelerine sirayet ediyor.Emeğiniz varolsun.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.