Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

420 syf.
·
Puan vermedi
·
28 saatte okudu
- Siz bu cümleyi okurken, bir yerlerde insanlar, ülkelerindeki savaş, açlık ve yoksulluktan kaçmak için sonu zifiri bir yolculuğa çıkmaya hazırlanıyor. Ancak bu hikâye o kaçak göçmenlerle değil, onları kaçıranlardan biriyle ilgili. Adı Gazâ. Babası bir insan kaçakçısı, Gazâ da onun çırağı. Henüz 9 yaşında. Yani, hayata ve insana dair, öğrenmemesi gereken ne varsa, hepsini öğrenecek yaşta. - Gazâ küçük yaşına rağmen hayata öyle bir yerde başlıyordu ki resmen sirkteki aslanları feleğin alevli çemberinden geçirecek kişi. İnsan kaçakçılığının göbeğinde, işi kıvıracak kişi kendisi ve babası. Kıvrak zekası, olayları kavrayışı ve ürettiği çözümler her zaman onu bir adım daha önde tutmaya yetti. Hatta kendi çapında araştırmalar bile yaptı insanlar üzerinde. Ama ne için? İncelemesi ne işe yaradı? Kendini tatmin etmek isterken, insanların gerektiğinde ne kadar vahşileşebileceğini, fedakarlıkları göze almanın ve liderliğin getirdiği ağırlığın altında kalarak değişime göz yuman bir grubun hareketleriyle, kendi bile dehşete düştü. Aklından çıkarmadığı bir şey vardı elbette. Hiçbiri kendisi kadar vahşi olamazdı! - Gazâ, hayatının değişeceğini, kendisinin ilk başta kalbinin hızlı atmasını sağlayan siyah saçlı güzelle karşılaştığı gibi güzel geçeceğini düşünmüştü. Ona yaklaşmak için attığı adımın sonucunda, onu elde edeceği tek yolun insan gibi değil de, istediğini almak için saldıran yırtıcı bir hayvan gibi saldırması gerektiğini daha ilk denemesinde tecrübe etmişti. Avına ulaşınca da, ağzında yırtıcı bir hayvanın ağzındaki kan gibi salyalar vardı. Hayat onu resmen 10 yaşında koca bir adama çevirmişti ve gözünü açmıştı. Kafasında dönen şey, yaşıtları gibi çarpım tablosu ya da sokak oyunları değil, insanların hayatlarıyla nasıl oyun oynayabileceğiydi. Onları nasıl avucunun içine alıp ta bütün emellerini gerçekleştirerek, kendi süzgecinden geçirip ulaşacakları yere yollayabilmek. - Neler mi oluyor? Hiç beklendiği gibi değil. Sınıf birinciliğinden hayatta sonunculuğa kadar her kademeyi arşınlıyor Gazâ. İngiltere'de okuma hayalleri kurarken kendini bir bilinmezliğin içinde buluyor. Hayatının zirvesine giden adımı atmak üzereyken arkasını dönüp gidiyor ve bu ruh halinden çıkması hiç mi hiç kolay olmuyor. En sevdiğim bölümlerden bazıları da kendi içine dönmesi. O bölümler ayrı hoşuma gitt ve bir de Cuma'nın sesini duymak sadece ona değil size de huzur veren şeylerden biri olacak. En sonundaysa mutlu küçük kurbağasına kavuşuyor. Ama nasıl? Lanetlendiyseniz eğer, o lanet sizin yakanızı bırakmaz. Mutlaka sizin içinizi yer bitirir. Gazâ'nın başına gelen de tam olarak buydu bence. Lanetlenmişti. O yolları tek tek aşması ve yaşattıklarını yaşaması gerekiyordu. Başladığı yere geri dönmesi, hayatına sil baştan başlaması. Belki biraz da morfin sülfat.. - Ahad, Gazâ'yı yetiştiren kişi. Babası. Alkolik ve içinde bırakın sevgiyi kırıntısından eser dahi olmayan birisi. Hareketleriyle ve yaptığı işle herkesin tiksineceği bir karakter. Bu kitabın baş kötüsü diyebilirim. Gazâ'ya ettiği zulümler, annesine yaptıklarını duyunca kanınızın donacağını ve bir insanın nasıl bu kadar merhametten yoksul olabileceğini sorgulayacağınıza eminim. Pişmanlık mı? Elbette onun da kapısını çalmıştır ama iş işten çoktan geçmişti. Yaptıklarını yapmamış olmayı ve zamanı geri almayı kim istemez ki? - Harmin ve Dordor. Genç yaşta arkalarına aldıkları ilk rüzgarla evlerini terk etmiş iki korsan kardeş. Hani hayatın adam ettiği insanlar vardır ya işte bu iki kardeş onlardan. Korsan dediğime bakmayın aslında ikiside yufka yürekli ama etrafına taş görünüyor. Gazâ için yaptıkları özel şeylerle benim gönlümde taht kurdular. Okursanız sizinkinde de yer bulabilirler bence. - Gelelim kitabın içeriğine. Kitapta sadece bir konu yok, birbirinden güzel konulara değinmiş yazar. Gerçeği gün yüzüne çıkarıp herkesin önüne sermiş. Kitapta insanlık dramına, her gün yaşanan ama kimsenin ses çıkarmadığı olaylara, illegal olaylara, kitlesel, küresel vahşetlere yani kısaca iğnenin ucunu her yere dokundurmuş yazar. Bu çok hoşuma gitti çünkü kitabı okurken aslında gündemi takip ediyor gibi oluyorsunuz. Bunlar öyle güncel şeyler ki kitabı okurken TV'yi açsam o an orda geçen konuya denk gelebilirim. Ülkemizde ağırlıklı olan insan kaçakçılığı, taciz, tecavüz, istismar, kara para aklama gibi her telden dilimizi dudağımızı lanet etmekten yara içinde bırakan konular doldurmuş sayfaları. - Yeraltı edebiyatının sevilen ismi Hakan Günday ile tanışma eserim ''Daha''. Eserde hoşuma gitmeyen 2 konuya değinmek istiyorum. Birisi Yaradan ile ilgili kitabın ilerleyen sayfalarındaki satırları, 2. si ise kitabın tam ortasında Nekrofili (ölülere ilgi duyma) ile ilgili bölüm olması. Bunlar resmen kitaba ve yazara karşı önyargılı olmama sebep oldu. Yoksa bu kitap ve içindeki olaylar, olayların inceliği değil kalınlığı, resmen delip geçici tarzdaki cümleleri ve gerçekleri sabah ayazı gibi yüzümüze vurmasıyla aklıma büyük harflerle kazınacak bir kitaptı. Diğer kitaplarında inşallah böyle bölümlere yer vermemiştir. - İncelememi okuyan herkese teşekkürler.
Daha
DahaHakan Günday · Doğan Kitap · 202313,6bin okunma
·
258 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.