Yav bu adam ne güzel bir adam öyle…
Kitabın adını görünce dini bir kitap sandım, Allah’ın Askerleri kim olabilir?
Kitabın adı neden bu?
Kimi zaman kitabın ortalarında veriyor sorunun cevabını, kimi zaman en sonunda Teneke çalan çocuklarla.
Dedik ya güzel adam diye, üstad Çukurova’da yaşadığı günleri nasıl iliklerine kadar sömrüp öyle yaşamışsa, bu kitapta anlıyoruz ki gazetecilik yaptığı yıllarda İstanbulu “İliklerine kadar” yaşamış.
Çoğumuzun görünce korktuğu, görünce yolunu değiştirdiği sokak çocuklarının hikayesini anlatıyor bu kitap. Üstad onlarla yiyip, onlarla içiyor. Çocuklarla arkadaş oluyor, yemeğini bölüşüyor, hatta o çocukların ailelerini bulup onlarla tanışıyor, yattıkları tren garından atıldıkları nezarethaneye bırakmıyor çocukların peşini. En güvendikleri abileri oluyor Yaşar Kemal.
Geçen gün tesadüfen Sır Çocukları diye bir film izlemiştim, Özgü Namal, Mehmet Ali Alabora gibi ünlü isimlerin oynadığı 2002 yapımı güzel bir film. Yine sokak çocuklarını konu alıyor. Filmin üzerine kitap çok güzel tesadüf etti. Altını ıslatan bir çocuğun hissettiklerini, yaşadığı psikolojik baskıyı her iki eserde de muhteşem vermişler. İnternetten biraz araştırdım acaba yönetmen veya senarist bu kitaptan etkilenmiş mi diye ama her hangi bir ize rastlamadım. Ama kuşkucu yaklaşmak zorundayım çünkü bir çok yeri filme çok benziyordu.
Üstad bize iyi bir insan olma yolunda okuyacağımız güzel kitaplar bırakmış, yaşadığımız şu dönemde en çok ihtiyaç duyduğumuz şey olan “Güven” için “İnsan, insana güvenmeli” diyor.
Öyle ya;
Tanımıyoruz diye güvenmiyoruz.
Tanımaya çalışıyoruz güvenmiyoruz
Tanıyoruz, yine güvenmiyoruz.
Ben insanın en büyük nimet olduğuna inanırım ve sohbet edip bilgi paylaşmak bu nimetin en büyük meyvesidir. Fakat Neşet Ertaşın şu sözlerini hatırlatmak istiyorum “Nimet çok olunca kıymeti olmuyor” evet bugün sağda solda, parmaklarımızın ucunda, ekranın karşısında binlerce insan var ama kaçı ile sohbet edebiliyoruz?
Çünkü güven yok.
Çünkü cesaret yok.
Üstad almış eline kağıdı kalemi inmiş sokak çocuklarının arasına, belki çoğumuzun burun kıvıracağı o çocukların arasına. Cesaret etmiş, güvenmiş sohbet etmiş. Ortaya da hayatı sorgulatacak böyle bir eser bırakmış.
Sohbet edecek, paylaşmayı bilen insanların çoğalması dileği ile.
Sevgiler.