Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

146 syf.
7/10 puan verdi
İncelemeye başımdan geçen bir olayla başlamak istiyorum. Bayanlı (biliyorum, yurdum feminazileri şimdi topa tutacak, zaten onun için yaptım) erkekli bir arkadaş ortamında, feminist olduğunu söyleyen fakat beni pek de ikna edemeyen bir hanımla küçük bir tartışmamız olmuştu. Tartışma dediysem de öyle hararet düzeyi yüksek türden değil, gayet seviyeli ve fikirleri özgürce ifade edebilecek türden bir tartışma ortamı. Severim böyle ortamları. Zaten hararet olsaydı o vakit bu konu kapanmış olurdu. Neyse... Feminist olduğunu iddia eden fakat sonrasında anladığıma göre feminizmini eşitlik üzerine falan değil de "eşitlik adı altında üstünlük" kurmaya yönelik yapılandırdığını düşündüğüm arkadaşa, "Toplum olarak kadının çalışmayıp (kadın her zaman çalışma hayatından soyutlanmaz, bazen de çalışmamak işine gelir) kocasının evin geçimini sağladığı durumlar kanıksanmıştır. Peki ya tam tersi olsa ne olur? Mesela sen böyle bir durumu kabullenip, çalışmayan bir eşin olmasını ve onun geçimini de üstlenmeyi kabul eder misin?" diye sorduğumda cevabı şu şekildeydi: "Öyle şey olmaz, erkek çalışmak zorunda. Yoksa öyle biriyle evlenmem." Kadın-erkek eşitliğinin oportünizm ile imtihanı :) Zaten yazarın, kitapta dem vurduğu konulardan biri de bu. Menfaatini önde tutan beyaz ve sosyal statüsü yüksek kadınların, elde etmek istedikleri haklara sahip olduklarında, aynı safta yer aldıkları görece daha aşağı statüdeki "kız kardeşlerini" terk etmeleri ve davalarına ihanet etmeleri durumu. Akla hemen şu söz geliyor haliyle: Feminizm kocayı, komünizm parayı bulana kadardır. Bahsettiğimiz bu oportünizm durumu da baş gösterip "kız kardeşlik" hüsrana uğrayınca, haliyle geride kalanlar hem kadın olarak hem de ikinci sınıf ırktan olarak ekstra çaba göstermek durumunda kalmışlar. Yazar da bir siyah olarak bu durumdan çokça yakınmakta. Yazarın sadece erkeği sanık sandalyesine oturtarak durumu ele almamış olması ve hatayı daha çok, "içlerindeki düşman"da araması, yazara ve kitaba olan saygımı artırdı. Nitekim öbür türlü bir yaklaşım, ancak ve ancak kolaycılık olurdu. Bu da haliyle sonuç getirmekten ziyade kadını ve erkeği birbirine düşürme durumunu doğururdu. Kitapta, "bizim feministlerin (!)" bilmediği birçok konudan bahsediliyor, her ne kadar kitap kısa olsa da. Zaten bu kitap bir nevi feminizme giriş gibi. Ben öyle kabul ediyorum ve bu yolda güzel de bir yol haritası olabilecek bir kitap olmuş. Mesela kürtaj konusu ele alınmış ve bunun biraz da ekonomik yönüne değinilmiş. Kürtaj yasaklandığı zaman merdiven altı sektöre dönüşür, yoksul kadın bu yola başvurursa hayatını riske atar, fakat zengin kadın bir şekilde yolunu bulur çünkü imkanlar dahilinde bu durumdan kurtulmasını bilir. Sonrasında canını tehlikeye atmak istemeyen mağdur ve de yoksul kadın, kim bilir ne şekilde rahmine düşmüş o çocuğu dünyaya getirmek durumunda kalır. Sonra vay efendim, sokaklar neden güvensiz? İşte bu kürtaj kaçakları yüzünden... Bunun yanında modanın dayattığı ve kozmetik endüstrisinin şekillendirdiği kadın modeli de işlenmiş. Bu durumun tamamen ataerkil zihniyetle dayatıldığını ve kadınların da bu sistemin çarkları altında bile isteye ezildiğini görüyoruz haliyle. Cepleri dolanları ise hiç konuşmayalım. Bu arada, bilmem hangi düşünceyle yapıyorsunuz ama bilin ki sıfır beden hiç de çekici değil sevgili hanımlar. Nitekim sektör de artık bu anoreksik hatunlardan sıkıldı ve bu moddan çıkmaya karar verdi diye biliyorum. Bu konuların yanında diğer önemli konular ise bence kadın ve cinsellik, kadının dindeki yeri ve ataerkil düzlemde çocuk yetiştirme konuları idi. Feminizm mevzubahis olduğunda, bazı kadınların kalıplaşmış bir söylemi vardır: Erkek tahakkümüne karşı olmak. Aslında bu, madalyonun sadece bir yüzü. Diğer yüzü ile bazı kadınlar ya karşılaşmak istemiyorlar ya da bazı aklı evveller, bu yüzü diğer kadınlardan gizliyor. Bu kitap bize madalyonun iki yüzünü de gösterdiği için yazara teşekkür ediyorum. İki yüzü de görmek isteyen kadınlara ve tabii ki de kadınlara layık oldukları kıymeti vermeye gönüllü erkeklere bu kitabı tavsiye ediyorum.
Feminizm Herkes İçindir
Feminizm Herkes İçindirBell Hooks · Bgst Yayınları · 2012906 okunma
·
63 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Begüm(şimdi düşünmeliyim) okurunun profil resmi
Sizin bayan kelimesinin kullanımını araştırmaya lüzum duymuyor olmanız bu kadın/bayan ayrımına dikkat etmenin gerekliliğini ortadan kaldırmıyor. Bana bir şeyler katacağını düşünerek bu kitabı önermişsiniz, teşekkür ederim. Ben de size bir şeyler katacağını düşünerek bu bayan kelimesine neden bu kadar takıldığımızı araştırmanızı öneririm. Hatta arzu ederseniz ben de anlatabilirim. Genelleme yapmadığınızı söylüyorsunuz. Yapıyorsunuz. Ben çalışmaya imkanı olduğu halde çalışmayan kadınları tasvip etmediğimi söylemiştim. Ama siz tekrar aynı argümanı önüme sundunuz. Gereksizdi. Zira ben kadın düşmanı bir erkeği, kadınlığını kullanarak bir yerlere gelmeye çalışan kadına tercih ederim. En azından güçlü kadın algısını zedelememiş olur. Siz arkadaşınızla yaşadığınız diyalog üzerinden konuyla ilgili çıkarımda bulunursanız benim de kendi üzerimden bu başarısız kanıyı çürütmek pek tabi hakkımdır. Saldırı modunda değilim. Size karşı önyargılı da değilim. Yazınızı okudum. Onun üzerine yorumladım. Önyargı bu değildir. Anoreksik kadınlara tekrar ve son kez gelecek olursam, hepsi dememişsiniz de şunu demişsiniz: “ Sıfır beden hiç de çekici değil sevgili hanımlar.” Benim rahatsız olduğum cümle buydu. Bir genelleme yapmak için illa hepsi tamamı herkes bütün kelimelerinden birini kullanmanız gerekmiyor. “Şu tarz kadın çekici değil” “Bacakları şöyle kadınlar şahane” “Şu şu kadınlar şöyle”... İşte yanlış olan kalıplar bunlar. Yahu Pazar’dan kurbanlık koyun alır gibi yorumlar bunlar rahatsızlık duyduğum şey bu işte. Okumazsınız demedim, okumak istemezsiniz dedim. İsteyerek okuduysanız şahane tabi, teşekkür ederim.
3 önceki yanıtı göster
Post Mortem okurunun profil resmi
Üzerinde önemle durmanız hasebiyle bu konuyu bana, neden bu kadar takıldığınızla birlikte anlatabilirsiniz. Sizi yormak istemem ama siz bilirsiniz pek tabii ki. "Zira ben kadın düşmanı bir erkeği, kadınlığını kullanarak bir yerlere gelmeye çalışan kadına tercih ederim. En azından güçlü kadın algısını zedelememiş olur." işte savunmanız gerekenin bu olduğunu düşündüğüm için sabahtan beridir çırpınıyorum. Aslında aynı fikirleri savunuyoruz fakat kendi cinsimize taş geldiğinde hemen savunma moduna geçiyoruz. Bunu yapmamamız lazım. Misal, erkeklerin yaptıkları hatalar konusunda da bir argüman sunmuş olsanız, sırf erkek olmam dolayısıyla bunu gözardı edeceğimi düşünmemelisiniz. Arkadaşımla ilgili konuda, ben yapmam gereken çıkarımı yaptığımı düşünüyorum. Bu konunun başkaca su götürür yanı yok bence. Zorlamayalım. Bu tamamen menfaat ilişkisi düzlemi. Önyargılısınız, kabul edelim lütfen, eleştiri yapılabilecek olduğuna inandığınız yerde paragraf paragraf döşediniz yorumları lakin ortak fikirde olduğumuz konuların sadece adı kaldı ortada. Hatta o bile yok. Madem hepimiz eşitliği savunuyoruz, orta yol bulmak adetimiz olmalı. “ Sıfır beden hiç de çekici değil sevgili hanımlar.” bu cümleyi kurdum ama sebebi ne peki biliyor musunuz? Tamam bir nebze savunulacak tarafı yok, bunu da incelememin falsosu olarak kabul etmeyi bir borç sayarım. Fakat beğenilme kaygısı nedeniyle kadınların ne sıkıntılar çektiklerini ve kadınların bedenlerinde geçici veya kalıcı ne gibi hasarlar bıraktıklarını siz de takdir edersiniz. Bu, erkeklere karşı bir beğenilme amacı olmasa dahi, kadınların kendi içlerinde olan güzellik yarışları da kendilerini harap ediyor. Erkekleri bu denklemden çıkarsak dahi bu gidiş hoş değil yani. İlkini de ikincisini de isteyerek okudum. Ben teşekkür ederim.
9 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Roquentin okurunun profil resmi
"Mesela sen böyle bir durumu kabullenip, çalışmayan bir eşin olmasını ve onun geçimini de üstlenmeyi kabul eder misin?" diye sorduğumda cevabı şu şekildeydi: "Öyle şey olmaz, erkek çalışmak zorunda. Yoksa öyle biriyle evlenmem." yemin ediyorum şu tarz cümlelerde saç diplerim çekilmiş gibi hissediyorum. Bir diğeri de "eşim ev işlerinde bana yardım ediyor." ah beee , neyse gece gece toplumsal cinsiyet anlatmam zor :) güzel farkındalık yazısı olmuş (bayan sensin:))
Post Mortem okurunun profil resmi
Elifoğlan, (bayan benim oğlan da sensin :P) yahu harbiden de erkeğin salata yapması caiz midir? Evine 20000 tl lik pembiş salon takımı alıp da düğünde Trabzon burması takan damat, ev işlerinden muaf mıdır? Kafamda deli sorular... Cidden kafamızdaki kalıpları yıkamıyoruz çoğu zaman. Halbuki hayat neydi, hayat müşterekti :) Teşekkür ediyorum.
8 sonraki yanıtı göster
Begüm(şimdi düşünmeliyim) okurunun profil resmi
“Bayanlı” yazınca komik mi oldu? Komik olmak için değil bilinçli olarak topa tutulmak için yaptım diyeceksiniz. Tamam da, amaç ne? Bayan kelimesini nerde kullanıp nerde kullanamayacağınızı bir araştırsaydınız keşke bu kadar atıp tutmadan. Biliyorum zaten diyecekseniz, madem biliyorsunuz bile isteye daha kullanıyorsanız pes. Feminizmi yanlış anlayan kadınlar üzerinden bütün feministlere saldırmışsınız, anlam veremedim. Alenen yazıya dökülmemiş fakat buram buram kokusu geliyor. Arkadaşınız yanlış bir şey söylememiş. Niye kazık kadar adamı finanse etsin kadın? Evlilik, sevgililik vs insanların birbirinin geçimini sağlamak üzere kurulu bir düzen değil ki. Çalışmayan kadınlar da var evet, evlendikleri zaman eşleri geçimlerini de sağlıyor. Ama aynı zamanda kadın evlilik birliğine bir katkıda bulunmuyor mu sanıyorsunuz? Çalışma imkanı olduğu halde tembellikten ötürü çalışmayan kadınları asla desteklemiyorum. Durumu tersine çevirelim dediğiniz gibi. Kendi üzerimden örnek vereyim. Sağlık durumundan ötürü çalışamayan bir adama aşık olsam evlenebilirim, geçimini de sağlayabilirim. Daha gerçekçi bir senaryo çizeyim. Evlendiğim yahut birlikte olduğum adam daha sonra işsiz kalırsa bunun için yarı yolda bırakmam yine destek olurum. Bana inanmak zorunda değilsiniz. Uzaktan olmamış bir şey üzerinden atıp tutmak kolay diyeceksiniz. Ama bulabilirsiniz bu tarz süreçlerden geçmiş insanları, örnekleri var. Anoreksiya hastası kadınlara gelecek olursak, bir yerden yapayım derken bir yerden yine yıkmışsınız. Bütün anoreksik kadınlar moda olduğu için bu halde değil. Depresyon, yatkınlık vs birçok sebebi olabilir. Sektör bu anoreksik hatunlardan sıkılmışmış. Şimdi balık etli olmak moda olsa herkes kilo mu almaya çalışsın istiyorsunuz? Burada esas mevzu şu ki sizin zevklerinize göre, modaya göre, dayatılan güzellik anlayışına göre kendimizi şekillendirmeye çalışmamak. Siz çekici bulun diye ne bir kadın kilo vermeli ne de bir kadın kilo almalı. Aynada kendini güzel bulduğu ve sağlıklı olduğu sürece size hitap edip etmediği zerre umrunda olmamalı. Ulaşmaya çabalamamız gereken anlayış bu. İncelemenizde birkaç konuda hemfikiriz. Lakin uzatmayacağım daha fazla, okumak isteyeceğinizi sanmıyorum. İyi geceler dilerim.
Post Mortem okurunun profil resmi
Valla ister uzatın ister uzatmayın, ben teker teker cevap vereyim, maksat topa tutulmak olsun, tabi top buraya kadar yetişirse... "Bayan" kelimesinin detaylı olarak nerede kullanılıp nerede kullanılmadığını araştırmıyorum, lüzum da duymuyorum. Zira bu kelime üzerinden kadınların haklarını falan savunduğunu sanan varsa baştan ofsayta düşmüş demektir benim nazarımda. İstediğimi aldım ben, hala yurdum kadını bu kelimenin nerede kullanılıp nerede kullanılmayacağına takılıyor... Daha çok yolumuz var demek ki. İkincisi, burnunuz yanlış yerlerden yanlış kokular almış, bunu da yazıma duymuş olduğunuz önyargıya bağlıyorum. Zira tüm feministlere saldırım yok, hatta ve hatta dikkat ederseniz feminizmi hakkıyla savunduğunu ve anlattığını düşündüğüm için bizzat yazara teşekkür ettim.Yiğidi öldür, hakkını yeme demişler nitekim. Sizin savunmadığınızı söylediğiniz kadının evlilik birliğine katkısı, sadece defteri imzalamak. Hatta siz kazık kadar adamı finanse etmiyorsunuz da, kazık kadar kadınlar finanse edilip bunu da ortalıklarda gururla anlatmaya bayılıyorlar. Lütfen bunları da göz önünde bulunduralım. Sizin kendiniz için çizdiğiniz senaryoya gelecek olursak, bu beni bağlamaz, doğruyu ya da yalanı söylemiş olmanız sizin vicdanınızı bağlar. Umarım bu tip bir durumla da karşılaşmazsınız. Yine tutmak istediğiniz yerden tutmuşsunuz konuyu, saldırı modunda yapılınca haklı olunmuyor önce bunu bir netleştirelim. Anoreksik kadınların içlerinde, hasta olanlar veya psikolojik sorunları olanlar vardır. Konumuz bu değil zaten. Ben onları kastederek söylemedim elbette ki. Yine hepsi demediğim halde hepsi demişim gibi lanse etme çabası içine girmişsiniz. Bizim istediğimiz de zaten bizim zevklerimize göre şekillenmeniz değil. Dikkat ettiyseniz kürtaj konusuna da değindik ve burada esas konu, kadının bedeniyle alakalı kararları kendinin alması yönündeydi. Aynı düzlemde, bu konu da kadının kendi bedeniyle alakalı konularda kendi kararını alması yönünde. Ama medya ve moda, kadınları içten içe, bu tip bir vücudun moda olduğuna inandırıyor ve kadınlar istemeseler de bu kalıba girmenin telaşı içine düşüyorlar. Tabii ki HEPSİ DEĞİL... Baştan sona önyargılı yorumunuzun sonuna gelirken, önyargıyla, yorumunuzu okumayacağımı sandınız ama okudum. Gerekli cevabı da verdiğimi düşünüyorum. Madem öyle, benden de size bir öneri gelsin. Bu kitabı kesinlikle okuyun. Size bir şeyler katacağına kesin gözüyle bakıyorum. İyi geceler ;)
M. Sadık okurunun profil resmi
Bayan kelimesinden kısa bir süre öncesine kadar rahatsızlık duymuyordum, taa ki biri "bütün kadınların ve bayan kardeşlerimin kadınlar günü kutlu olsun" diyene kadar.
Post Mortem okurunun profil resmi
Yalnız bu harbiden de rahatsızlık verici olmuş :)
Aurora okurunun profil resmi
"Feminizm kocayı, komünizm parayı bulana kadardır." Katılmamak elde değil. Yerinde bir inceleme olmuş. Kaleminize sağlık.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.