Aldığın her nefeste''Bu arada adım August. Size nasıl göründüğümü anlatmayacağım. Aklınıza ne geliyorsa muhtemelen ondan daha kötü görünüyorumdur.'' diye kendisini anlatmaya çalışan, hayal gücümü zorlayan August'u nasıl anlatacağımı bir türlü toparlayamıyorum.
Genetik ve görülme olasılığı çok çok düşük bir rahatsızlığı olan August yüzünde fiziksel bir bozuklukla doğan, sıra dışı görüntüsüne rağmen son derece duygusal ve akıllı bir çocuk. On yaşına gelene yirminin üzerinde ameliyat geçirmiş. Ancak yüzünün düzelmesinin ihtimali yok ve Auggie böyle yaşamak zorunda. Annesinin yardımı ile beşinci sınıfa kadar eğitimini evde tamamladıktan sonra anne ve babası artık okula gitmesine karar verince ortaokula gidişiyle asıl hikaye burada başlıyor gibi bir şey.
İnsanoğlu olarak biz, saat, gün, ay, yıl diye zamanı isimlendirip, iyi geçen yıllarımız için '' Lale Devri'' , kötü geçen yıllarımıza ise '' Zalim Yıllar'' diyerek vicdanımızı rahatlatma veya ödüllendirme çabasından başkaca hiç bir şey yapmayıp, güzelliklerle dolu olanları severek yad ederken hüzün ve acıları ağır basanlarını da sevmeyerek adını, şeklini seyrini kendimizin belirlediği bir kavrama zaman deyip ne kadar suç varsa üzerine yükleyip kurtuluyoruz. Nerede bir ezilen var nerede zulüm yapabildiğimiz sadece acımak oluyor. Empati ne demek farkında olmadan anlamadan dinlemeden sadece acımak.Aldığımızın her nefesin mucize olduğunu hissetmeden, değişemiyor gelişemiyor ve birleşemiyoruz. Ne kadar çok şey bildiğimize değil , nasıl yaşadığımıza bakacaklar öbür tarafta .Hayattaki en büyük zenginliğimiz kendimiz. Eğer her sabah uyanıp yataktan kalkabiliyor ve kendi işlerimizi kendimiz yapabiliyorsak başka zenginliğe ihtiyacımız yok ki Elimizin ayağımızın tuttuğu , sevgi ,umut dolu ,sağlıklı ve acı haberler duymayacağımız bir hayat ise en büyük mucizemiz.
Auggie' nin küçük yaşında bu kadar güçlü olmasını hayranlıkla okudum..
Umarım ve dilerim ki bize sunulan zaman dilimini iyi kullanır, ne olursa olsun herkesin birer insan ve kimsenin kimseden gerçekten üstün olmadığına inanarak yaşarız.
Keyifli okumalar...