Sonsuza Kadar EvetNe olursa olsun seni terk etmeyeceğim. Neler yaşayacak olsam da , seni içimden atmayacağım.
Hani şu simit aldığım fırıncı, süt aldığım market sahibi ve her sabah ekmeğimi kapımın önüne bırakan kapıcı var ya arada kaçamak bakışlarla tepeden tırnağa beni süzen, bakışlarını yakaladığımda, vücudum emrine amade evet diyecek miyim cevabını bekleyen adamları ve onların yalnız yaşayan kadının potansiyel tehlike zannının sahipleri karıları işte onları hiç umursamadan;
Seni içimde büyütmenin , canımdan can olmanın sevincini kızgın , yargılayıcı gözlerle bakan hiç kimseye lütfen beni anlayın demeyeceğim.
Binlerce insanın yaptığı o şeyi ben de yaptım. Sevdim , seviştim hamile kaldım evet. Sevişmenin meşruluğu , toplumun onayı olan imza atılmadan olduğu için sen gayri meşru çocuk adayı oldun bense o…..pu. Ya seviştiğim adam, seni istemediğini söyledi bana başının çaresine bak ben yokum dedi de, bu ilişki sonrası ona uygun görülen hiçbir kelime ile karşılığı verilemedi.
Oysa kimseler bilmiyorlar ki ne kapanmak rahibe eder; ne de sevişmek fahişe. Hani benim kutsallığım? Annelik kutsal değil miydi? O da atılan imzaya şahit olanların şehadeti sonrası mı?
Hangi yüzyılda yaşarsak yaşayalım , ‘’erkeksiz kadın eksik etek'' , ‘’maşa kadar kocası olan kadının paşa kadar sözü olur’’ hegemonyasının olduğu , erkeğe muhtaç kalındığına inanacak, evlenene değin bekaretini koruduğunun ispatı kırmızı kurdela bağlanmış gelinlikle birisinin karısı olmak için evinden uğurlanan , anne baba, kaynana kaynata eş, çocuk yetmezmiş gibi toplumun da tüm yüklerinin sırtlayarak yetiştirildiği kız çocuklarından biriyim ben de ama yüklerimi görmezden gelip seni doğuracağım.
Anarşi yok belki, liyakat aranmaksızın iş bulabiliyoruz . Her ne kadar doğu batı ayrımı, kim ateist kim müslüman tartışması yapılsa da , solcuların sağcıların yerini cemaatler kapsa da , askerin eski gücünü kaybettiği, güvenlik güçlerinin varlığının sisteme göre belirlendiği, binlerce öğretmenin atanamadığı, okumayan kızların kocaya verildiği devrin bittiği, işi olmayan kızlara talebin olmadığı anların geldiği , kadın cinayetlerinin son sürat devam ettiği, çocuk gelinlerin popülerliğini yitirmediği şiddetin vazgeçilmez en yaygın davranış şekli olduğu bir zamanda namus iki bacak arasında ama cumhuriyet halen yönetim şekli şükür demeliyiz değil mi? İşte bu dünyaya gelmen için elimden geleni yapacağım.
Anne olunca , baba olunca anlarsın, diyorlar. Sen de anlayacak mısın anlayabilecek misin ki beni?
Ya sen de kız olarak doğarsan hem gayri meşru hem de kız!! ‘’Anasına bak kızını al’’ yaftası ile geçecek bir ömür. Belki annenin yolunu izleyeceğin , belki de yapıştırılan ünvanların sebebiyle uğrayacağın bir tecavüz sonucu anne olacağın bir geleceğin olacak .
Erkek olarak doğacaksan güçlü olmak zorundasın, erkekliğin kuralı gereği, bunun işi, gücü geçimi var, eğitimi var , paran yoksa yenik başlayacağın hayata adım atman için çabalayacağım.
Anlattığım tüm bunlara rağmen; kız ya da erkek hangi cinsiyette doğmak istersen evet ise cevabın, sakın vazgeçme sen de çocuğundan sakın ama doğacak çocuğuna "Sonsuza kadar evet" annenim , babanım senin demekten hatta defalarca kez , coşkulu bir sesle söylemekten.
Çünkü ölümüm pahasına ben vazgeçmeyeceğim senden.
Keyifli okumalar.