Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

299 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Başı Dönerek Düşerken Başa Dönmek
Tarık Tufan uzun zamandır takip ettiğim birisi. Öyle ki, ta Meksika Sınırı programına dayanır tanışıklığımız. Konuşurken birden ilginç bir fikir sunar size, aklına gelen zor meseleyi, kendi tespitini toparlamaya çalışırken yere bakarak, tane tane sözcükleri bulup çıkarırken aralara bir ‘eee’ katarak anlatır, sonrasında ilginizi çekecek olan o şeyi. Anlattığı şeyler farklı bir bakış açısı sunduğu için de dinlemek istersiniz. Ben, kendisini kafası karışık bir adam olarak görürüm tıpkı modern zaman insanı gibi. Bundan dolayı da yakın ve samimi gelir. Kanımca, bu kafa karışıklığında Felsefe mezunu olup üzerine Sosyoloji yüksek lisansı yapmış olmasının da payı vardır elbet. Kitaplarını ve filmlerini de bu anlatımı nedeniyle takip etmişimdir. Ama şimdiye kadar okuduğum dört kitabı da tatmin etmemişti beni. Ondan beklediğim kadar iyi değildi hiçbiri. Kitaplarının bendeki karşılığı hep ‘eksik’ oldu şimdiye kadar. Eserlerin iyi kısımları olsa da bu bütüne yansımıyordu. Ama ben yine de beklentimi bir gün karşılayacağına inandığım için çıkar çıkmaz bu kitabını da aldım. Bazılarının sizde iyi kredisi vardır ya, güvenirsiniz bir gün o bütünlüğün sağlanacağına, işte o hesap benimki de. Ama bu sefer değdi işte, güven boşa çıkmadı, bu sevindirici. Gerek romanlarından gerekse de filmlerinden bilen bilir ki; Tufan, zor eşleşmeleri, ‘uzak ihtimal’leri sever. Kurguda farklı dünyadan insanları bir araya getirmeyi dener, o mücadeleyi gösterir size. Düşerken’de de bu var. Farklı yaşayışların bir araya geldiği yüzleşmelerin hikâyesi anlatılıyor. Bu hikâyede, derinliği olan karakterler iyi bir kurguyla birleştirilerek anlatılmış. Akıcı ve sade bir dil kullanımı ve bölüm arası geçişlerin çok iyi ayarlanmış olmasından dolayı yazarın sürükleyici bir roman konusunda dersine iyi çalışmış olduğunu düşündüm roman boyu. Öyle ki ‘şu bölüm bitsin bir ara vereyim’ dediğinizde bölüm sonunda öyle bir cümle geliyor ki, kendinizi sonraki bölüme başlamış buluyorsunuz. Anlatım tekniğinde de çeşitlilik var. Bazı bölümler birinci tekil şahıs anlatımıyla bazı bölümlerse üçüncü tekil şahıs anlatımıyla yapılmış. Yani hikâyeyi, bazı bölümler İshak’tan bazı bölümler Jülide’den bazı bölümler de genel anlatıcıdan dinliyoruz. Sadece anlatım biçiminin zenginliği değil kurgunun da buna uyum sağlayarak bütünlük arz ediyor olması, aynı zamanda Tufan’ın roman konusunda sınıf atladığını da gösteriyor bana göre. Yine diğer taraftan okurun karakterlere karşı tavrı da değişiyor. Bir karaktere karşı çok farklı duygular içerisine giriyorsunuz. Başta kızıp, haksız gördüğünüz karaktere, hikâye derinlik kazandıkça acıyıp merhamet duyuyor ve onu haklı görebiliyorsunuz. Bu da kurgucunun maharetlerinden biri olarak dikkat çekiyor. Yazar, karakterlerin öyküsünü sırayla sunuyor. Roman ilerledikçe başta verilen karakterler de derinlik kazanıyor. Tanışma ve bu derinliğin oluşması için de yolculuk durumunu arka fona alıyor. Hikmetli tecrübe der ki; Bir insanı tanımak için onunla ya ticaret yapmak ya da birlikte uzun bir yola çıkmak gerekir. Tufan da buna uyarak karakterlerini yolculukta birbirine iyice tanıtıyor. Başta birbirini tanımadan bilinmez bir yola çıkan karakterler yolda eteklerindeki taşları bir bir döküyorlar. Derin trajediler meydana çıkıyor ve nitelikli bir romanda olduğu gibi çözüme doğru her şey toparlanma evresine kavuşuyor. Kitabın adını dikkate alarak iki baş karakterle alakalı şunu söyleyebilirim; İshak’ın durumu: yüksek katlı bir yerden kendini sırt üstü yere bırakan adam misali… Hani şu her katta ‘hala daha ölmedim’ diyen. Yani görmezden gelerek, düşmeyi durduracağını yok edeceğini sanmak. Jülide’nin durumu: yüksekten kendini yüz üstü yere bırakma ve düşmeyi ne kadar acı olsa da yaşamak arzusu. Bazen görmek iyidir bazense görmeyi unutmak. İşte bu yüzden yolu ancak bu birliktelik buldurabilir. Kapak resmiyle alakalı da sadece isabetli bir tercih olduğunu söyleyebilirim. İçeriğe uyumu konusunda iki farklı noktaya dikkat çekilebilir ancak bununla alakalı yapılacak yorumlar, okumayanlar için olayı epey açık etmek olacağından değinmek istemiyorum. Romanın son kısmıyla alakalı ufak bir gözlemim daha olacak, onu da söylemeliyim. Bence Tarık Tufan yer yer cüretkâr hamlelerle oluşturduğu kurgu ve olay örgüsünü sona kadar getirirken sonunda o kadar cesur olamamış. Daha mütevazi bir son var. O şaşırtıcı ve sürükleyici olay örgüsüne şüphesiz daha şaşırtıcı bir son yakışırdı. Bu final daha çok tahmin edilebilecek ve pek sorun çıkarmayacak bir son gibi duruyor. youtube.com/watch?v=i5KL33y...
Düşerken
DüşerkenTarık Tufan · Profil Kitap Yayınları · 20186,2bin okunma
··
814 görüntüleme
Erhan okurunun profil resmi
Elinize sağlık, incelemeyi kitabın kendisinden daha çok sevdim ') Özellikle düşme ile ilgili metafor güzel, kitapta da var mıydı, atladım mı yoksa dedirtti bana. Tarık Tufan' I ilk kez okuyorum Osman sayesinde, sizin kadar iyi tanımıyorum kendisini. Fırsat bulursam paylaşacağım görüşlerimi ben de. Katıldığım, katılamadığım yerler var size de, sonu mesela, aynı fikirdeyim. Ama böyle standart bir kurguya nasıl bir son olursa olsun tatmin etmezdi beni gibi geliyor. Yazar da bunu bildiğinden başta kendisini ayıplayan kesimi mutlu etmek istemiş galiba sonda. Neyse, dediğim gibi güzel bir inceleme, teşekkürler.
Emin K. okurunun profil resmi
Düşmeyle alakalı metafor, kitabı okurken aklıma geldi. İshak'ın halini bildiği halde kayıtsız kalması, kendini yüzleşme durumlarından sürekli olarak sıyırması o metaforu çağrıştırdı. Tabi Jülide de bunun aksiydi. Elbette sizin görüşlerinizi de okumak isteriz. Kurgu öyle mükemmel değil, daha iyi olabilirdi bana göre de. Ama ben bu kitabın, Tarık Tufan'ın kendi yazarlık tarihinde farklı bir milat olabileceğini düşünüyorum. Çünkü anlatım olarak kendini biraz daha geliştirdiğini, okurun merakını diri tutmak konusunda da dersine çalıştığını söyleyebilirim. Kurgu konusunda da kendini geliştirebilir, bu yeni noktasından devam edebilirse daha da iyi olacaktır diye de ümidim var. Bakalım, ileride görürüz yeni romanı çıkarsa. İncelemeye dair söyledikleriniz için ve vakit ayırıp okumanızdan dolayı ben teşekkür ediyorum.
3 sonraki yanıtı göster
NigRa okurunun profil resmi
Öncesinde 1 kitabını okuyup tatmin olmayıp hadi 1 tane daha okuyayım bakalım deyip yarım bırakmıştım, kitabın içeriğinden ve yazarın fikirlerinden dolayı. Osman hediye etmişti bunu da. Okurken kesinlikle kendisini geliştirmiş olduğu hissediliyor sizin de dediğiniz gibi ama nasıl desem cümleleri kuruş ya da kelimeleri dizişinde beni tatmin etmeyen bir şey var. Olmamışlık, yavanlık hissi kitap boyunca yine yakamı bırakmadı. Halbuki harika başlamıştı kitap, neden parçalanmış aile klişesine düşmüş sonradan bilmiyorum. Acıların çocuğu kafasından çıksa sanki rahatlayacak ama sıyrılamıyor. Karakterlerin de kitap boyunca kişiliklerinde tutarsızlıklar gözlemledim ve o final ne saçmaydı. =)) Derinlik veremiyor mu sanki az daha edebi literatüre hakim olsam adını koyacağım gibi de koyamıyorum. :) Neyse çok uzattım teşekkürler gevezeliğimi çektiğiniz için. :)
Emin K. okurunun profil resmi
O 'eksik' hissi bende de oluyor incelemede dediğim gibi. Ama bu sefer daha az 'eksik' :) Bir gelişim var, belki ileride kurgu konusunda da ilerleme sağlar. Özellikle sonlarını da geliştirmesi gerekiyor diye düşünüyorum. Çünkü Şanzelize Düğün Salonu'ndaki son da beni tatmin etmemişti. Sanki o son noktayı bulamıyor, kafasındakilerin ucunu iyi sonlandıramıyor gibi... Ama bu romanı ümit ışığı taşıyor birçok açıdan. Düşerken, Tarık Tufan'ın yeni seviyesi ve eğer üzerine koyarsa daha da iyi olacak, diğer kitaplarından sonra bu kadar ümitvar değildim. Teşekkürler :)
11 sonraki yanıtı göster
Ayşe Ümit Karabacak okurunun profil resmi
Tarık Tufan hiç okumamıştım, yeni çıkan kitabıyla farkettim. Sanırım başlangıç da bu olmalı yorumunuzdan sonra :)
Emin K. okurunun profil resmi
Bundan başlarsanız T. Tufan'ı daha çok seversiniz ama bundan sonra, önceki kitaplarını okursanız o tadı bulamazsınız, zaten yorumdan da bunu fark etmişsinizdir :)
Gülşen Birinci okurunun profil resmi
Bazen görmek iyidir, bazen görmeyi unutmak.. Şimdi kitabı daha çok merak ediyorum.Kaleminize sağlık.
Emin K. okurunun profil resmi
Kitap o merakı hak ediyor, okurken daha da çok merak ediyorsunuz :) Teşekkürler.
Osman Y. okurunun profil resmi
Emin Bey merhaba, öncelikle teşekkürler inceleme için, birkaç gün önce okumuştum. Bahsedilen Osman ben oluyorum bu arada :) Nigra ve Erhan'a hediye ettim bu kitabı. Tarık Tufan biraz da şahsen tanıdığım için, en sevdiğim yazarların başında geliyor. Bütün kitaplarını zaten okudum da, biraz yakından tanıyanların karakterini kişiliğini bilenlerin daha da iyi anladığı bir adam. Tabi bu bir insanı iyi yazar ya da çok iyi yazar yapmaya yetmez o ayrı. Sizinle de tekrar konuşmalarımız olabilir bu ve diğer kitapları hakkında, başka yazarlar ve kitaplar hakkında da elbette. Kraliçenin Pireleri ve Kekeme Çocuklar Korosu kitaplarına inceleme yazmıştım, diğer kitaplarına da isterim ama henüz yazamadım. Çok uzattım ama son olarak, ben de Düşerken için bazı açılardan en iyi anlatımı olduğunu düşünüyorum yazarın. Tabi ilk kitabı Kekeme Çocuklar Korosu 90lı yıllara değinen ve radyo odaklı olması nedeniyle de farklı bir yerde durur, hepsine tek tek şimdi girmeyelim, dediğim gibi yeniden değerlendirebiliriz. Teşekkürler.
Emin K. okurunun profil resmi
Merhaba Osman Bey, anladım, güzel olmuş, bu sayede fikir alışverişinde de bulunduk arkadaşlarla :) Elbette sizle de fikir alışverişinde bulunabiliriz. Ben bütün kitaplarını okumadım gerçi. Ama uzun yıllardır takip ediyorum kendisini, program, kitap, film, vs. Kesinlikle birine karşı sevgimiz bizi yapıcı eleştiri yapmaktan alıkoymamalı diye düşünüyorum. Bu daha iyi eserlerin doğması için o kişiye karşı sevgimizin gereği ve iyilik olacaktır. Katkınız için ben teşekkür ediyorum :)
2 sonraki yanıtı göster
SuaY okurunun profil resmi
Önceki eserlerine sizin dediğiniz gibi çok ısınamadım. Mükemmel bir şey olacakmış ama bir türlü olamıyormuş hissi veriyor. Okumayı düşünmüyordum. Yorumunuz iyi geldi. Film olayı nedir ? Hiç duymamıştım.
Emin K. okurunun profil resmi
Bu 'eksik' hissi konusunda yalnız değilmişim demek ki, diğer arkadaşlar da bundan bahsetmişler :) Bence bu kitabı okuyun, eğer diğerlerini okuyup da 'daha iyi olacak' gibi bir beklentiniz olduysa şimdiye kadar, bu en azından o beklentinin karşılık bulması açısından iyi gelecektir. Bir de Tarık Tufan'ın önceki eserlerine aşinaysanız, daha farklı bir TT göreceksiniz. Film olayı şu; TT aynı zamanda senaryo çalışmaları da yapıyor. Uzak İhtimal filminin senaristlerinden biridir. Yozgat Blues filminin senaryosu da kendisine aittir. Teşekkürler paylaşımınız için.
1 sonraki yanıtı göster
Yeşil Hanım okurunun profil resmi
Incelemeniz için teşekkür ederim. Geçen gün ben de okuyup bitirdim kitabı. İncelemesini yapsam mı diye düşünürken sizin yaptığınız inceleme gayet dolu geldiği için gerek duymadım. Eskiden biraz daha umutlu bir insandım. Ve Tarık Tufanın da kitaplarında olumlu sonlar, mutlu edecek noktalar arıyordum. Olumsuz sonlara kızıyor, benden ne istedin diyerek ağlıyordum her kitap bitiminde. Kendisiyle tanıştığımda -bir söyleşisinde- ona çok kızgın baktığımı ve ona neden kızdığımı sordu. Benim umutlarımı elimden alıyorsunuz, neden kitaptaki karakterler hep düşüyor hiç kalkamıyor demiştim. Yükseliş arıyorsan yanlış yerdesin, benim kitaplarımda bulamazsın demişti. Evet, kitabı elime alırken de demiştim. "Umutlu bir hikaye bekleme" Ve beklemedim. Hiç yanılmadım. Gayet tahmin ettiğim bir sonuçla karşılaştığım için beni tatmin etti. Kitap içerisinde yeterince şaşırdığım için sakin bir son istiyordum. Öyle de oldu. Aslına bakarsanız olması gereken oldu. Hayatımda İshakın hikayesine benzer şeyleri yaşamış çok sevdiğim çok iyi tanıdığım bir adam var. Ve o da aynısını yaptı. İyiki de öyle yaptı... Artık Tarık Tufana kızmıyorum. Gözlemlerinin çok güçlü olduğunu düşünüyorum. Hayatın aktığı yere doğru akıyor onun da hikayeleri. Ayrıca bahsettiğiniz şaşırtıcı ve güçlü son ne olabilirdi ki? Elele tutuşup intihar edebilirlerdi belki. Şükür ki öyle olmadı. Ne bileyim, evlenecek halleri yoktu ya! :) Ve hiç olmazsa kitabın kapağına Jülidenin en son çizdiği resmi koymuş olması da benim için bir artıdır. Bir şeyi daha hayal etme yükünü benim üzerimden aldı. Minnettarım. :) Bu arada benim kitabım, imzalı ve hediye olarak geldi. Sevgili dostum Hilal, görmeyecek olsan da burdan sana bir daha teşekkür ederim. Ve size de tekrar teşekkür ediyorum. :)
Emin K. okurunun profil resmi
Kitabın incelemesini yapmanızı isterdim çünkü sizin hayatınıza yansımaları daha farklıymış. Kitabın belki bu şekilde hayatına dokunduğu kişiler vardır, incelemeniz de onların sesi olabilirdi. Siz Tarık Tufan'dan kötü sonları için şikayetçiymişsiniz bense ondan daha fazlasını beklediğimden, aradığımı tam olarak bulamadığım için şikayetçiydim, her kitabı bittiğinde... Bu kitap bu konuda en az şikayetçi olduğum, hatta ondan ilerisi için ümitlendiğim kitabıdır, sonrasında ne yapar tabi bilinmez. Genelde de sonları toparlamak hususunda bir sıkıntısı var. Ya sonlarında dağılıyor ya da ne yapacağını bilemiyor diye düşünmüşümdür. Şanzelize Düğün Salonu'nda da aynı şeyi düşünmüşümdür. Bu tamamen okurun ne beklediği nasıl baktığıyla alakalı. Ben elimden geldiğince bütüncül değerlendirmeye çalışıyorum ve kendisinden de nitelikli bir şeyler bekliyorum. Bu kitabına başlarken benim de kazandığım nokta; beklentimi çok yüksek tutarak başlamamış olmamdı galiba. Bu şekilde başladığınızda kitap, olay örgüsü ve temposuyla sizi şaşırtıp içine alıyor. Şaşırarak o anaforun ardı sıra gidiyorsunuz. Son kısma kadar cesur hareketleri vardı Tufan'ın. Mesela Jülide ve İshak gibi iki olmazı, siyahla beyaz gibi iki farklı rengi bir arabaya koyarak ortak bir yaşama dahil etti. Onların birbirlerinin hayatlarına geçişleri, karakterlerin zaman zaman kendi kabuklarını kırma çalışmaları, kendi çizgilerinden öteye geçmeleri ve biraz daha kendileriyle alakalı farklı şeyler öğrenmeleri bu şaşırtıcılık içerisinde gerçekleşti. Kitaplarının sonundan bu denli etkilenenlerin olduğunu bilmiyordum. Ben hikayedeki geçişler gibi güçlü bir son bekliyordum. Şaşırtıcı ve cesur olabilirdi mesela. O zaman kitap daha da farklı bir konuma sahip olurdu. Bu da yazarın mahareti ve aldığı riskle alakalı. Açıkcası o an son için belirgin bir şey düşündüm mü hatırlamıyorum ama intihar gibi bir şey bile olsaydı daha farklı bir son olurdu. Belki de Tufan, sizin gibi çok etkilenen okurları hesaba katarak olaysız dağılmayı tercih etti. Sonunun en azından birilerini tatmin etmesi de güzel :) Kitap kapağı oldukça başarılı zaten. Nora, Jülide, iç içe geçmişlik.... Kapak için ayrıca konuşulabilir, ben de beğenmiştim. Kitabı ben de ilk baskı imzalı almıştım. Kitap sitesi kampanya yapıyordu. Önceki kitaplarından bildiğim için diğer iki kitabı gibi bunu da ilk baskı imzalı olarak aldım. Önemseyenler için kıymetli oluyor tabi. Hele de hayatınızda sizin böyle hassasiyetlerinizi bilip hayatınıza ince dokunuşlarla güzel etkiler bırakan dostlar varsa bu kıymeti bilinmesi gereken bir ayrıcalıktır :) Rica ederim, yorumunuz ve paylaşımınız için ben teşekkür ediyorum.
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Yeşil Hanım okurunun profil resmi
Evet şu an söylediklerinizden cesaretle ben de bir inceleme yazmaya karar verdim :) Hikayede bağ kurabileceğim pekçok karakter varken ben "baba" demesinden başka hiçbir kelime kullanmamış bir karakterle kendimi birleştirdim. Sanırım sonu da bu yüzden beni mutlu etti. Bahsettiğiniz imzalı ilk baskıdan almak mantıklıymış. Benim bundan haberim yoktu. İnsaAllah bundan sonraki kitaplar için bu yöntemi izlerim. İyi günler diliyorum.
Emin K. okurunun profil resmi
Herkesin bakış açısı farklı sonuçta, hele de kendi yaşamından bu kadar bir şeyler buluyorsanız yazdığınız şeyler de daha başka olacaktır. T. Tufan kitaplarının son üçünde böyle bir imza kampanyası yapıldı, olduğu müddetçe önemseyenler için anlamlı oluyor tabi :) İyi günler.
13 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.