Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

240 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
BU İNCELEMEDE YAZILANLARIN HEPSİ HAYAL ÜRÜNÜDÜR!
Cehennemdesiniz Gülümseyin! Gözünüzü bir açtınız kusmuk çukurları, atık traş bıçağı yığınları, hamam böceği çukurları, kürtaj kalıntısı atık yığınları, bok göletleri, yeni ölmüş insan eti kokusuna karışmış kimyasal bir morg kokusu. Tam karşınızda tarih boyunca isimlerini mitoloji tarihi kitaplarında duymuş olduğunuz, rönesans tablolarından fırlamış gibi duran 6.666.666 tane zebani, sekülerizmle, hümanizmle geçmiş bir ömrün sonunun böylesi bir sonla biteceğini hiç ummazken tam da cehennemin merkezine düşmek, böylesini ancak Chuck yazabilirdi, iyi ki de yazmış. Varoluşun, bu kez tersten sorgulandığı, içinde bütün dini mitlerin, Dante’nin cennet, cehennem’ine atıfların bulunduğu, eğlenceli birazda fantastik bir kitap olmuş bu sefer ki. Her birimiz en nihayetinde ne kadar çabalarsak çabalayalım ölüp gideceğimizin farkındayız, bunu şiddetle düşünmeye başladığımızda dünyada bizi kaygılandıran, mutsuz eden, keyfimizi kaçıran onca tasanın aslında o kadar da önemli olmadığını fark ederiz. -Sınavdan mı kaldın? *Tekrar girersin! -Prestijini mi kaybettin? *Aynı toprağın altına gömüleceğiz. -Yalnız mısın? *Bakma yığınların kalabalığına herkes öyle. Madison Spancer, Hollywood yıldızı bir punk-rock’cı seküler-hümanist bir anne babanın, 13 yaşındaki obez, şımarık ve zeki kızları. Ailesinin multi milyoner olduğu göz önünde bulunduğunda Maddy zengin ve mutsuz bir çocuk. Anne ve babasının dış dünyadaki yaşantısı Madison’ın tüm lükslere sahip oluşu, kimlik arayışı, ruhsal nevrozları, kitap boyunca cehennemde şeytana sorduğu sorular ve çelişkili davranışlarını konu ediniyor. Konusu gerçekten orijinal Dante’nin Cennet-Cehennem-Araf’ını okumadığım için henüz kıyas yapamıyorum ama etkilenmiş olduğunu düşünüyorum. Kitapta dünya, cehennem metaforu olarak kullanılmış. İnsanların sanki hiç ölmeyecekmiş gibi bir beklentiyle, bir umutla yaşadığı dünyayı, hayattayken nasıl cehenneme çevirdiği, tek kavrayamadığı detayın hayatın kısa ölümün ebedi olduğu anlatılıyor. #37950772 Yarın öleceğimizi bilsek hala olduğumuz kişi olarak kalabilir miydik? Yarın öleceğimizi bilsek, pişmanlık mı duyardık, yoksa eksik parçanın tamamlandığını mı düşünürdük? Orda mısın Şeytan? Ben Ayşe, ben öldükten sonra hikayenin bittiğini düşünüyorum, belki de yeniden başlıyordur bilemem. Yaşamayı da ölmeyi de cazip kılan bu belirsizlik değil mi? “Memento Mori” deyip nefes almaya devam.
Lanetli
LanetliChuck Palahniuk · Ayrıntı Yayınları · 2020687 okunma
··
463 görüntüleme
Murat Ç okurunun profil resmi
Dante'nin Cennet-Cehennem-Araf'ını ben de okumadım. Nedeni çeviriler hakkında sürekli serzenişte bulunan okurlardı. O yüzden bulaşmadım. Yoksa merak ediyorum. Trainspotting incelemesini paylaştığım da böyle bir bölümde olucak. Ölüm üzerine. Senin incelemen de denk geldi. :)) Benim düşünceme göre, insanın yaşadığı hayat ne uzun ne kısa. 1 gün ya da 28800 gün. Geldik ve gideceğiz. Doğduk ve öleceğiz. Doğarken ölmüş olduğumuz daha doğrusu ölüme doğduğumuz gerçeğini unutmamak lazım. Ölüme kucak açmanın manası olmadığı gibi korkmanın da manası yok. Ve nüfusların büyük bir bölümü öleceğini hiç düşünmeden yaşar. Ölümle burun buruna geldiklerinde hatırlarlar. Eline sağlık inceleme için. :) Chuck amcaya selamlar! :)
Ayşe* okurunun profil resmi
:) insanlar ölümü sol gömlek cebinde taşıdığının farkında değil, önemli olan zaten nasıl ölündüğü değil nasıl yaşandığı bana kalırsa. Chuck’ın dediği gibi yaşam fani, ölüm baki. Bekliyorum incelemeni bende okuyacağım o kitabı.
12 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.