Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

68 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
LAKEDEMONİALILAR (SPARTALILAR) LYKURGOS’UN HAYATI Montaigne’nin, Denemeler adlı kitabını okurken, Spartalıların yaşamalarına dair verdiği örnekler çok ilgimi çekmişti. Bu konuda özel bir araştırma yapmamıştım ama Spartalıların çok özel bir yönetim tarzları olduğunu ,özellikle çocuklarını çok farklı yöntemlerle yetiştirdiklerini biliyordum. Bunun yanı sıra “300 Spartalı” adlı filmin bu kadar abartılı olması da bende biraz merak uyandırmıştı. Sabahattin Eyüpoğlu’nun çevirisini yaptığı ve Plutarkhos ‘un yazdığı “Lykurgos’un Hayatı” adlı kitabı alırken aklımda tüm bu sorularımın cevabını alacağım fikri yoktu. Tesadüfen aldığım bu kitap , 500 yıl süresince dünyanın en önemli medeniyeti olarak kabul edilen Sparta’yı kuran adamın hikayesi . Kitap Lykurgos’un hikayesi ile başlıyor. Bu hikayeyi içeren bölümü aşağıda okuyabilirsiniz. Hikayenin sonunda Lykurgos ülkesini terk ediyor ve diğer medeniyetleri incelemeye başlıyor. Önce, sade yaşamın beşiği Girit ,sonra lüks yaşamın beşiği İyonya ( Anadolu ) . Bu incelemelerden sonra ülkesine dönerek oldukça farklı kuralları ülkesine yerleştiriyor. ( Burada özellikle belirtmek gerekli ki ) “Sparta bir şehir gibi değil , erdem içinde yetişmiş bir insan evi gibi yönetilmiş.” Hiç bir zorlama olmadan , “ nasıl ki arılar kovanlarda kraliçeyi görür görmez hep birden üzerine üşüşüp çevresinde dizim dizim oluverirler. “ Sparta, yasalarının üstünlüğü ve doğruluğuyla böylesine bir saygınlık kazanmıştı. “ “Yabancılar onlardan ne gemi istiyorlardı ne para ; tek istedikleri başlarına gelecek ve kendilerine buyruk verecek bir Spartalıydı . Böyle bir Spartalı elde ettiklerinde , ona büyük saygı gösterir başları üzerinde tutarlardı.” Plutarkhos bu kitabı yazarken çok ciddi bir araştırma yapmış. Çeşitli olaylarla ilgili geçmişten gelen ve birbirinden farklı bilgilerin arasından doğru olabilecekleri titizlikle seçmiş ve mantık çerçevesinde kurgulamış . HER ŞEY BÖYLE BAŞLAMIŞ. Ploydekstes ölünce , herkes onun kral olmasını istiyor. O da kral oluyor. Ama yengesinin gebe olduğunu öğrenince , doğacak çocuk erkek olursa , krallığın ona geçeceğini ilan ediyor ve o günden sonra krallığın naip olarak yönetiyor. Yetim kralların naipleri Lakedemonia’da prodikos (hakları savunan) adını taşıyorlardı. Bu arada yengesi gizlice bir haber ulaştırıyor kendisine : Lykurgos kendisiyle evlenmeyi kabul ederse , kral olabilmesi için karnındaki çocuğu öldüreceğini söylüyor. Lykurgos bu alçaklıktan iğreniyorsa da , teklife hayır demiyor , onu beğenmiş ve kabul etmiş görünüyor ama çocuğu düşürmemesi ve ilaç alarak sağlığını ve hayatını tehlikeye sokmaması gerektiğini ve doğar doğmaz çocuğun hakkından gelme işini kendi üzerine alacağını söylüyor. Böylece kadını doğuma kadar ustalıkla oyalıyor ve kadının doğum sancıları başladığını öğrenince , adamlarını yollayıp doğuma göz kulak olmalarını , her şeyin yolunda gitmesini sağlıyor. Çocuk kız olursa , onu kadınlara bırakmalarını , erkek olursa kendisine getirmelerini istiyor . Kendisi devlet adamlarıyla akşam sofrasında iken, kadın bir erkek çocuk doğuruyor. Oradaki hizmetçiler çocuğu Lykurgos’a getiriyorlar . Çocuğu kucağın alınca , sofradakilere : “Spartalılar ! size bir kral doğdu,” diyor , çocuğu tahtın üstüne yatırıyor ve adını Kharilaos ( halkın sevinci ) koyuyor . Çünkü bütün sofradakiler , onun ruh Büyüklüğüne ve doğruluğuna hayran kalarak büyük sevinç gösteriyorlar. Lykurgos topu topu sekiz ay krallık etmiş , ama değerleriyle bütün yurttaşlarının büyük saygısını kazanmıştı. Buyruklarını çoğu kimsenin canla başla yerine getirmesi , kral vasisi olduğu ya da kral tahtında oturduğu için değil, erdemine inandıkları içindi. Ama onu kıskananlarda vardı : Bu kadar genç bir adamın böyle birden yükselmesine karşı koyuyorlardı . Bunlar özellikle kendilerini aldatılmış sayan kraliçenin kardeşi ve dostlarıydı. Kraliçenin kardeşi bir gün küçük kralın başına bir şey gelirse onun yüzünden geleceğini çekinmeden söylüyor. Bu söylentilerden üzülen ve gelecek için kaygı duyan Lykurgos , kuşkuları dağıtmak üzere memleketi bırakarak , yeğeni büyüyüp yerine geçecek bir oğul sahibi oluncaya kadar , yabancı ülkelerde dolaşmaya karar veriyor. Bu bölümden sonra, sizi hayrete düşürecek Sparta’daki yaşam ve kurallarI içeren bölümler geliyor. Kitabın sonu, yani Lykurgos’un ölümü ise ; ( Birçok farklı bilgi varken Plutarkhos’un tercihi..) Lykurgos en önemli yasalarının töreleştiğini , kurduğu düzenin kendi kendisini koruyup yürütecek kadar güçlendiğini görünce , Platon’un dediği gibi , tanrı dünyayı kurup ona ilk hızını verdikten sonra nasıl büyük bir sevinç duymuşsa , o da yürürlükte gördüğü devlet düzeninin güzelliği ve büyüklüğü karşısında kıvanç ve övünç duyarak , bu düzenin ölümsüzlüğü ve değişmezliği için insanoğlunun elinde olan her şeyi yapmak istedi. Bütün yurttaşlarını bir arya topladı ve kurduğu düzenin genel olarak iyi olduğunu ve yurdun mutluluğunu ve üstünlüğünü sağlayacağını , ama onlara söyleyecek önemli bir sözü kaldığını , bunuysa ancak tanrıya danıştıktan sonra açıklayacağını onlara bildirdi. Bunun için Delphoi’ya gidecek ve oradan dönmediği sürece yurttaşları yasalarda hiçbir değişiklik yapmayacaklardı. Tanrı , yasaların iyi olduğunu ve lykurgos’un kurduğu düzene bağlı kaldıkça Sparta’nın en büyük şana, şerefe ereceğini bildirince , Lykurgos bunu yazıya döktürüp Sparta’ya yolladı . Artık yaşamı sürdürmek mi, bitirmek mi gerektiğine karar verecek yaştaydı ve dünyada yetirince mutluluğa erdiğini düşünüyordu. Aç kalarak ölmek yolunu seçti. Sparta Lykurgos’un yasalarına uyarak , beş yüz yıl Yunanistan’ın en şanlı ülkesi olarak yaşadı , bütün şanını da kuruluşunun sağlamlığına borçlu kaldı..
Lykurgos'un Hayatı
Lykurgos'un HayatıPlutarkhos · İş Bankası Kültür Yayınları · 2010465 okunma
··
72 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.