Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

176 syf.
·
Puan vermedi
Daha nazik, daha sabırlı, ve daha cömert, daha sevecen, daha kolay gülen, dürüst gözyaşlarını kabul etmeye daha hazır olmayı öğrendin mi ? İncelemelere kitaptan sevdiğim alıntılarla başlamayı seviyorum bazıları bazen okuduğun kitabın özeti gibi geliyor olsada aslında okuyunca çok daha fazla duygu birikimi oluyor insanda yani hissettiğini tam anlamıyla hiç bir zaman anlatamıyor insan. Ama yazar güzel noktaya değinmiş hangimiz bugün daha iyi bir insan olmak için çabaladı daha güvenilir daha saygılı daha sevecen hiç kimse olmadı dimi olmuyorda ama daha kötü olma daha çok üzmeyi gayet iyi yapıyoruz. Söyleyecek birşey kalmıyor ama ben yine de kitaptan güzel bir alıntıyla ne demek istediğimi anlatayım filantropi insanlarında olun yani "İnsanlığı Sevin." demek istiyorum. Kitap 21. yüzyılın içinden kendi zamanının güzel bir özeti ya da dip notu niteliğinde doğru eleştirilerin tam da bu zaman için maalsef ki hala geçerli olan duyunca gerçekten böyle insanlar var mı? dediğimiz o çaresiz anlarımızdan mektuplar şeklide yazılmış doyurucu ama aynı zamanda tabiki de üstüne daha da çok okumamız gereken konularla değinmiş. Konular ne peki? 21. yüzyıl diyince herkes anladı bence:) İlk olarak; Kadın, kadını doğru sevme ona değerinin çok üstünde de bir saygı gösterme eksikliği ama sorun o kadar köklü ki çözümü de gün geçtikçe daha içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Bu yalnız noktaya nasıl ve ne zaman geldik? Çokça tartışılır... ikinci olarak;.Özgürlük, özgür olmak düşüncesi konusun da çok farklı bir noktayayım bu nokta tam olarak kafamın içinde içinden çıkılmaz bir hal almış durumda yani özgürlük için birileri ölüyor ve başkaları ölen kişi için ölüyor ve böyle sürüyor ama bu durum sadece o insanlar o anlar için geçerli oluyor başkaları duymuyor görmüyor bilmiyor o zaman şimdi hangi taraf suçlu ölen mi yoksa üç maymunu oynayan mı? Ben kendi adıma özgürlük için en doğru ilkenin saygı olduğunu düşünüyorum ama bu düşüncemin bile arkasını da sedece soru işaretleri ve çaresizlik geliyor... Üçüncü olarakta Zencilerin yaşadıkları ırk ayrımı bu konu yani ayrım: renginden, dilinden, dininden, yemesinden,içmesinden oturmasından,konuşmasından her şeyinden ötürü olabilir daha da çoğaltılır. Şimde asıl soru nasıl oluyor da bu yüzden bir insan bir insandan nefret ediyor, nasıl bir insan bir insanı bu yüzden öldürülebiliyor aklım almıyor alıcak gibi de değil bunu yapanlara sormak lazım kimsin sen senin farkın ne tabi cevap yok ama sonuçlar hep hüsran... Bu konu çok derin ve üzerine konuşuluyor çok yazılıyor yani aslında herkes her şeyin farkında ama acı olan durumun daha kötü bir hal alması. Yazar çok güzel bir şiirle anlatıyor onları bence onu okumak yeter anlamak isteyene. Ne barutu ne de pusulayı icat edenler Enerji veya elektriği nasıl elde edeceğini bilmeyenler Gökyüzünü ya da denizi hiçbir zaman kesfetmeyenler Ama yine de onlarsız dünyanın dünya olmadığı insanlar.. Benim zenciliğim bir taş değil, sağırlığı günün feryat fidanıyla çarpışan. Benim zencilgim bir durgun su damlası değil yeryüzünün halatından damlayan. Benim zencilgim ne bir kule, ne bir katedral... Tüm sabrıyla işler donuk bir hüznün içine. Kitapla ilgili aslında daha çok anlatılacak şeyler var ama konuların hepsi aslında ayrı ayrı kitap olmuş konular olduğu için zaten çok zor bütün olarak değinmek bu yüzden genel olarak edebî yoğunluğu çok olmasada bence yine için de öğreticiliğin,sorgulamanın olduğu yazarın hayatından kısa mektuplar şeklinde yazılan içeriğinde bazen şiirler bazen farklı ve duymadığınız bilgileri bulabileceğiniz her konuya biraz değinen çok güzel, hızlı okunan ama aynı zamanda düşündüren tadımlık ama duyurucu çok güzel eser olmuş. Tavsiye ederim. Keyifli okumalar.
Kızıma Mektuplar
Kızıma MektuplarMaya Angelou · Profil Yayıncılık · 200977 okunma
·
76 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.