Dün üçlemenin ilk romanı olan sonsuz arzuya uyanışı okumam sona erdi. Açıkçası ikilemler içindeyim yorumum hakkında. Neden mi? Bir alışveriş sayfasında bir günlük olan kitap promosyonundan puanlarımı da kullanarak ciddi anlamda komik bir rakama aldım üçlemeyi. Tabi ki güvendiğim yorumcuların tahlillerini inceleyip puanlamaları gözden geçirip ön istihbaratımı tamamladıktan sonra. Bir süredir güzel bir aşk romanı okumamıştım ve hafta sonumu işgal edebilecek tüm işlerimi hafta içinden bitirerek kendim için iki günü sırf okuma keyfimi tavan yapabilmek adına boşalttım. Ve cumartesi sabahı kahvaltı ardından kahvemi alarak kendimi yeşilliklerin bin bir türüyle donattığım balkonuma kapattım. Henüz romanın 1/4'ünü bile okumamışken belli bir noktaya o denli hızlı geldi ki olaylar ee hani aşk, heyecan, macera ne zaman başlayacak demekten kendimi alamadım. Zaten alamaya alamaya da roman bitti o ayrı bir hikaye. İkilemlerdeyim çünkü en başta acayip bir şekilde hüsrana uğramış durumdayım. Elimde aşk romanı diye aldığım bir üçleme var ve daha ilk cildinde benim bir aşk romanından beklentilerimi kesinlikle karşılamadı.İkinci olarak üçlemenin her birinde ısrarla geçen "sonsuz" kelimesinin romandaki karşılığı kesinlikle hayallerimle örtüşmediği gibi üstüne üstük puanını düşürmeme neden olan alıntı karmaşası şeklinde bende yansıma buldu. Yazar anladığım kadarıyla fantastik bir hava eklemenin aşk romanlarının satışını arttırdığı kanaatinde olarak yazmaya başlamış. Vampir, kurt adam... çok yazılınca değişik bir şeyler ortaya çıkarmak istemiş. O da çok değişik (!) olarak simyayı romanına eklemiş. Eklemiş eklemesine de o denli tanıdık ki... İçinde Anna Rice'ın "vampirle görüşme"sinden ve "karanlıklar ülkesi"nden alenen kareler vardı. Yani kesinlikle orijinallikten bahsetmemiz söz konusu bile değildi. Aynı zamanda bu sonsuzluk mevzusuna gelindiği andan itibaren romanda ahlak kavramı alaşağı edilmiş ve buna da her seferinde haklı sebepler gösterilmeye çalışılmıştı. Cinsellik romanı ne bütünleyen bir unsurdu ne de o denli sadakatsiz ve sapkın şekliyle romana dahil edilmesi ilgiyi arttıracak türden bir yaklaşımdı. İkilemimin diğer yakasını oluşturan ama bu eleştirilerime göre oldukça hafif kalan yakası ise küçücük bir bölümde de olsa kadın kahraman olan Lanny'nin ilk ve tek aşkı Jonathan'a özleminin fena kaleme alınmamış olmasıydı. Üçlemeyi aldığım için ciddi anlamda pişmanım. Kesinlikle tavsiye etmiyorum!

Sonsuz Arzuya UyanışAlma Katsu · Martı Yayınları · 2012206 okunma

·

242 görüntüleme

Çalışkanarı Çiğdem Özdemir

@caliskanari ·

10 Ağustos 2015 13:55

Aydınlatıcı yorumları seviyorum, teşekkürler

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.