Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

270 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Sevgili dost, Bilenler bilir benim kitapları dosta yazılan bir mektup edasında incelediğimi çünkü biz kitap dostlarıyız ne güzel bir payemiz var di mi? Bu kitap okurken elimden düşürmek istemediğim ve sindire sindire okuduğum bir kitap oldu.. Ülkenin kalkınması için yaşanmış bir ömür ve ülkenin kalkınması için yaptığı projelerin önündeki engelleri aşmak için yapılan mücadelelerin kalem alındığı bir kitaptır. İlk olarak kitabın dili çok akıcı, sade bir anlatımla olaylar olgular çok rahat anlaşılıyor konuların düzenli birbirini takip ediyor bu nedenle okuyanı akıcı bir şekilde misafir ediyor kitap. Kitap, soyadını demir yolu yapımı projesindeki başarısından dolayı Atatürk'ten alan Nuri Demirağ'ın hayat hikayesidir. Demirağlarla anayurdu dört baştan kurma konusundaki çabasıyla ilk adımları atmış, uçak fabrikaları kurmuş, ülkesi için her türlü yeniliğe öncülük etmiş iş adamı, Nuri Demirağ. Ülkeyi muassır medeniyetler seviyesine ulaştırmaktı ve bu sebeple anayurdumuz demir ağlarla dört baştan örülmeliydi.1926’da Samsun – Sivas demiryolu yapımını üstlenen Fransız şirketi işi bırakınca Nuri Bey hiç düşünmeden ilk olarak yapılacak 7 kilometrelik kısım için ihaleye girdi ve cüzi bir fiyat karşılığında ihaleyi aldı. İşin geri kalan kısmı da deneme süreci olarak Nuri Bey’e verildi.Bu işi çok benimsemişti. Ülkenin faydası söz konusuydu, bu yüzden çok istekliydi. Bu işi, çok çalışıp başarmalıydı. İlk işi tapu dairesinde mühendis olan kardeşi Abdurrahman Naci Bey’i memuriyet görevinden istifa ettirerek demiryolu projesine ortak etmek oldu. Mühürzade Mehmet Nuri Bey, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk demiryolu müteahhidi olmuştu. Nuri Bey, demiryolu projesi sürerken bir yandan da başka büyük inşaat projelerini yürütüyordu. Sivas Çimento, Karabük Demir – Çelik, Bursa Merinos Tesisleri, Eceabat Havaalanı ve Haliç’in kenarındaki İstanbul Hal Binası’nı inşa etti. Nuri Demirağ, döneminin en zengin iş adamıydı. O yıllarda ordunun uçak ihtiyacı zengin iş adamları ve halktan toplanan bağışlarla sağlanıyordu. Bir gün Nuri Bey’den uçak satın almak için başlatılan bir bağış kampanyasına katılması istendi. Nuri Bey’in cevabı şu şekildeydi: "Benden bu millet için bir şey istiyorsanız, en mükemmelini istemelisiniz. Mademki, bir millet tayyaresiz yaşayamaz, öyleyse bu yaşama vasıtasını başkalarının lütfundan beklememeliyiz. Ben bu uçakların fabrikasını yapmaya talibim." Fabrikayı kurmak için memleketi Divriği’den başka bir yer düşünemezdi. Ancak yine de öncelikle İstanbul’da bir deneme atölyesi kurmalıydı.Çekoslovak bir şirketle anlaştı ve İstanbul’da Barbaros Hayrettin Paşa İskelesi’nin yanında atölye binasını inşa ettiler.Deneme uçuşlarının yapılması için de bir alana ihtiyaç vardı. Bu sebeple Nuri Bey Yeşilköy’deki Elmaspaşa Çiftliği’ni satın alarak buraya bir büyük uçuş sahası ve uçak tamir atölyesi yaptırdı. Uçuş sahası, Avrupa’nın en büyük havalimanı, Amsterdam Havalimanı büyüklüğündeydi.Bugün burası Uluslararası İstanbul Atatürk Havalimanı olarak kullanılmaktadır. Nuri Demirağ uçak fabrikasını kurmuş ancak o dönem ki THK de siparişini iptal etti. Nuri Bey sipariş iptalinin üzerine THK’yi mahkemeye verdi ve yıllar sürecek mahkeme serüveni de böylece başlamış oldu. Ancak mahkeme THK’nin lehine sonuçlanacaktı. Mahkeme sonucu bu kadarla kalmayacaktı. Bundan sonra uçakların yurt dışına satılmaması konusunda bir kanun çıkartıldı ve artık sipariş alamayan fabrika alnına çalınan kara lekeyle 1950’lilerde kapatıldı. Bütün o kurulu düzen de bir gün tekrar, şimdiki Atatürk Havalimanı olarak, kullanılana kadar istimlak edildi. Gelen son siparişlerin de engelinden sonra elde kalmış bütün uçaklar hurdacıya satılmak durumunda kaldı. Nuri Demirağ’ın üzüntüsü yollar, yıllar boyunca uzanıp geliyordu. Çok emeği vardı ve emeğinin geldiği son nokta hurdalıktı. Bunu kabul etmek ona yakışmazdı, savaşacaktı. Hükümet üyeleri ve Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’ye mektuplar yazdı. Yapılan bu büyük yanlıştan dönülmesi gerektiğini özellikle vurguladı. Ancak çabası boşunaydı; fabrika bir daha asla açılmayacaktı. 1945’te Nuri Demirağ, Milli Kalkınma Partisi’ni kurdu. Bu parti, Türkiye’nin ilk muhalefet partisiydi.1946 ve 1950 seçim döneminde meclise giremedi. Bu yüzden Nuri Bey de 1954 seçimlerinde adaylığını Demokrat Parti’den koydu. Bu seçim döneminde Sivas Milletvekili oldu. Milletvekilliği görevi boyunca çölleşme, enerji, köprüler, barajlar, tarım ve hayvancılıkta yaşanan gerileme hakkında çalıştı. Ülkenin kalkınması için adanmış bir ömür… Bitmeyen işlerin peşinde koşarken kesinlikle bizlere edebiyatı hayamızın en önemli yerine koymamızı, şiir ezberlememizi, ailemizi, dostlarımızı, arkadaşlarımızı ihmal etmememizi tavsiye eden, hiçbir işin bitmediğini Nazım Hikmet’in “ işlerim var bitirilecek” adlı şiiriyle bizlere nasihat eden bir değer abidesi.. Giderayak işlerim var bitirilecek, giderayak. Ceylanı kurtardım avcının elinden ama daha baygın yatar ayılamadı. Kopardım portakalı dalından ama kabuğu soyulamadı. Oldum yıldızlarla haşır neşir ama sayısı bir tamam sayılamadı. Kuyudan çektim suyu ama bardaklara konulamadı. Güller dizildi tepsiye ama taştan fincan oyulamadı. Sevdalara doyulamadı. Giderayak işlerim var bitirilecek, giderayak.
Bir Öncünün Romanı Nuri Demirağ
Bir Öncünün Romanı Nuri DemirağMuhittin Şimşek · Alfa Yayınları · 201629 okunma
·
34 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.