Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

416 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 saatte okudu
Zafer Değil Sefer
Bir zamanlar bir televizyon kanalında İsmet Özel ile İsmail Kara epey müddet devam eden bir söyleşi programı gerçekleştirmişlerdi. O mesele de gündeme geldi. Kitaplaşsa iyi olur, denildi. İsmail Ağabey, tedbirli, ihtiyatlı bir insan. Hepsinin video kaydını almış, arşivinde tutmuş. Maalesef o Tv kanalının arşivinde bile yokmuş o kayıtlar. Neyse. Epey müddet kitaplaştırmak için uğraşmışlar, ama telif meselesi yüzünden gecikmiş. Şimdilik kisve-i tab'a bürünmeyi bekliyor. Bekliyoruz, inşallah gün yüzüne çıkar. Umutluyuz. Allah İsmail Kara'ya uzun ve bereketli bir ömür nasip etsin. Yoksa o güzelim konuşmalar da kaybolup gidecek... "Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar" kitabının adını ilk defa görüyordum. Cazibesine tutulduğum ve beni esir alan şey başkaydı. Fuat Köprülü bu eserini yayınladığı zaman 29 yaşında imiş. Evet 29 yaşında. Yıl 1919. Dahası var: Kitabı müjdeleyen ilk ihatalı yazıları ise 23 yaşında iken kaleme almış ve en muteber Türkiyat mecmualarında yayınlanmış. Yıl 1913-1914. Hadi bunlar da önemli değil diyelim. Aradan tam yarım asır geçmesine rağmen eser hâla aşılamamış...Başımı kaldırıp uzaklara baktığımda ilk farkettiğim şey; Fatih'in İstanbul'u fethettiği zaman 23 yaşında oluşunun bir menakıp, bir edebiyat olmadığı oldu..." İsmail Kara, Zafer Değil Sefer, s. 23. "Kitabın merkezinde Ahmet Yesevi ve Yunus Emre vardı. Anadolu'da yeşeren müslümanlığın iki büyük dil ustası ve mürşidi. Kurucu ve yaşatıcı iki dev...20'li yaşlarda bir Türk müellifi, Türk tarihinin en sıkıntılı ve karmaşık bir devrinde, devasa oryantalistleri hizaya sokarak, gerekirse "hesabını görerek" bütün bu derin vadilerde nasıl bu kadar rahatlıkla ve mahirane at koşturabiliyordu? Osmanlı Devleti'nin tarihten çekilip koparıldığı bir yıl. 1919. Müellif de bu yorgun ve müzmahil devletin bir vatandaşı. Onun da "ölüme yatması" beklenir değil mi? Hayır! O, tarihte yeni bir sayfa açmak, küllerinden dirilmek ve kadere inat köklerinden bir daha neşvünema bulmak peşindedir. Onun için tekrar başa, başlangıç noktasına, ilk mübeşşirlere dönüyor, hem de inkıtasız olarak.." İsmail Kara, Zafer Değil Sefer, s. 24. "Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar" kitabı hakkında uzun ve takdirkâr bir yazı yazan müsteşrik Cl. Huart'ın da işaret ettiği üzere; Osmanlı Devleti'nin tam yıkılacağı sırada bu kuvvetli devletin "menşeleri" meselesini araştırmak, ancak "millî bir maksat" ve büyük bir "kurucu iddianın" mahsulü olabilirdi. Gerçekten Köprülü, neticede kitapla yeni bir temel atmış, yeniden büyük bir "devlet" inşa etmişti. Kuşatabilen üzerine kurulup saltanat sürebilir, kendine yer yurt arayan onun tebeası/vatandaşı olabilirdi. Adeta seyyar vatan...Seyyar tekke" İsmail Kara, Zafer Değil Sefer, s. 24. "Köprülü'nün hayran kaldığım, gıpta ettiğim tarafları o zaman da vardı, bugün de var. Hususen aşk ve ihtiras haline gelmiş çalışma tarzı, "takip" fikri. Türkiyat sahasını nerede ise "tek başına" sırtlayıp taşımaya azmetmiş "iddiası" ve nihayet yakını kıldığı talebeleriyle olan "münasebetleri"...Osman Turan, Orhan Şaik Gökyay, Abdülbaki Gölpınarlı, Nihal Atsız, Kara Ziya, Pertev Naili Boratav, Halil İnalcık..." İsmail Kara, Zafer Değil Sefer, s. 25. Bursalı Mehmet Tahir Bey, "Osmanlı Müellifleri" kitabını yazmasının sebeplerinden birinin, binlerce ulemâ ve fuzelâ yetiştiren Osmanlıları ilim ve irfandan uzak gösteren "garazkârları" susturmak olduğunu belirtir" İsmail Kara, Zafer Değil Sefer, s. 44.
İsmail Kara
İsmail Kara
Zafer Değil Sefer
Zafer Değil Sefer
Zafer Değil Sefer
Zafer Değil Seferİsmail Kara · Dergah Yayınları · 201941 okunma
·
43 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.