Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

160 syf.
·
Puan vermedi
Vittra
Buraya bir kitap hakkındaki düşüncelerimi yazdığım ilk incelemem olacak. Okuduklarını kendine saklamayı seven bir insanım ama yazmayı da seven biriyim. Cümlelerimi kağıda dökerken hep çok mahrem bir şey yapıyormuş gibi gerilip heyecanlanırım. Yazamamaktan çok korkarım. Çünkü yazabilmek en çok istediğim şey. Bunu asla beceremeyeceğimi anlamaktan korkarım. Yazdıkça yazamamaya bir adım daha yaklaşmış olmaktan korkarım. Peki neden ilk defa bu kitap hakkında yazıyorsun diye soracaksınız belki ( soracağınızı zannetmiyorum ama ) Hayal gücünü serbest bırakmaktan korkmayan ve en önemlisi ( ve benim için en zor olan ) bunları yazıya dökme kısmında bu kadar başarılı olan bir yazarın etkisinde kaldım, biraz cesaret buldum diyelim. Evet başlıyorum. Kitap şu kadar öyküden oluşuyor şu kadar sayfa en sevdiğim öykü şu oldu falanca öyküsünden hiç anlamadım gibi teknik kısımları geçeceğim. Kitapta beni etkileyen şey üslubu oldu. Kitabı hissedebilmek isterim. Yazarın samimiyetini isterim. Kendisinin inanmadığı şeylere beni inandırmaya çalışıyormuş duygusundan nefret ederim. Zeplin’de her hikayeyi hissettim ve inandım. Bunu yapan hikayelerin güzelliğinin yanında yazarın diliydi. İşlemiş kelimelerini hikayelerine. Üstünde düşünmüş ve yerleriyle oynamış. İsveç kültürünü katmış hikayelerine. Yazdığı tür fantazya ve düş gücünün onu nereye götüreceğini bilmediği bir şeye girişirken tanıdığı ve sevdiği bir şeyleri yanına almak istemiş gibi. Beni duygulandıran hikayeleri de oldu. Fantastik bir filmin en hareketli anını izliyormuş gibi soluksuz sürükleyen hikayeleri de oldu. Okuduğunuz kısa hikayelerin sonunda kahramanlarla uzun zamandır süren bir ilişki kurmuşsunuz gibi hissettiriyor. Kısacası okuyun ve Karin Tidbeck’in kahramanlarını yanıbaşınızda hissedin.
Zeplin
ZeplinKarin Tidbeck · Aylak Kitap · 2014302 okunma
·
39 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.