Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

576 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Tanım: Çernişevski’nin 19. Yüzyıl sonlarında cezaevinde yazıp tamamlayamadığı romanıdır. Bu romanı 4 aralık 1862 ile 4 nisan 1863 arasını kapsayan 4 aylık sürede kaleme almış çernişevski. 4 ay deyip geçmemek de lazım tabi. 4 ay sonunda yazılan bu roman rus toplumu üzerinde öyle büyük bir etki bırakmış olmalı ki dostoyevski, tolstoy ve lenin gibi pek çok yazar uzun süreler tartışmışlar kitapta sarf edilen satırları. Kitabın konusu adı gibi apaçık. “Nasıl yapmalı?” İş hayatından aşk hayatına, aradığımız her şeye dair nasıl yapmalı da etmeli diye sorabiliyoruz gün içinde, hemen hemen bu soruların tümüne yazar çok güzel cevaplar vermiş olsa gerek ki okurken işte böyle yapmalı diyebiliyor insan. Kitaba dair en çok insanı içine çeken şey ise, her şey o kadar sıradan ki, olağan dışı hiç bir şey yok, nefret yok, entrika yok... her şey olması gerektiği gibi insanca işlenmiş. Kötü karakterler olması gerektiği gibi kötü, iyi karakterler olması gerektiği kadar iyi. Herkes sıradan. Bunu çernişevski de sık sık dile getiriyor zaten kitapta. Sık sık okuyucusuyla gerek kısa gerek ucun sohbetler ediyor. Bazen bizlere sinirleniyor bazen sevecenlikle yaklaşıyor. Bazen olay örgüsünden koparak bizlere bir şeyler anlatıyor, bazense ufak ipuçları vererek merakımızı gideriyor. Zaten kitapta en ufak bir sır yok, tüm olaylar gözümüzün önüne seriliyor. “(...) bu bakımdan size kurnaz bir kimse gösterirler ve ‘bu gördüğün adam var ya, onu kandıracak adam daha anasından doğmamıştır’ derlerse, hiç düşünmeden kendisini kandırabileceğinize dair bahse tutuşun ve bire on koyun. Yalnızca bir insan olmanıza, yani kurnaz falan olmamanıza karşın eğer isterseniz o anasının gözü denen adamı kandırdığınızı göreceksiniz. Hele onun kendi kazdığı çukura düşeceği konusunda bire yüz bahse girebilirsiniz. Çünkü bütün kurnazların genel özelliğidir bu, er geç kendi oyunlarının kurbanı olurlar. (...) dünyanın en ünlü üçkağıtçıları, dolandırıcıları, madrabazları tanıklık ederler ki, eğer bir parça sağduyusu ve yaşam deneyimi varsa, namuslu, dürüst bir insanı aldatmaktan daha zor bir şey yoktur. Aptal olmayan dürüst insanları yalnız başlarınayken dünyada kandıramazsınız. Gelgelelim bunların da başka bir yönde zayıflıkları vardır; bu da, bu insanların topluluk halindeyken kandırılabilmeleridir. Madrabaz, bu insanları tek başınayken kafesleyemez, ama topluluk halinde oldular mıydı, buyrun, her türkü kafesleme operasyonu için emirlerinize hazırdırlar. Öte yandan kafeslenme konusunda tek başınayken zayıf olan madrabazlar, topluluk halindeyken asla yakayı ele vermezler. Dünya tarihinin tüm gizi kanımca budur.” “(...) tıpkı bunun gibi, insanların benden hiçbir bakımdan geri kalır yanları olmayan büyük çoğunluğu için özlenen mutluluğun idil karakterli bir mutluluk olduğunu da biliyorum ve bunu bildiğim için de haykırıyorum, varsın hayatın bütün alanlarında idil egemen olsun, idilden başka hiçbir şey olmasın dünyada! İdilden anlamayan bir avuç garip insansa varsın başka birtakım mutlulukların peşinde olsunlar! Değil mi ki insanlığın büyük çoğunluğu için idil gereklidir...! İdilin günümüzde artık moda olmamasına ve insanların da bu yüzden ondan vaz geçmelerine gelince... bilinen sözdür, tilki uzanamadığı üzüme koruk dermiş. İnsanlar da idile erişemeyeceklerini anlayınca çareyi idili moda olmaktan çıkarmakta bulmuşlar.” “İnsanları böylesine rezilleştiren bu zenginlik nereden gelmiş, niçin var? Yoksullar neden bir türlü yoksulluktan kurtulamıyorlar? Neden çevremizde zenginler kadar rezil ve ahmakça davranan bu kadar çok yoksul var?”
Nasıl Yapmalı?
Nasıl Yapmalı?Nikolay Gavriloviç Çernişevskiy · Kor Kitap Yayınları · 20191,141 okunma
·
27 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.