Semerkant… Beni herhalde en çok ikilemde bırakan kitaplardan biri, kitabı gerçekten sevip sevmediğim konusunda hala tereddüt içerisinde olduğumu söyleyebilirim. Çünkü belli kısımlarında, baya iyi kitapmış, derken; belli kısımlarında, ne zaman bitecek bu kitap, diye hayıflandım. Öncelikle bu kitabın tam anlamıyla roman olmadığını düşünüyorum. Daha çok birkaç hikayenin belli noktalarla birleştirilmiş hali gibiydi. Kitapta Hasan Sabbah, Ömer Hayyam, Nizamülmülk, Terken Hatun, Melik Şah gibi bir çok önemli şahsiyetin hikayesini okuyoruz ve tabii ki bu eksende Ömer Hayyam’ın şiirlerinin bulunduğu yazmanın oradan oraya sürüklenişine tanık oluyoruz. Karakterlerin işlenişi başarılı olduğu için bu karakterleri tanımak, anlamak daha kolay oluyor bu yönden kitap başarılı. İlk iki bölümün olay örgüsü de gerçekten sağlam bir şekilde kurgulanarak sunulmuş fakat ilerledikçe kitap belli kısımlarda başka bir roman okuyormuşsunuz hissi veriyor ki beni en çok rahatsız eden ve ikilemde bırakan da bu oldu. Bazı kısımlarda, özellikle İran bölümüne gelindiğinde tarihi olaylarla ilgili müthiş bir bilgi bombardımanı var ve bu düşünülenin aksine o bilgileri öğrenmenizi değil de olaydan, kitaptan kopmanızı sağlıyor. Ve sonra adapte olmak da zor oluyor. Yine tabii ki belli tarihi olayların, kişilerin, mekanların anlatılması güzel fakat ben çoğunluğunun aksine güzel bir bağlama, sentez yapıldığını düşünmüyorum. En azından kitabı okurken öyle hissetmedim. Daha çok sürekli başka hikayeye geçiyormuş hissine kapıldım. Bir de yanlı diyebileceğiniz pek çok mesaj, durum romanda yer almış. Bu da okurken sizi biraz rahatsız ediyor, özellikle Amerika’nın göklere çıkarılması ve tek umudun onlarmış gibi gösterilmesi beni huzursuz etti. Bu kadar olumsuzluklardan sonra neyi sevdin derseniz? Kitabın sadece bir hikayeden daha fazla olması, yani okurken bilgilendirip, meraklandırması, araştırmaya itmesini gayet başarılı buldum. Şehirlerin atmosferinin canlandırılması ve siyasi olayların arkasındaki mücadelenin işlenilmesi yine bana farklı bakış açıları kazandırdı. Her kitap bu konuda başarılı olmadığından bu okunmaya değer olduğunu gösterir Sonuçta yazarın ilk okuduğum kitabıydı, keşke okumasaydım diyemem, kesin okumalısınız da diyemem, fakat şans verilmesi gereken bir kitap. Ölmeden önce okunacakları bitirip buna başlayın bana kalırsa. Hayırlı günler dilerim efendim.

SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202062bin okunma

·

16 görüntüleme

Abdullah KÜÇÜK

@Gomleksizdeli ·

28 Şubat 2019 10:46

Okuduğum en güzel inceleme. Kitabı henüz okumadım ama artık hakkında bilgi sahibiyim. Böyle incelemelere ve puanlamalara bu sitenin çok ihtiyacı var. Emeğine sağlık hocam.

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ali Kerem