Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

392 syf.
9/10 puan verdi
·
29 günde okudu
Okulun ilk günleri 5. Sınıfta öğretmen öğrencilerine klişe ve yalan dolu bir söz söyledi: Hepinizi çok seviyorum...  Ön sırada yana doğru kaykılmış bir öğrenci vardı. Adı Mustafa Yılmaz’dı... Mediha öğretmen Mustafa Yılmaz’ı bir süre takip etmiş a-sosyal olduğunu, elbiselerinin kirli olduğunu fark etmişti.  Mediha öğretmen Mustafa’nın kâğıtlarını büyük bir kırmızı kalemle işaretlemekten, kalın çarpılar (x ) yapmaktan ve kâğıdın üstüne düşük not vermekten zevk alır hale gelmişti.  Her öğrencinin geçmişine dair bilgileri okurken Mustafa’yı en sona bırakmıştı. Ve bir gün sıra ona geldi... Mustafa'nın birinci sınıf öğretmeninin notu: Mustafa gülmeye hazır parlak bir çocuk. Ödevlerini derli toplu ve temiz yapıyor ve çok terbiyeli. Onun etrafta olması çok eğlenceli. İkinci sınıf öğretmeninin notu: Mustafa mükemmel bir öğrenci, sınıf arkadaşları tarafından çok seviliyor, ama annesinin ölümcül bir hastalığı olduğu için sıkıntı içinde ve evdeki yaşamı mücadele içinde geçiyor. Üçüncü sınıf öğretmenin notu: Mustafa'nın annesinin ölümü onun için çok zor oldu. Mustafa elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor ama babası ona ilgi göstermiyor ve eğer bazı adımlar atılmazsa evdeki yaşamı yakında onu etkileyecek. Mustafa’nın dördüncü sınıf öğretmeninin notu: Mustafa içine kapanık ve okulda derslere çok fazla ilgi göstermiyor. Çok fazla arkadaşı yok ve bazen sınıfta uyuyor.  Ve Mediha öğretmen Mustafa’nın yaşadıklarını okuduktan sonra kendisinden utandı. Ona önyargılı davrandığı ve baktığı için... Bu olay öğretmeni çok etkiledi... Sürekli Mustafa’nın durumunu düşünür hale geldi... Öğrencilerden hediyeler geldiğinde Mustafa’nın hediyesi onun için önemliydi.  Herkesin içerisinde Mustafa'nın hediyesini açtı... Marketten alınan bir kağıda özensizce sarılmış yapma elmas taşlı bir bilezik ve çeyrek dolu bir parfüm şişesi... Sınıftakiler gülmeye başlarken öğretmen bileziği takıp ne kadar güzel olduğunu söyledi... Parfümü bileklerine sıktı..  Ders bitip ayrılık vakti geldiğinde Mustafa öğretmenine şunu söyledi: - Öğretmenim bugün aynı annem gibi kokuyordunuz. Çocuklar gittikten sonra, Mediha öğretmen oturup ağlamaya başladı...   O günden sonra, okuma, yazma ve aritmetik öğretmeyi bıraktı, insani boyutlara ve yaşanmışlıklara daha fazla önem verir oldu. Mustafa'ya özel ilgi gösterdi. Ki Mustafa da bu özel ilgiye karşılık veriyor sınıfın en zeki öğrencilerinden biri haline geliyordu.  Okul bitti Mustafa yoluna gitti, Mediha öğretmen ise işine devam etti.. Bir sene sonra, Mediha öğretmenin kapısının altında Mustafa'dan bir not buldu... Notta Mustafa’nın yaşamındaki en iyi öğretmen olduğu yazıyordu. Altı yıl sonra Mustafa'dan bir not daha aldı. Lise bitti,. Sınıfta üçüncü oldum... Hayatımdaki en iyi öğretmen sizsiniz.  Yıllar sonra bir not daha: Fakülte bitti hayatımdaki en iyi öğretmen sizsiniz...  Ve bu kez isminin önünde Prof. Dr. yazan ama içeriğinde hayatındaki en iyi öğretmenin kendisi olduğunu belirten bir not daha... Prof. Dr. Mustafa Yılmaz... Bir mektup daha... “Babamı bir kaç hafta önce kaybettim evlenme törenimde annemin yerine ayrılan koltukta oturur musunuz?” Ve evlilik töreni... Mediha öğretmenin kolunda taşları düşmüş bilezik ve annesinin parfümünün kokusu... Mustafa ile kucaklaşma sonrası doktor Mustafa’nın öğretmeninin kulağına fısıldadığı sözler: "Bana inandığınız için teşekkür ederim, öğretmenim. Bana önemli olduğumu hissettirdiğiniz ve bir fark meydana getirebileceğimi gösterdiğiniz için çok teşekkür ederim." Ağlayan Mediha öğretmenin yanıtı: Mustafa, yanlış şeylere sahiptim. Bir fark meydana getirebileceğimi bana öğreten sensin. Seninle tanışıncaya dek, nasıl öğreteceğimi bilmiyordum..." Kitabın vermek istediği asıl mesaj bu hikayede gizli. Öğretmen demek çocukların zihnini bilgiyle doldurup onları otomatik birer robot haline getirmek demek değildir. Eğer dürüstlüğe değer veriyorsanız, o zaman öğrencilerinizle de dürüst olmalısınız. Eğer düzene önem veriyorsanız, o zaman hem kılık kıyafetiniz hem de tavrınız düzgün olmalıdır. Eğer dakikliğe değer veriyorsanız, her zaman vaktinde gelmelisiniz. Eğer demokratik ilkelere değer veriyorsanız, otoriter davranmamalısınız. Eğer faşizme ve güçlünün ayakta kalmasına önem veriyorsanız, o zaman insanalara demokrasi ya da insaniyet nutukları çekmemelisiniz. Ama üzülerek söyleyeceğim ki çoğu öğretmen " Söylediğimi yapın, yaptığımı yapmayın!" mantığıyla öğrencilerine nutuk çekiyor. Oysa öğrencilerin okuldaki en büyük modeli öğretmenlerdir. Öğrenciler, öğretmenlerini model alırlar. Amacımız sadece öğretmek, aracımız da sadece kitaplar değildir. Önceliğimiz insani değerleri kavratmak olmalıdır. Kitap bilimsel bir dille yazıldığı için bazı insanlara sıkıcı gelebilir ama sıkıcı gelmiş olması niteliksiz olduğu anlamına gelmiyor. Ayrıca içeriğindeki çözümlerin evrensel olmadığını söyleyen okurlar var. O okurlara sormak istiyorum acaba bir öğrenciyi insan yerine koyarak, empati kurarak aktif dinlemenin neresi evrensel değil? Ya da şöyle sorayım: Öğrencilerle olan ilişkilerde kazan-kaybet yöntemi değil de kazan-kazan anlayışıyla hareket etmenin ve ilişkiyi zedelememenin neresi evrensel değil? Aaa bir dakika şunu da soracağım: Sınıfta sadece öğretmen değil öğrenciler de var ve bu sebeple kuralları öğrencilerle birlikte belirmenin, onların görüş ve değerlerine önem vermenin neresi evrensel değil? Offf çok soru var... Neyse o evrensel bulmayan, kitabı şişirilmiş olarak ele alanlar tekrar bi düşünsün. Ve kitapta en beğendiğim kısmı paylaşarak susuyorum... "Bir öğretmen vardı, bize öğretmekten bahsetti. Ve şöyle dedi: Hiç kimse sana bilgiyi açmaz. Böylece yavaş yavaş uyanırsın. Kalenin gölgesinde yürüyen bir öğretmen sadece aklını nakletmekle kalmaz aynı zamanda inancını ve sevgisini de aşılar. Akıllı bir öğretmen seni sadece akıl evine davet etmekle kalmaz aynı zamanda kendi aklının ucundan eşiğinden geçirir. Belki bir astronot sana uzayın detaylarını anlatabilir ancak asla sana anlayış kazandıramaz. Belki bir müzisyen sana evrenin ritmini sunar ancak kulağına ritim veremez, sesine de ses katamaz. Sana sayıların bilimini, ağırlığın ve ölçünün detaylarını öğreten biri bunları sana öğretir ama onların dilinden anlar hale getiremez. Oysa öğretmenin hayata dair ilmi diğer bir insana katma değer sağlar. "(s. 352)
Etkili Öğretmenlik Eğitimi
Etkili Öğretmenlik EğitimiThomas Gordon · Profil Yayıncılık · 2017386 okunma
··
364 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
hatice yılmaz okurunun profil resmi
Cok değerli bir inceleme yüreğinize sağlık beni çok hüzünlendirdi.
Hicret okurunun profil resmi
Teşekkür ederim 🙏
Şeyma Nur okurunun profil resmi
Kalbimden bir parça bıraktım bu öyküye
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.