Kitap özetle Osmanlı aristokrasisinin kocaman konaklarda ve köşklerde yüzlerce hizmetçisiyle bir eli yağda bir eli balda nasıl yaşadıklarının ballandıra ballandıra anlatımıdır. Yazar ayrıca politik düşüncelerini de kitaba ilave etmiştir. Öncelikle edebi yönden kitap oldukça başarılı. Kitabın yazıldığı tarih dikkate alındığında eski diyebileceğimiz birçok kelime kullanılmış ancak parantez içinde veya dipnotta anlamları verilmiş. Diğer taraftan yazar kitapta açıkça demokrasi ve halkın kendi kendini yönetmesi fikrine karşı ağır ithamlarda bulunuyor, halk; beynin çizdiği yolda yürümek için yaratılan organlar olarak kabul ediliyor, bu organların beyin olmak istemeleri durumunda muharebeler, ihtilaller ve çeşitli krizlere sebep oldukları ifade ediliyor. Bu yönde çaba gösterenler kıt zekalı, kör cesaretli, ukala bilgiçler olarak gösteriliyor. Padişahtan kusursuz yöneticiymiş, İttihat ve Terakki Partisinden ise tek suçluymuş gibi bahsediliyor. Yazar 70 yıl içinde yaşadığı Cumhuriyet Türkiye’sine ise tek kelime bile değinmiyor. Bir de yazar 1. Dünya Savaşı’nda Almanya yenildiği için galip Osmanlı’nın harbi kazanmasına rağmen kaybetmiş sayıldığı yazılmış ki, yazar Almanya’nın Osmanlı’dan sonra savaştan çekildiğini atlamış. Cumhuriyeti ve demokrasiyi yeren, padişahlığı öven bu kitap orta öğretim kurumları için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından tavsiye edilmiş. Belirli bir yaşı geçmiş kişiler için edebi anlamda okunabileceğini ancak okuduklarını sağlıklı bir biçimde analiz etme becerisini tam olarak kazanamamış gençlerin bu tür kitaplardan yanlış etkileneceğini düşünüyorum. Sonuç olarak kitap oldukça başarılı diyebilirdim, eğer yazar tarihi ve politik fikirlerini yazmasa idi.

İbrahim Efendi KonağıSamiha Ayverdi · Kubbealtı Neşriyatı · 2022753 okunma

·

19 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Hüseyin Zorlu